Hakan AKSAY
İnsan hayatında bazı dönüm noktaları olur.
Bazen dönersin... Ve yükselirsin.
Bazen dönersin... Ve batarsın.
Bazen de dön(e)mezsin. Ve dönseydin yükselir miydin yoksa batar mıydın bilemezsin.
Ama tahmin etmeyi deneyebilirsin tabii.
Bu cümleleri gülerek kurdum yine. Galiba üçüncü kez izlediğim film bitmişti ve beni yine geçmiş yıllara (ve T24’te yaklaşık beş yıl önce yazdığım yazıya) götürmüştü.
* * *
Mesleğimden dolayı devlet başkanlarıyla ve başbakanlarla görüştüğüm oldu. Ama bu kez durum farklıydı. Karşımda duran Devlet Başkanı, kalabalık bir toplantıdan sonra özel olarak yanıma gelerek benimle ilgilenmiş, “herkese nasip olmayacak” bir dizi tavır ve sözle beni “onurlandırmıştı”.
Bana yönelik iltifatlarını aniden keserek hiç beklemediğim bir öneride bulundu:
- Burada kal! Benim ekibime katıl!..
Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemedim:
- Sağolun... Ama… Ben ne yaparım burada?..
- Merak etme, hiçbir konuda sıkıntın olmaz. Yeni bir ülke kuruyoruz. Senin gibi yetenekli insanlara çok ihtiyacım var.
Hayatımın belki de dönüm noktası olabilecek bir anda, cevap vermek için en fazla birkaç saniyem olduğunu hissettim.
Daha önceden verilmiş sözlerden dolayı beni bekleyen birçok görevim olduğunu söyleyerek teşekkür ettim.
Önce sustu. Sonra gülümsedi. Ardından “Ben önereceğimi önerdim, ama hayat da karar da senin” deyip öteki konuklarına döndü.
Devlet Başkanı’nın yardımcılarından biri, sinirden kızarmış yüzüne zoraki bir gülücük yerleştirmeye çalışarak kulağıma eğildi:
- Liderimizi reddederek büyük hata ettiniz Sayın Aksay. Sanırım hayatınızın teklifini aldığınızın farkında değilsiniz.
Sözlerini nedense bir tehdit gibi algıladım.
Birkaç saat sonra uçakta, aynı toplantıda bulunanlar olayı kahkahalarla yorumluyorlardı:
- Koskoca Devlet Başkanı sana iş teklif etti. Herhalde seni danışmanı falan yapardı. Belki ilerde “sağ kolu” olurdun. Emrinde uşaklar, altında lüks arabalar, çevrende güzel kadınlar, banka hesabında da büyük paralar olacaktı. Ama sen...

* * *
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının üzerinden 2-3 yıl geçmişti. Daha önceden Moskova’nın ağzına bakan bazı Sovyet cumhuriyetlerinin liderleri, artık neredeyse birer sultana dönüşmüştü. Önemli bir uluslararası proje nedeniyle katıldığım toplantıda, bunlardan biriyle tanışmış, daha sonra da ondan gelen beklenmedik teklifi geri çevirmiştim.
Fırsat kaçmıştı işte...
Acaba fırsat mıydı bu, yoksa tehlike mi?
Uçaktaki şamatacıların dediği gibi “bir elim yağda, bir elim balda” yaşar gider miydim?
Yoksa bir süre sonra geleneksel aksiliğimi sergileyip Devlet Başkanı’nı eleştirerek her şeyi riske mi sokardım?
Ya sonra ne olurdu?..
* * *
Uzun yıllar sonra bu olayı bana tekrar hatırlatan, ”İskoçya'nın Son Kralı” (“The Last King of Scotland”) adlı bir film oldu.
Başrolünde Forest Whitaker’ın oynadığı, 2007 yılında “en iyi erkek oyuncu” da dâhil birçok seçkin uluslararası ödül alan İngiliz yapımı filmde, Ugandalı diktatör İdi Amin’in hayatından bir kesit anlatılır.
İskoçyalı doktor Nicholas Garrigan, Uganda'nın bir köyünde çalışma kararı alır. Tesadüfen General Amin’le tanışır. Bir süre sonra onun özel doktoru ve ardından en yakın danışmanlarından biri olur.
Genç doktor, önceleri Afrikalı liderden etkilenir ve onun yönetiminde Uganda’nın gelişeceğine umut bağlar. Ama zamanla tanık olduğu kanlı olaylar ve keyfî uygulamalar onu ürkütmeye başlar. Bir keresinde istemeden de olsa bir bakanı Devlet Başkanı’na ispiyon ederek öldürülmesine neden olur. Amin’e artık ülkesine dönmek istediğini dile getirdiğinde, onu “bir oğlu gibi görüp sevdiğini” söyleyen diktatör birdenbire sertleşir.

Başlangıçta Amin’in iktidara gelmesine yardımcı olan İngilizler, şimdi ondan kurtulmak istemektedirler. Garrigan’dan lideri zehirlemesini isterler. İdealist doktor tereddütsüz reddeder.
Nicholas’ın güzel günleri bitmiş, korku sürekli hale gelmiştir. Bu arada Amin'in eşlerinden biriyle birlikte olmuştur. Hamile kalan kadını bir süre sonra parçalanmış, kol ve bacakları birbirlerinin yerine dikilmiş olarak bulur.
Diktatörü zehirlemeye karar verir. Ama beceremez ve yakalanır. Amin onun işkenceyle öldürülmesini emreder. O sırada Filistinliler tarafından kaçırılan Fransız uçağı Uganda’dadır. Bu uluslararası skandalla ilgili görüşmeler ve salıvermeler sırasında Nicholas da rehineler arasına karışarak oradan kaçmayı başarır.
Geride, bir zamanlar neredeyse “sağ kolu” olduğu bir liderle ilgili birçok anı ve kanlı olaylar kalmıştır.
* * *
1971-1979 arasındaki iktidarda olan İdi Amin, iç dünyası karanlık, milliyetçi ve cahil bir insandır. Kariyeri İngiliz ordusunda şekillenmiş bir askerdir.
İngilizce okuma ve yazmayla başı beladadır. Ama ayakkabıları hep parlak, üniforması daima ütülüdür.
Sporun birçok dalıyla uğraşmış, boksta Uganda ağır sıklet şampiyonu olmuştur. Boyu 1.90 cm, ağırlığı 110 kilodur. Güce tapar. Hitler hayranıdır.
Gençliğinden itibaren kadınlara pek düşkündür. Yedi kez evlenmiş, en az 50 çocuk sahibi olmuştur. Bazı eşlerine işkence yapmış ve öldürmüştür. Erkeklere sınırsız evlenme özgürlüğü vermiş, kadınların mini etek giymelerini ve peruk takmalarını yasaklamıştır.
16 yaşında İslam dinini kabul eden Amin, yüzde 10’u Müslüman olan ülkede 1971’de gerçekleştirdiği darbe sonrasında bakanların çoğunu Müslümanlardan seçmiştir.
1972’de 50 bin kadar Asyalıyı ülkeden kovmuştur. Onlardan kalan mal ve mülkleri Müslümanlara dağıtmıştır.
Kendisini eleştiren Tanzanya Devlet Başkanı’na gönderdiği telgrafta “Sizi çok seviyorum; eğer kadın olsaydınız – ak saçınıza bakmadan - sizinle evlenirdim” diye yazmıştır.

Bir gün ABD’ye resmen savaş açmış, ertesi gün savaşın bittiğini duyurarak kendini galip ilan etmiştir. Güney Afrika bayrağını hedef tahtasına dönüştüren askerî tatbikatlar düzenlemiştir. BM Genel Merkezi’nin Kampala’da olmasını önermiştir.
Papa’nın huzuruna ilk kez geciken lider olmuş, BM toplantısında herkesi 40 dakika beklettikten sonra tribüne çıkarak kendisini dinleyenlere ağzına geleni söylemiştir.
Ülke kaynaklarının üçte ikisini orduya ayırmış, halkını sefalete mahkûm etmiştir.
En büyük dostu Libyalı diktatör Muammer Kaddafi’dir. SSCB’yle ve Filistin Kurtuluş Örgütü ile arası iyi olmuştur.
1976’da kendini “ömür boyu başkan” ilan etmiş olsa da, 1979’da ülkesinden kaçarak Suudi Arabistan’a sığınmak zorunda kalmış, 2003 yılında orada ölmüştür.
İdi Amin, Uganda’da 300 bin kadar insanın katledilmesinde doğrudan payı olan, bunların 2 bin kadarını bizzat öldürdüğü, bazı hasımlarının etini yediği ve konuklarına yedirdiği söylenen, yakın tarihin gördüğü en acımasız liderlerden biridir.
Ne yazımın başında ismini vermeden bahsettiğim Devlet Başkanı, ne de günümüzün herhangi bir ülke lideri onunla kıyaslanabilir. Ama İdi Amin’de, bütün baskıcı, otoriter ve diktatör yöneticilerde şu ya da bu biçimde görülen birçok özellik çırılçıplak ortadadır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları





























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025