Hakan AKSAY
Yandaş medya bizi mahvetti.
Yani öyle bir zafer kazandı ki, kelimelere sığmaz.
Liderleri Tayyip Erdoğan’a daimi bağlılık göstermeyip de zaman zaman onu eleştirmeye cüret eden bazı medya kurumlarını ve gazetecileri dün yerden yere vurdu.
T24 de galiba 5,5 yıllık yayın hayatının en büyük darbesini yedi.
Yandaşlar herkesi deşifre ettiler: “T24, Cumhuriyet, Mehmet Altan, Koray Çalışkan, Bülent Keneş, Atilla Taş, Ferhat Tunç, Emre Uslu ve diğerleri...
Bravo yandaşlar!
Hay yaşayın siz! (Rahmetli Öztürk Serengil’in deyişiyle: “Yeşşeee!”)
* * *
Cumhurbaşkanı dün Kazakistan’a gitmeden, geride kalanlara “ev ödevi” niteliğinde bir “iç gündem malzemesi” bırakma sorumluluğuyla kameraların karşısına geçti yine.
Açtı ağzını yumdu gözünü: Ne Papa kaldı, ne TÜSİAD, ne de HDP!..
En çok da HDP lideri Selahattin Demirtaş’a çattı. (Zaten son zamanlarda en çok ona sinirleniyor ve ilginçtir, sanki o Demirtaş’a durmadan kızıp bağırdıkça HDP’nin seçmen kitlesi genişliyor.)
Ağrı Diyadin’deki provokasyonla ilgili olarak - TSK’nın açıklamasını bir kez daha yalanlama pahasına - yaralı askerlerin kurtarılmasında sivillerin ve HDP’lilerin rolü olmadığını savunurken şöyle dedi:
“Eşbaşkan sıfatıyla meydanda dolaşan zat, şahsıma meydan okumalar yapıyor. Yav sen işini yap!”
“Yav siz kendinizi ne zannediyorsunuz?”
* * *
Olay bu.
Sanırım bazılarınız dudak büküyor:
“Ne var ki bunda? Reis bu, döver de sever de! Biraz fırça atmışsa ne çıkar!”
“Haber”i önemsememekte haklı olabilirsiniz.
Ancaaak...
T24 de dâhil “bir kısım medya” ve “kimi gazeteciler”, Erdoğan’ın son cümlesini farklı vermiş.
Güya Erdoğan demiş ki:
“Lan siz kendinizi ne zannediyorsunuz?”
Olayın kendisi değil ama bu “lan mı yav mı” meselesi epeyce büyüdü.
Erdoğan’ın konuşması videolardan defalarca incelendi falan...
Sonuçta “lan değil yav” dediği ortaya çıktı.
Hatalı duyanlar hatalarını düzeltti, bu arada T24 düzeltmeyi “özür twiti” ile yaptı.
Ama yandaş medya şahlanmıştı bir kere!
“Erdoğan yav dedi, onlar lan diye anladı”
“Gezizekalılar lan dediğini sandı”
“Ya’lan’dan rezil oldular”
* * *
Bu sonuncusu benim hoşuma gitti. Kabul edin, bir zekâ parıltısı var.
Erdoğan’ı BM’de boş koltuklar yerine hıncahınç dolu Genel Kurul Salonu’nda konuşturanlar, Kabataş’ta 60-70 yarı çıplak erkeği bir kadınla bebeğine saldırtanlar, tapeleri çıkmış yolsuzlukların asla olmadığını iddia edenler, kelimeyi “yav” yerine “lan” diye anlayan meslektaşlarının “ya’lan’dan” rezil olduğunu ilan ediyorlar.
Bravo çocuklar!
Net söyleyemiyorlar ama bu “lan atağı”nın gerisinde sanki şöyle bir tepki de var:
“Koskoca Erdoğan ‘lan’ der mi hiç?”
Efendim?
Demez mi? Emin misiniz?
Şu ünlü “ananı da al git” hitabıyla birlikte tarihimize girmiş bir cümlecik daha vardı, videolarını bulabilirsiniz:
“Lan artistlik yapma!”
Erdoğan’ın “ahlaksız”, “şerefsiz”, “rezil”, “kadın mı kız mı bilemem”, “affedersiniz Rum, Ermeni” ve daha birçok “belagat incisi” ayrı konu, oraya girmeyelim.
Dün aynı konuşmadaki aşağılayıcı ton da gün gibi ortada değil mi?
Cumhurbaşkanı, Demirtaş yerine “... sıfatıyla meydanda dolaşan zat” diyor. (Bu arada Erdoğan, genellikle kendisine “şahıs”, “şahsım” diyor, sevmediklerine “zat”; oysa Arapça kökenli bu iki kelime de “kişi” anlamına geliyor.)
Sonra: “Sen işini yap!” (İşi ne ki Demirtaş’ın? Muhalefet. Onu yapıyor işte.)
Ve koskoca bir tarihi liderin karşısına çıkmaya cesaret edebilen her türlü karıncaya ve böceğe seslenir gibi bir kez daha: “Sen kendini ne zannediyorsun?” ya da “Sen kimsin?”
* * *

Yıllarca Rusya’da yaşadım. Galiba dünyanın en çok küfreden milleti. Ve “küfür zenginliği” ile övünen Ruslar az değil.
Küfür ve hakaretler üzerine kitaplar çıkarıyorlar, ansiklopedi hazırlıyorlar.
İlk yıllarda anlamakta zorluk çekiyordum; normal (kültürlü sayılabilecek) konuşmanın içinde, bazen cümlelerin başında ve sonunda kimi mırıltılar çıkarıyorlardı.
Sanki bu “özel mırıltılar” ile cümlelerin, bazen de kelimelerin arasına “virgüller” koyuyor gibiydiler.
Zamanla bu mırıltıları duyup anlamaya başladım. Burada yazamam, çünkü yazarsam T24 kapanabilir.
Bu “pek kibar olmayan kelimeler” ağızlarından kendiliğinden, alışkanlıkla, doğallıkla çıkıyordu. Mırıltıyı andırmaları ve kolay anlaşılamamaları bu neredeyse otomatiğe bağlanmış alışkanlıktan kaynaklanıyordu.
Zamanla benim de kulağım alıştı.
Huyları böyleydi neylersin... Ama ağızları pis olsa da çoğunun kalbi temizdi...
* * *
Bu arada TDK sözlüğüne baktım, “yav” diye bir şey var mı diye...
Yok!
“Yahu” var.
“Ya” var...
“Yav” yok.
Ha, “lan”, “ulan” var.
Anlamı “öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü” imiş.
Öfke ve nefret...
Bizim liderlerimizde böyle kötü duygular olur mu yav!..
@AksayHakan
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025