Gülay GÖKTÜRK
Ben şimdiye kadar birkaç ülkede Gülen okullarını ziyaret ettim. Moskova'da, Petersburg'da sosyal kaosun dağıttığı ailelerin çocuklarını gördüm. Eşlerini alkolizme kaptırmış Rus kadınları, bir de oğullarını kaybetmemek için bu okullara bel bağlamışlardı. Bakü'de, Kazan'da, çocuklarının iyi İngilizce öğrenmesi ve global dünyayla kolayca eklemlenebilmesi için bu okullara umut bağlayan veliler gördüm. Johannesburg'da yüzyıllar süren köleliğin ve onu izleyen ırkçı yönetimin ezdiği bir ırkın ayağa kalkma mücadelesine el vermeye çalışan Horizon Okulu'nu, bu ayağa kalkışa ve insanca yaşama mücadelesine küçük de olsa bir katkı sağlamaya çalışan fedakâr öğretmenleri gördüm. Johannesburg'daki okulun siyah öğrencileri, o okulda belki de hayatlarında ilk defa beyaz adamın "öteki yüzünü", şefkatini görme ve onun tarafından sevilme deneyimini yaşıyorlardı. İçlerinden biri okula başladığı ilk gün eve gider gitmez annesine şöyle demişti: "Beyaz adam benim başımı okşadı."
Şimdi bu okullar birer birer çöküyor. Hükümetin ilgili devletlere yaptığı telkinle, ricayla, taleple (belki de ültimatomla) kapatılıyor. Yıllardır o okulları ayakta tutmak için mali katkı yapan işadamlarının, o okullarda öğretmenlik yapmak için yerini yurdunu, ailesini, nişanlısını bırakıp dünyanın öbür ucuna koşan genç öğretmenlerin eserleri gözlerinin önünde yok oluyor.
Bu, o insanlara reva mıdır? O okullara umut bağlamış velilere, o okullar sayesinde kötü kaderinin değişmesini uman öğrencilere reva mıdır?
Önce dershaneler, şimdi de yurtdışı okulları
Hükümet, 17 Aralık'tan bu yana, devlet içine sızmış ve hükümeti devirmeyi hedeflemiş illegalyapıyla mücadele ederken "hukuk içinde" kalacağını tekrarlayıp durdu.
Ama hiç de öyle davranmadı.
Önce dershaneleri hedef aldı. Bütün demokratik kamuoyunun karşı çıkmasına rağmen gözünü kırpmadan kapattı dershaneleri. Böyle bir şeye hakkı yoktu, böyle bir adım yasalara da Anayasa'ya da aykırıydı; girişim özgürlüğüne de, hizmet alma özgürlüğüne de sığmazdı. Çok söyledik ama dinletemedik.
Şimdi de, hedefte yurtdışı okulların yok edilmesi var.
Hukuk içinde kalmak, o okullarda yasalara aykırı birtakım faaliyetler varsa, suç işleniyorsa, söz konusu okullar paravan olarak kullanılıp o ülkelerde birtakım illegal faaliyetler yürütülüyorsa, bu faaliyetleri tespit etmek, suçu ortaya çıkarmak ve suçluların yakasına yapışmaktır; toptan okulları kapatmak değil.
Ama hükümetin mantığı böyle çalışmıyor. O, kestirmeden gidiyor. Dershaneleri de, okulları da"bataklık" olarak görüyor. Ve "sivrisinekleri" öldürmek için "bataklığı kurutmayı"hedefliyor.
Hatırlayalım, devlet bunu bir zamanlar PKK'yla mücadelede de denemişti. PKK'lıları"temizlemek" için Kürt köylerini bombalamış, sivil halkı köy meydanlarında sıra dayağından geçirmişti.
Evet, bu defa şiddet yok; ama mantık aynı mantık: Eğer bütün dershaneler ve okullar yerle yeksan edilirse, "altın neslin" de yetişmeyeceği, böylece ortada devlete sızacak kimse kalmayacağı hesap ediliyor.
Hedef alınan otonom yapı değil, sivil toplum
Dürüst olalım ve meseleyi açıkça ortaya koyalım: Bu yapılan şey, otonom yapının değil, doğrudan doğruya 40 yıllık bir sivil toplum hareketinin yok edilişidir. Her lafın başında Cemaat tabanının hedef alınmayacağını, sadece suç işleyen unsurların hedef alınacağını söyleyenler bu davranışlarıyla tam da Cemaat'in tabanını hedef almış oluyorlar. Bir Cemaat'in bağrında kolay kolay kapanmayacak bir yara açıyorlar.
Tarih yönetenlere, toplumların yaşadıkları travmaları kolay kolay atlatamadıklarını; yaratılan mağduriyetlerin ve yapılan hataların bedelinin er ya da geç bütün ülke tarafından çok ağır bir şekilde ödendiğini çoktan öğretmiş olmalıydı.
Ne yazık ki bazılarına hâlâ öğretememiş.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015