Hakan AKSAY
Türkiye siyasetinde "güçlü lider" deyince akla Tayyip Erdoğangeliyor. 61 yaşındaki Erdoğan o kadar güçlü ki, AKP'deki öteki önemli isimleri koşulsuz olarak lider görmek bile kolay olmuyor.
Peki ya muhalefet? AKP'nin ve Erdoğan'ın 2002'den bu yana (iki referandumu da sayarsak) toplam 9 kez seçim başarısı kazandığı şartlarda muhalefet cephesinde "güçlü lider" kim?
Ya da soruyu değiştirelim: Güçlü bir muhalif lider ve parti olsaydı, Erdoğan - özellikle de son yıllarda gündeme gelen devasa yanlışlarına karşın - bu kadar başarılı olabilir miydi?
67 yaşındaki Devlet Bahçeli 1997'den bu yana (yaklaşık 18 yıldır) MHP'nin Genel Başkanı.
66 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu ise iki ay sonra CHP liderliğinde 5 yılını geride bırakmış olacak.
41 yaşındaki Selahattin Demirtaş geçen 22 Haziran'dan bu yana HDP'nin Eşbaşkanı (BDP'deki eşbaşkanlık süresi de dâhil, onun da 5 yıllık bir liderlik pratiğinden söz edebiliriz).

Demirtaş yükselişte
Demirtaş, yüzde 10'a yakın oy aldığı 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte, özellikle de son dönemde hızlı bir siyasi yükseliş içinde.
Yalnızca "kendi Kürt kitlesi" içinden değil, yakın zamana kadar AKP'ye omuz veren bazı Kürt çevrelerden ve çoğu Türk kökenli sol düşünceli birçok insandan da destek almaya başladı.
Bunlar arasında kendini sosyal demokrat, demokratik sol gibi kavramlarla tanımlayan ve uzun yıllardır siyasi tercihini CHP'den yana belirlemiş olan kişiler de var. Ve galiba bunların sayısı giderek artıyor. Medyada yakın zamanlara kadar - bazen sitem etse de, kızsa da, hatta sinirlenip sövse de - hep CHP'yi desteklemiş, ama şimdi yönünü HDP'ye doğru değiştiren köşe yazarlarının sayısının artması önemli bir işaret.
Bunun ilk ve en önemli açıklaması belki şudur: 7 Haziran seçimlerinde HDP yüzde 10'luk barajı aşamazsa Erdoğan'ın hayalindeki "başkanlık rejimi"nin kurulması kolaylaşacak; tersine, eğer HDP Meclis'e girerse AKP'nin gücüne hissedilir bir darbe vurulacak, tek başına hükümet kurmakta zorlanması ihtimali bile var.
Ancak yalnızca bu değil elbette. Türkiye'nin siyasi dinamikleri değişiyor. "Süreç" denilen ve iktidarın - inisiyatif koyarak başlatmış olmasına karşın - son dönemde içini boşaltmaya çalıştığı barış görüşmeleri toplumun büyük kısmı tarafından destekleniyor. Artık "Kürt düşmanlığı" yapmak o kadar yaygın ve kolay değil. PKK ve Abdullah Öcalan sevilmese ve kuşkuyla karşılansa bile çoğunlukça artık "terörist", "bölücü", "bebek katili"şablonlarıyla değerlendirilmiyor. Barışa şans vermek için uzlaşmak gerektiği görülüyor.
Çoğu kez Demirtaş'ın şahsında ve demeçlerinde izlenen HDP'nin "Türkiyelileşmesi" çizgisi memnuniyet yaratıyor. Ayrıca yine Demirtaş'ın Erdoğan'a yönelik etkili, dinamik ve yaratıcı muhalefet tarzı sempati topluyor.
Kılıçdaroğlu sıkıntılı
Madalyonun diğer yüzünü es geçmek olmaz.
2009 yerel seçimlerinde yüzde 23,08 oy almış olan CHP, Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde girdiği 2011 milletvekili seçimlerinde yüzde 25,98, 2014 Martı'ndaki yerel seçimlerde ise yüzde 25,61 oy kazandı. Aynı yıl Ağustos ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP-MHP ittifakının desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu toplam yüzde 38,44'lük bir sonuçla ipi göğüsledi.
Herhalde "Türkiye'nin büyük bölümü geleneksel olarak sağcı"anlayışından yola çıkarak, son dönemde sağcı, milliyetçi, muhafazakâr parti ve kişilerle işbirliği amacını öne almış görünen CHP yönetimi, gelecek seçimlere yönelik olarak da aynı tavırda olduğu izlenimini veriyor. (Geçen hafta Hürriyet'teki söyleşisinde "sağa açılmanın nasıl gittiği" sorusuna Kılıçdaroğlu'nun verdiği cevap "Sağa açılma iyi işliyor" idi.)
CHP, liderinin "yüzde 35 oy alma hedefi"nin çok altında kalırsa, zaten sıkıntılı olan "parti içi dengeler" Kılıçdaroğlu'nu iyice zorlayacağa benziyor. 22 Mayıs 2010'daki CHP Kurultayı'nda 1189 oyun tümünü alan Kılıçdaroğlu, 5 Eylül 2014'teki Kurultay'daMuharrem İnce'nin 415 oyuna karşı 740 oyla seçilmişti.
Parti içinde yenilik isteyenler ile ulusalcı, yani milliyetçi kanat arasında denge kurmaya çalışan ve bu arada bir dizi konuda (bunlar arasında Kürt sorunu da var) etkili politikalar geliştiremeyen CHP liderinin gelecek perspektifinin 8 Haziran'dan itibaren nasıl şekilleneceğini göreceğiz.
Kılıçdaroğlu'nun hedefi de Demirtaş
Demirtaş, son dönemde Erdoğan'ın, Davutoğlu'nun, Arınç'ın ve diğer AKP'lilerin hedefinde. İktidardaki ciddi rahatsızlığı yansıtan bu durum, HDP'nin şansını arttırıyor.
MHP'yi ayrıca ele almaya gerek var mı! Partinin geleneksel Türk milliyetçiliği ve Kürt karşıtlığı çizgisinde ciddi bir değişim görünmüyor.
Son günlerde HDP ve Demirtaş'a yönelik olarak Kılıçdaroğlu'nun kullandığı üslup da, MHP'den pek fark göstermemeye başladı.
Her ikisi de "HDP gizli bir plana göre davranarak AKP ile danışıklıdövüş sergiliyor" propagandası yapıyor. MHP'yi anlamak mümkün. Ama HDP'yi giderek daha fazla dikkate alan kesimlerin de sözcülüğüne oynayan CHP'nin - üstelik Meclis'te "İç Güvenlik Paketi"ne karşı omuz omuza direndiği - bir partiyi herhangi bir kanıt göstermeden böyle bir söylemle suçlaması enteresan.
Kılıçdaroğlu'nun amacı, 7 Haziran seçimlerine yönelik olarak "AKP ile HDP ittifak yapıyor" algısını yaratmak olsa gerek. Ama ortaya çıkan sonuç, bazen "HDP'ye karşı AKP, MHP ve CHP birlikte saldırıyor" gibi bir görüntü sergiliyor.
Burada "CHP ne kadar solcu" konusuna girmek niyetinde değilim. Elbette CHP kitlesinin büyük bölümünde sol idealler, sosyal demokrasi ve sosyalizm önemli karşılığı olan değerlerdir. Ama giderek ve hızla "Kürt direniş örgütü"nden "solcu Türkiye partisi"ne dönüşmekte olan HDP ile CHP arasında işbirliği yapılamamasının, ülkenin geniş sol kesimleri arasında rahatsızlık yarattığını düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu'ndan bir ricam var
T24'te 25 Şubat 2015'te yayımlanan uzun söyleşimizde Demirtaş bana şöyle demişti:
"Biz son yerel seçim sürecinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde CHP'yle ortak aday çıkarmayı denedik. Bizimle bir arada görünmenin kendilerine zarar vereceğini, oy kaybettireceğini belirttiler.
Cumhurbaşkanı seçimleri bize bir fırsat daha verdi ve bir kez daha denemek istedik. Ben CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na bizzat şunu söyledim (Görüşmeye katılan bütün ekibi ve benim arkadaşlarım da şahittir):
'Sayın Kılıçdaroğlu, gelin, cumhurbaşkanlığı için ortak aday göstererek 2015 genel seçimlerine birlikte girebilmenin ortak zeminini yaratalım. Bu illaki bizim adayımız olmak zorunda değil, sizin göstereceğiniz ve asgari ilkelere sadık kalacak bir aday olması durumunda, biz açıkça sizin adayınız için çalışacağız.
Çok yüksek bir oy oranı çıkarmalıyız ki, kazanamasak bile 2015 seçimleri için CHP ve HDP olarak iktidara karşı güçlü bir ortak alternatif çıkarmış olabilelim. Ve biz birlikte 2015'te AKP'yi devirebiliriz, özgürlükçü bir iktidar kurabiliriz.
Bizce CHP ve HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde anlaşırsa, parlamento dışındaki muhalefetin büyük bölümü de bizim etrafımızda kenetlenir. Ve bu güç 2015 seçimlerinde kesinlikle iktidar olur.'"
CHP Genel Başkanı'ndan bir ricam var: Sayın Kılıçdaroğlu, şu soruları cevaplar mısınız lütfen?
Demirtaş size böyle bir öneri getirdi mi? Sizin cevabınız ne oldu? Sizce CHP-HDP ittifakı bugün iktidara alternatif yaratma potansiyeli olan büyük bir şans değil miydi?
@AksayHakan
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025