Gülay GÖKTÜRK
PKK coştukça coşuyor...
Sonunda Lice’de kan dökmeyi de başardı ya, şimdi Duran Kalkan’ın ağzından, yayın organlarından çağrılar yapıyor: Lice direnişi büyütülmeliymiş. Tüm metropollere yayılmalıymış. Her yer Lice olmalıymış. Bütün Kürt kurumları Lice direnişine daha güçlü destek vermeliymiş. Çünkü“demokratik çözüm ve özgürlük ancak direnişle sağlanabilir”miş!
Her yeri Lice yapmanın ne demek olduğunu bilmeyen yok sanırım: Maskeli şiddet gruplarıyla şehirleri ateşe vermek, yolları caddeleri kesmek, hendekler kazıp siper yapmak, otobüsleri yakmak, polise-askere ateş etmek...
Yani, “ben değişmedim, ben hep aynıyım, ben şiddetin çocuğuyum ve öyle kalmaya kararlıyım” mesajı vermek...
Ateşle oynuyorlar
Pazarlık ettikleri gücün AK Parti değil, onun arkasındaki on milyonlar olduğunu hâlâ anlayamadılar. O on milyonların meşru görmediği, haklı görmediği hiçbir adımın atılamayacağını da...
Ve şimdi ateşle oynuyorlar. AK Parti’nin bir buçuk yıldır o milyonları çözüm sürecine psikolojik olarak hazırlamak için yaptığı kitle çalışmalarını birkaç ayda sıfırlamak için daha iyi bir yol bulamazlardı gerçekten de!
PKK terörünün yüreğinde açtığı acıları küllendirmeye çalışan, bugünün gençlerine hayat şansı vermek için kendi oğlunun acısını kalbine gömmeye ve affediciliğini ön plana çıkarmaya çalışan insanları tahrik ederek, kin ve öfkeyi canlandırarak, onları yeniden barış düşmanı haline getirerek“demokratik çözüm”e ulaşacaklarmış!
Elindeki silahtan başka hiçbir şeye inancı kalmamış, ondan da vazgeçtiği anda yok olacağına inanan bir grup şiddet bağımlısının böyle düşünmesini anlayabiliriz.
Ama ya en baştan beri Lice’deki şiddet eylemlerinin yanında yer alan Kürt siyasi hareketine, bu eylemlere maddi-manevi destek veren sözde Kürt dostlarına ne demeli?
Bu yolun HDP’nin daha doğru dürüst siyasi aktör olamadan devre dışı kalmasına yol açacağını; hem Türkiye siyasetinden hem de kendi kitlesinden tecrit olup, küçük marjinal bir grup haline geleceğini göremiyorlar mı?
Diğer seçenek AK Parti’nin keyfini beklemek değil
Şiddetten uzak durmak, Kürtler’in AK Parti’nin canı ne zaman isteyecek de reform yapacak, diye oturup beklemesi değildir. Şimdiye kadar hiçbir demokrat bunu savunmadı; böyle pasif rol biçmedi Kürtler’e... Maskeli molotofçuların alternatifini, kaderci bir biçimde iktidarın hakkını lütfetmesini bekleyen kitleler olarak görmedi.
Tam tersine, demokratik kamuoyu şimdiye kadar hiç yapmadıkları bir şeyi yapmalarını bekledi Kürtler’den: Kitlesel demokratik mücadeleyi yükseltmelerini... Eğer böyle yapsalardı, haklı zeminde yürütecekleri bu mücadele ile demokrasiden yana olan Kürt-Türk bütün kesimlerin desteğini alabilir ve iktidar üzerinde de çok ciddi bir baskı oluşturabilirlerdi.
Bunu hâlâ yapabilirler...
Şu anda AK Parti’yi “Kürtler’i oyalamakla” suçlayan herkesin sıraladığı bir reform listesi var ortada; Anayasa değişikliği gerektirmeyen, gerçekleştirilebilir ve haklı talepler bunlar: Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması, TCK'da yapılacak değişiklikler, KCK tutuklularının serbest bırakılması, Öcalan’la yapılan görüşmelerin yasal bir zemine oturtulması...
O zaman BDP’ye sormak lazım: Lice’de yol kesen eşkıyaların kuyruğuna takılacağınıza, neden siz harekete geçip bu talepler etrafında demokratik kitle hareketleri örgütlemiyorsunuz; mitinglere, yürüyüşlere, imza kampanyalarına, boykotlara, sivil itaatsizlik kampanyalarına öncülük etmiyorsunuz?
Hükümeti PKK’nın şiddetiyle köşeye sıkıştırmaya çalışacağınıza, kendi kitlenizin gücüyle sıkıştırsanıza!
Aslına bakarsanız, o kitlenin yaptırım gücüne doğru dürüst öncülük edilebilseydi, bugün Kürt sorununun çok başka bir noktasında olurduk. O güç, 30 yıl boyunca PKK terörü yüzünden kullanılamadı, akıp giden ırmaklar gibi boşa gitti ve şu anda da hâlâ boşa gidiyor.
Çünkü Kürtler hâlâ milyonları çözüm sürecinin pasif destekçisi olmaktan çıkarıp aktif inşa edici gücü haline getirebilecek bir siyasi önderlikten mahrum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015