Fehmi KORU
Radyo ve televizyonlarda sıkça yayınlandığı için dikkatinizi çekmiş olabilir: Küçük bir kız çocuğu gelecekle ilgili planlarını anlatırken ‘’Türkiye’nin ilk kadın cumhurbaşkanı olma onurunu yaşayacağım’’ da diyor. Cumhurbaşkanlığı gerçekten itibarlı ve onur-veren bir makam ülkemizde...
Eskiden de öyleydi, araya askeri darbelerin mirası olanlarla vesayet rejiminin el verdikleri girince o özelliği zayıfladı; ancak son zamanlarda yeniden eski itibarını kazandı cumhurbaşkanlığı makamı... Cumhurbaşkanlığına Abdullah Gül’ün seçilmesi sayesinde...
Uzun dışişleri bakanlığı döneminde kazandığı uluslararası güvenilirliğe halkın içinden çıkmış bir siyaset adamı olarak içeriden eklediği sevgi ve sempatiyi Çankaya’ya taşıdı Cumhurbaşkanı Gül. Orada geçirdiği beş yıl boyunca her zaman halkın içinde oldu, siyasi eğilim farkı gözetmeden sıkıntıda olanların yanında yer aldı, uluslararası platformlarda ülkeyi en iyi biçimde temsil etti. Sevilen ve güvenilen siyaset adamlarının ilk sıralarında yer almasını her olayda sergilediği samimiyetiyle sağladı.
2007 öncesinden çok daha itibarlı bir makam artık cumhurbaşkanlığı...
Böyle olduğunu güvenilir şirketlerin yaptığı kamuoyu yoklamalarından da biliyoruz. Başlarda ‘partili cumhurbaşkanı’ olabileceği yolunda endişeler taşıyanlar veya belli bir eğilimi koruyup kollayacağı önyargısına sahip olanlar, zamanla, görevini yansız ve tarafsız olarak yerine getirdiğini fark ettiler. Gerektiğinde yaptığı beklenmedik çıkışlarla yanlışlıklara ince ayar çekmeyi de bildi.
Henüz önümüzde iki yıl daha olmasına rağmen, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili spekülasyonlar zihinleri işgal ediyorsa, Abdullah Gül’ün makama getirdiği ağırlığın etkisi bunda büyüktür.
O ağırlığı kazanmada içinden çıktığı siyasi kadrolarla kurduğu uyumlu çalışma tarzı ve yaptığı telkinlere siyasi kadroların açık olması da önemli bir rol oynuyor; o da bunun farkında. Geçmişte yaşanmış cumhurbaşkanı-hükümet çatışmalarının yerini karşılıklı anlayış aldı. Ancak bunu sağlarken de Çankaya’yı her önüne geleni onaylayan bir noter haline de getirmedi. Abdullah Gül görevini tamamlayıp ayrılırken arkasında değeri çok artmış bir cumhurbaşkanlığı bırakacak.
Siyasilerin hepsi günlük telâş içerisinde şu gerçeği tam göremiyor: Cumhurbaşkanlığı makamının itibar ve güvenilirliğinin yükselmesi siyaset alanını da olumlu etkiliyor. Bir ara ülkenin en parlak beyinlerinin, samimi ve fedakâr unsurlarının ilgi duymadığı hor bakılan bir meslek haline gelmişti siyaset; şimdilerde her düzeyden insanın ilgisine muhatapsa, bunda Cumhurbaşkanı Gül’ün katkısı mutlaka görülmeli.
Uyarımın sebebi, siyasi davranışların, özellikle nazik ortamlarda, daha fazla dikkat çekmesidir. İtibar ettikleri, sevdikleri, beğendikleri bir siyasi kişiliğe karşı davranışın kabul edilebilirlik sınırları dışına düşmesi, davranış sahiplerini zora sokar. Halk değer verdiği kişilere kendisini temsil edenlerin de değer vermesini bekler çünkü. En ufak bir sapma, nezaketsizlik, ciddi bir kırılma getirebilir.
Vatan’dan Ruşen Çakır’a Ahmet Sever’in verdiği mülâkatın iktidar ve muhalefet saflarındaki yankılanması, doğal ola-rak halkın gözünde siyasetçileri sınava da tâbi tutuyor.
Çankaya’ya bakıp ‘’Ben de oraya çıkacağım’’ diyen reklâmdaki küçük kızı şaşırtmamak şart...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025