Fehmi KORU
Yerel seçime az bir zaman kaldı. Tarihi erkene alınmasa bile sandık başına gitmemize sadece altı ay var.
Öyle olunca insanlarımızın biraraya geldiği her türlü ortamda muhabbet sonunda mutlaka seçime ve muhtemel sonucuna geliyor.
Partilerin de ilk gündem maddesi seçim. CHP ve MHP partililerini bu hafta sonu kampa soktular. CHP bu seçimde şeytanın bacağını kırma umdunda, MHP ise şu anda elinde bulunan belediyeleri devam ettirmenin yollarını arıyor.
AK Parti ise kendinden emin.
’’Nasıl bu kadar emin olabiliyorlar? Son genel seçimde AK Parti’nin oyu yüzde 40’a dayandı. Son referandumda da İstanbul ve Ankara’da ‘Hayır’ oylarının ‘Evet’ oylarını geçtiğini birkaç kez siz de yazdınız. Çevrede ’Oyum yine AK Parti’ye diyenlerin sayısı hayli azaldı; millet cep yangını yüzünden homurdanıp duruyor. Yerel seçim ne zaman yapılırsa yapılsın AK Parti için yolun sonu görünüyor…’’
Bu çıkış deneyimli bir dostuma ait…
Aslında ancak alçak sesle konuşmanın nezakete uygun olduğu bir sosyal ortamdayız. Siyaset konuşulmasının da ayıp kaçacağı bir ortam. Karşımızda bir televizyon var, ama sesi kısılmış halde. Açık olan ekran Kanal 7 ve Pazar sohbetinin konuğu AK Parti’nin 2 numarası…
’’Alt yazıyı okudunuz mu?’’ diye dikkatimizi ekrana çekti içimizden biri. Hepimiz dönüp alt yazıyı okuduk. AK Parti yöneticisi ‘‘Vatandaşlarımız son süreçte parasına değerini yeniden kazandırma konusunda çok sıkı durdu’’ demiş; kanal da o sözünü KJ’ye almış…
Hepimiz dikkatimizi o cümleye çekene döndürdük.
‘‘Okuyunca çoğunuzun yüzü aydınlandı, belli ki sevindiniz’’ dedi o dost ve devam etti: ‘‘Oysa o sözün doğru olmadığını çoğunuz biliyorsunuz. Kriz çıkmadan önce parasını bankalarda veya finans kuruluşlarında TL hesaplarında tutanların önemli bir bölümü, şu yakınlarda dolar hesabına geçtiler. Sıkı durmak bu mu?’’
‘‘Doğru’’ dedi bir başkası. Gazetelerde okumuş: 2010 yılına kadar bankalardaki hesapların yüzde 30 kadarı dolar cinsindenmiş; zaman içerisinde bu oran yüzde 40’ların üzerine çıkmış… Şimdilerde ise…
Şimdilerde o oran yüzde 60’ya yaklaşmış…
Ben, ‘‘Dolar hesaplarının arttığına dair haber doğru bile olsa, bu, parti yetkilisinin vatandaşa atfettiği sıkı durma tasvirini yanlış çıkarmaz’’ dedim.
İtiraz edilmesini beklerken tam tersi oldu, dikkatimizi o söze çeken de dahil dostların hepsi ‘‘Öyle, krizden zarar görenler bile sandık önlerine konulduğunda oylarını AK Parti’ye vereceklerdir’’ tespitinde birleştiler.
Ardından pek çok yakın dönem öyküsü dinledik.
Tanışlardan birinin oturduğu çok daireli apartmanın, eşi de evlere temizliğe giden kapıcısı, TL’nin değerinin düştüğü ilk günlerde yapılan çağrı üzerine, o güne kadar bir toprak parçası almak üzere tasarruf ettiği ve dolar cinsinden sakladığı paraları TL’ye çevirmiş… Arada almak istediği arsanın değeri de arttığı halde elindeki TL dolar karşısında bayağı değer kaybetmiş…
‘‘Ne beklerdiniz?’’ diye soran gözlerini bizlerin üzerinde gezdirdikten sonra, o tanış, ‘‘Bizim kapıcı hala iyi bir AK Parti seçmeni. Sandığın önüne gelmesini heyecanla bekliyor. Bağlılığını oyuyla da göstermek için’’ dedi.
Bu da bir Türkiye gerçeği.
‘‘Diğer bir gerçeği de benden duyun’’ dedi bir başka dost. Uzun yıllardır görmediği bir mektep arkadaşıyla karşılaştığında, hal hatır sorgulamasında sıra çocuklara gelmiş. Meğer arkadaşının kızı ile damadı FETÖ örgütüne üye olma ithamına maruz kalmışlar; ikisi de işini kaybetmiş, biri cezaevindeymiş… Konuşmaları sırasında arkadaşının ağzından öfkeli sözler çıkmış çıkmasına, ama kızıyla damadına yönelikmiş o öfke.
’’O da AK Parti’ye oy vermeye devam edecek’’ görüşü etraftan anlatılana benzer hikayelerle beslendi.
Konuşmaları bir kenarda sakince dinleyen şahsen tanımadığım biri, ‘‘Ha şunu bileydiniz’’dedi ve ekledi: ‘‘Bu dinlediğimiz hikayeler de tam bizim milletin belli bir kesimine göre. Ancak AK Parti seçmeni yalnız o kesimden oluşmuyor. Yüzde 50 içerisinde hiç de azımsanmayacak yüzer-gezer oylar da var. Bu seçimin sonucunu da o oylar belirleyecek. AK Parti yetkilileri umarım bunun farkındadır. Muhalefet farkında çünkü.’’
Kafaların karıştığını fark ettim.
Sonrasındaki beş-on dakikayı Türkiye’nin ABD ve Avrupa ülkeleri ilişkileri üzerinde konuşarak geçirdik.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025