Gökhan BACIK
Ortadoğu tarihinde “dün” önemli bir gündü. Bundan beş yıl önce yani 25 Ocak 2011'de göstericiler Tahrir Meydanı'nda ilk büyük protestolarını gerçekleştirdi. Mısır “Arap dünyasının kalbidir”. Mısır'da “demokrasi” isteyenler sarsılmaz sanılan Mübarek rejimini sarsınca kelimenin tam anlamıyla bütün dünya sarsıldı.
Hepimiz Arap “Baharı”nı büyük bir heyecanla karşıladık. “O zaman” gelmiş miydi? Arap otoriter rejimleri yıkılmaktaydı. Bundan sonra demokrasi güç kazanacaktı. “Kokuşmuş düzenler yıkılacaktı” ve sonunda bölgede işler daha iyiye gidecekti. Pek çok insan uzun süredir beklenilen “o zamanın” yani değişimin başlangıç anının geldiğini sanmıştı.
Beş yıl sonra Ortadoğu'ya bakınca karşımızda yıkılmış, harap olmuş bir bölge var. Büyük beklentilerle karşılanan Arap “Baharı” ile başlayan süreç Ortadoğu'yu bir harabeye çevirdi. Peki neden böyle oldu? Bugün zamanı geriye sarabilsek ve Suriye'de, Libya'da insanlara sorsak sonu felaketle bitecek bu süreci başlatmak isterler miydi?
Popüler olarak “Arap Baharı” diye adlandırılan sürecin bir felaketle sonuçlanmasında pek çok rol oynadı. Ancak bunlardan belki en önemlisi şudur: Elitlerin uzlaşmazlığı, bireysel ve grup çıkarları için en küçük konularda bile bir araya gelememeleri! Şüphesiz demokrasi sabahtan akşama kurulamaz. Arap “Baharı” denilen sürecin kısa zamanda bir Arap demokrasisi var etmesi beklenmiyordu. Ancak süreç bu kadar “berbat” ve kimi yerlerdeki örneklere bakarsak “insanlık dışı” sonuçlanmayabilirdi.
Bugün Yemen bir yangın yeri ise, Suriye bir yangın yeri ise bu “Ortadoğu elitlerinin” yeteneksizlikleri ve hırsları yüzündendir! Maalesef, siyasal, dinsel ve sosyal elitlerin “paylaşmayı bilmemesi” Ortadoğu'yu bir cehenneme çevirdi. Açık yazmak gerekirse Ortadoğu'nun pek çok ülkesi “ülkesinin çıkarları için bireysel çıkarları bir kenara itebilecek” elitler üretemiyor. O nedenle pek çok Ortadoğu eliti “ülkemi yakmaktansa davamı yakarım” demek yerine “davamı yakmaktansa ülkemi yakarım” diyor. Peki bu nasıl mümkün oluyor? Bu sorunun cevabı çok basit: Pek çok Ortadoğulu siyasal, sosyal ve dinsel elit için “davam olmazsa zaten ülkem kalmayacak” yanılsaması var. İnsanlar kendileri ve davaları olmadan da ülkelerinin var olmayı sürdüreceğine inanmıyor. Bu, şüphesiz büyük bir yanılgı.
Tunus örneğinde şunu gördük: Bir tane adamın sadece bir tane elitin uzlaşmacı tavrı bir ülkeyi, bir ulusu ateşten koruyabilmektedir!
Burada şunu hatırlamak gerekiyor: Gruplar, kitleler yüz binlerce kişiden oluşur. Elitler bu gruplar adına konuşur, diğer gruplarla diyalog kurar. Eğer elitler arası diyalog kurulmazsa bu gruplar birbiri ile konuşamaz. İnsan doğasının gereği kalabalıklar birbiri ile konuşamıyor! Kalabalıklar “liderlere”, “sözcülere” velhasıl türlü “elitlere” konuşmak için muhtaçtırlar. Kritik nokta da bu zaten: Eğer elitler uzlaşmayıp kavga edince peşlerindekiler de kavga ediyor. Arap “Baharı” neden felaketle sonuçlandı sorusunun nedeni de basit olarak budur: Uzlaşmaz ve inat etmeyi seven elitlerinin peşinden giden kalabalıklar, bölgeyi bir cehenneme çevirdi.
Beş yıl sonra Arap “Baharı” örneği Türkiye için de bir ders niteliğinde. Türkiye'deki elitler de uzlaşamaz ise benzer sonuçlar yaşanacak. Bugün elitler uzlaşamadığı için Kürt kadınlar ellerinde beyaz bayraklarla doğdukları şehirlerde ölülerini taşımaya çalışıyor. Yine elitler uzlaşamadığı için dünyanın 4. Endüstri Devrimi'ni tartıştığı bir zamanda hâlâ demokratik bir anayasamız yok. Hem Türkiye hem Ortadoğu “kaybetmeye razı” ve “uzlaşmayı bilen” elitlerine “kavuşuncaya” kadar para, kan ve zaman boş yere akmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024
7.03.2022