Hakan AKSAY
Moskova saldırısı zanlıları
Başlıktaki soruyu saçma bulanlar olabilir.
Çünkü zaten devletin “düzeni korumak için” çeşitli şiddet türlerini kullanma yetkisi vardır.
Ama bunlar “yasal şiddet” sayılır. Ya da “hukuki önlem ve ceza”...
Ne diyordu Ahmet Kaya Başım Belada şarkısında: “Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta…”
Tabii daha medeni ve demokratik bir ülkede olsaydık konu böyle birkaç cümlede buralara gelmeyebilirdi. Devletin şiddeti engellemek ve şiddete başvurmaya gerek bırakmayacak şekilde insanların hayatını iyileştirmek için faaliyet gösterdiğinden falan bahsedebilecektik.
Ama bazı ülkelerde…
Şiddet bağımlısı bir toplum
Sadece devletler değil toplumlar da şiddete meyilli olabiliyor.
Dayağın cennetten çıktığına inananlar az değil.
Sadece dayak mı? Bıçak da, tabanca da, tüfek de...
Umut Vakfı geçen yıl Türkiye’de her iki yetişkin erkekten birinde ve her üç evden birinde silah olduğunu açıklamıştı.
Ülkemizdeki ruhsatsız silah sayısının muhtemelen 36 milyonu bulduğu sanılıyor. Üzerine 4 milyon da ruhsatlı ekleyin...
Şiddet, silah olmasa da kas gücüyle, en azından bağırıp çağırarak ya da otoritenin daha ince ayarlarını kullanarak sorunları çözmenin ve ilişkileri düzenlemenin vazgeçilmez yöntemi.
Ve hemen hemen hepimiz şiddeti öyle veya böyle onaylama eğilimindeyiz.
Aile, arkadaş, okul, iş ortamlarında bunu “doğal” ve hatta “pratik” çözüm biçimi sayabiliyoruz.
Bu “doğallık” giderek bizi “şiddet bağımlısı” bir topluma dönüştürüyor.
“Teröriste şiddet kullanmak iyidir”
Rusya’da geçen cuma akşamı gerçekleştirilen korkunç terör eylemi hâlâ konuşulup tartışılıyor. Olayın birçok boyutu var.
T24’te salı günkü Kuzey Raporu video programında ve geçen yazımda bu konuları aktarmaya çalıştım. Sadece cevaplar vererek değil, daha çok sorular sorarak ve tartışılması gereken noktaları öne çıkarmaya özen göstererek.
Bunlardan biri de yakalanan teröristlere güvenlik güçlerinin şiddet uygulamasıydı. Bir teröristin kulağından bir parça kesilerek kendisine yedirilmeye çalışılıyor, diğerinin cinsel organlarına elektrik veriliyordu. Ayrıca mahkemedeki görüntülerinden, hepsinin epeyce dayak yediği anlaşılabiliyordu.
Burada çok önemli ayrıntı, yalnızca Rus güvenlik güçlerinin teröristlere şiddet uygulaması değildi; bu görüntülerin bilinçli olarak servis edilmesiydi. Amaç, teröristlerden canı yanan ve isyan edenlerin tepkilerine “uygun bir boşalma zemini” yaratmak mıydı, olaya müdahaledeki gecikme ve eksiklerin üstünün örtülmesi miydi, dünyaya “bak ben artık gözümü kararttım” mesajı verilmesi miydi, bilemiyorum.
Ama ben bu konuyu gündeme getirdiğimde bazı T24 izleyicilerinin ve okurların tepkileriyle karşılaştım. “Böyle bir vahşeti gerçekleştirenlere ne yapılsa azdır, işkence de dahil, ben olsam fazlasını yapardım” türünden tepkiler…
Elbette yanı başımızda işlenen vahşi bir cinayet ya da saldırı bizi de kendimizden geçirebilir. Saldırgana hemen o anda cezasını vermek isteriz. Bunlar anlaşılabilir duygusal reaksiyonlar.
Ancak bunu yapan bir devlet olduğunda durup düşünmek gerek. Anayasa var, yasalar var, hukuk devleti olma iddiası var…
Hangi yasada “kulak kesme” ve “elektrik verme” maddesi yer alıyor? Bu yolun sonu nereye gider?
Bu yaşanılanlardan çıkarılacak çok ders var. Ama ne tür sonuçların çıkarılacağı (Rusya’da, Türkiye’de, dünyada) ayrı konu.
Rus toplumunda olayla ilgili tartışmaların en fazla yoğunlaştığı alanlardan biri, Rusya’nın Avrupa Konseyi’ne katılmasına bağlı olarak 1997’den itibaren yürürlükten kaldırılan ölüm cezasının yeniden uygulamaya sokulması ihtimali. Ve halkın ezici çoğunluğu bu talebi destekliyor.
Devletin şiddeti bazen şiddet devleti ve şiddet toplumu ihtimalini çağırabiliyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025