Hakan AKSAY
Merhaba Muharrem Bey,
Son iki aydır kendi aramızda en çok konuştuğumuz insan herhalde sizsiniz. Hayatımızda epeyce yer kapladınız.
Ben de sizi ilgiyle ve dikkatle izlemeye çalıştım.
Partili gazeteciliği doğru bulmadığımı, dolayısıyla CHP’li olmadığımı baştan söyleyeyim. Ama iki hafta önce oy verdiğim cumhurbaşkanı adayı sizdiniz.
Seçim sürecinde birkaç yazımda sizinle ilgili dile getirdiğim şeyler vardı ama başlı başına bir “İnce yazısı” değildi onlar.
Bu yazımda sizin hoşunuza gitmeyecek birçok şey olacak. Çok değer verdiğim meslektaşım Çiğdem Toker’in dediği gibi, bu yazı, siz “kendinizi eleştirebilecek gazeteciler istediğinizi söylemeseniz de yazılırdı.”
CHP’ye lider aranıyor
Önce CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile başarılı olmadığı ve olmayacağı düşüncemi not düşeyim.
Adalet yürüyüşü, seçim ittifakı ve başka konularda elbette artıları var. Ama sekiz yıl içindeki başarısızlıkları çok daha fazla. Ahlaklı bir insan olarak tanınan Kılıçdaroğlu’nun onca yenilgiye karşın koltuğa inatla yapışması çok garip.
Mustafa Sarıgül’den Umut Oran’a kadar son yıllarda CHP’yi kurtarmak için ortaya çıkan bir dizi aday da bana iyimserlik vermekten çok uzaktı.
Bu ortamda elbette siz parlak bir lider adayısınız. Görüntünüz, konuşmanız, tavırlarınız, sahici ve açık olduğunuzu düşündüren üslubunuz, zekanız, hazırcevaplığınız, şakacılığınız, bütün bunlar gayet güzel.
Peki, bunlar iyi bir lider olmaya yeter mi? Galiba hayır.

Nasıl bir vizyonunuz var?
Seçim sürecinde muhalif seçmenler arasında güçlü bir heyecan doğmasında sizin kişisel özellikleriniz ciddi rol oynadı.
Ben birkaç yazımda sizin bu olumlu özelliklerinizin yanı sıra güçlü bir vizyon ortaya koyamadığınızı savunmuştum. Türkiye’nin geleceği konusunda ayrıntılı ve ikna edici bir yaklaşım göremedik sizden. Ekonomiden toplumsal barışa kadar söyledikleriniz, çoğu kez “Erdoğan’ın yaptıklarının tersini yapma” mantığından ilerliyor ve taraftarlarınız arasında yeterli desteği sağlıyordu.
Parçalanmış toplumumuzda kalıcı başarının sırrı, diğer mahallelere seslenebilmek, onların güvenini kazanabilmekte yatıyor. Sizin muhafazakârlara sempatik gelen “camiye gitme” ve “başı örtülü akrabalar” gibi söylemleriniz çok da sarsıcı bir etki yapmadı. Hatta kendinize güvenerek başarıyla sergilediğiniz “Erdoğan’la polemik” tercihi, belki de karşı tarafta safları sıklaştırma eğilimini güçlendirdi. Kürtler’e yönelik olumlu adımlarınızın da (ikinci tur olmadığı için) ciddi bir karşılığını göremedik. Ayrıca Kürt sorununun çözümü doğrultusunda sizden kapsamlı bir yaklaşım duyamadık.
Sizi siyasi ve ideolojik görüşleriyle fark yaratan bir önder olarak tanımlamak zor. Bilemiyorum, belki birkaç yıl içinde dünya çapında bir sosyal demokrat lider olursunuz. Ama bu yolda bugünden sıralayabileceğimiz güçlü ögeler yok.
Bu arada partiniz (ve diğer ilgili partiler) açısından tarihî bir hamle olan Millet İttifakı’nı niye pek sahiplenmediğinizi de doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Onlarla bir arada görünmekten bile kaçındınız. 25 Haziran’dan itibaren de ikinci turun olmamasını büyük ölçüde onların zayıflığıyla açıklamayı tercih ettiniz. (Zaten seçim sonrasında millet ortada kalırken ittifakı da alelacele dağıtıldı.)

Acelecilik ve çelişkiler...
Muharrem Bey,
Bu iki ay içinde özgüven sorununuz olmadığını iyice anladık. Ama acaba kendinize haddinden fazla mı güveniyorsunuz?
Büyük bir enerjiyle kısa sürede 107 miting yaparken de, medyanın karşısına çıkarken de hep tek başınaydınız. Bence bu artı değil eksi getirdi size. Sizse inatla ekibinizi ikinci turda açıklayacağınızı söylediniz (dolayısıyla hâlâ öğrenemedik bu gizli ekibi).
Kendinizi CHP’nin ve Türkiye’nin tarihî şansı olarak gördüğünüzü sanıyorum (Kim bilir, belki de öyledir, ama bizim bunu bilmemiz zor). Hep gündemde, hep önde olmak istiyorsunuz. Siyaset açısından yaşlı sayılmasanız da, “bu fırsatı hemen değerlendirmek gerek” yaklaşımınız – panik olmasa da aceleci tavırlarınız – dikkat çekiyor. Ve bu acelecilik ile bazen çelişkili tutumlar alıyorsunuz.
“Vefa”dan bahsederek sizi aday gösteren Kemal Bey’e karşı aday olmayacağınızı niye söylediniz ki? Eğer doğrusu öyleyse şimdi niye “örgüt bilir, halleder” gibi mesajlarla kurultay hazırlığı yap(tır)ıyorsunuz?
Sıkça tekrarladığınız “benim içim dışım bir” yargınızı korumak için daha dikkatli olmalısınız. “Ağzımdan Kurultay sözü duymayacaksınız” cümlesi bugünkü ortamda artık garip kaçıyor. Ayrıca yakında belki de sert biçimde karşı karşıya gelme ihtimaliniz olan Kemal Bey’le ilgili olarak “abi-kardeş” kalıbını da pek kullanmayın isterseniz. (Bu arada “Sayın Genel Başkan’ı asla incitmek istemiyorum” anlatımınız da fazla üstten – incitebilecekkonumdan – baktığınız hissini uyandırıyor.)

İllaki o koltuk mu?
Gelelim sizi daha çok rahatsız edecek konulara.
Siz ne kadar farkındasınız bilmiyorum ama, Muharrem Bey, iki aydan kısa sürede topladığınız sempati ve güvenin kayda değer bir bölümünü seçim gecesi kaybettiniz.
Birkaç saniyeliğine ortaya çıkıp da “Yarın 12.00’de açıklama yapacağım” deseydiniz bile böyle olmayacaktı. Galiba bunu tam olarak anlamadınız. Ya da bize söylemedikleriniz var.
Bunun özeleştirisi sizden gelmeyecek galiba. Onun yerini asla tutamayacak olan “İsmail Küçükkaya’ya mesaj” sorununu yorumladıysanız da doğrusu hiçbir açıdan iyi yönetemediniz.
Orada “dostlar arasında kalması gerektiğini” ima ettiğiniz bir şey var. Sonra Kemal Bey’le “dostane yemeğin ayrıntıları” sizin tarafınızdan medyaya yansıtılıyor. Duruma göre “içim dışım bir”diyorsunuz. Sonra “medya aracılığıyla konuşmam” diye ekliyorsunuz. Bilmem buradaki sıkıntıyı siz de hissediyor musunuz?
Seçim sonuçlarını on milyonlarca muhalif içinde en çabuk ve en “pürüzsüz” bir rahatlık içinde kabul eden siz oldunuz sanırım. “Tek bir oyun bile peşine düşme” performansı göstermediniz. Neden?
Erdoğan’ı kutlamanıza bir şey demiyorum, elbette kutlanır. Ama hem o kutlama açıklamasında hem de başka düzlemlerde seçimin ne kadar baskıcı, demokrasiden uzak şartlarda olduğunu sizin çok daha sık, çok daha vurgulu dile getirmeniz gerekir(di) diye düşünüyorum.
Seçim süreci boyunca parlamenter sisteme dönüş konusunun altını yeterince çizmemiş olmanız da, size yönelik “Erdoğan’ın kendisi için hazırladığı başkanlık sisteminden İnce yararlanmak istiyor” türü eleştirileri beslemişti, biliyorsunuz.
Şu sıralarda hem CHP liderliğine hem de – daha bugünden – cumhurbaşkanlığına aday olduğunuzu açıklamanız, biraz fazla “koltuk hedefi” gibi görünmüyor mu sizce?
Muharrem Bey, CHP’nin başına geçmeden farklı ve başarılı bir lider olunmaz mı sizce?
Biliyorum, zaman kaybetmek istemiyorsunuz. “Ben kendime koltuk aramıyorum ki. Türkiye'ye umut arıyoruz. Ben bekleyeyim de, Türkiye bekliyor mu?” diyorsunuz.
Peki, stratejik bir projenin başına geçseniz?
Yerel seçimlerle beraber çok önemli bir göreve gelseniz, örneğin?
İdam ve şiddet sarmalına sokulan Türkiye gündemine kalıcı katkınızı koymak için bir hareket yaratsanız?
Muhalefetin en önemli sorunlardan biri olan iktidarın medya tekelini kırma konusunda öncülük yapsanız?
Sertlik ve kabalıktan bıktık
Nihayet, benim bir liderde çok önemsediğim bazı kişisel meselelere gelelim.
Birkaç tatsız konuda birilerine yönelik ya da dolaylı olarak“şerefsiz”, “şerefsizlik” türü sözler ettiniz.
Muharrem Bey, biz son yıllarda sertlikten, kabalıktan, külhanbeyliğinden, argodan falan bıktık usandık. Nezaket ve şefkat dolu yaklaşımlara hasret kaldık.
Bırakın bu üslubu lütfen!
TRT yönetimine kızıp o kurumda çalışan gazetecileri toplantıdan (kibarca da olsa) kovmanız da örnek bir tavır değildi, inanın.
Beni ilk duyduğumda şoka sokan bir ses kaydı var: Biliyorsunuz, bir koruma görevlinizin otele alınmamasıyla ilgili olarak resepsiyon görevlisiyle konuşma...
Sizin sesinize çok benzeyen bir sesten küfür ve hakaret gırla! En hafif söz, “it oğlu it”. Bağırmalar... Tehditler...
Bu siz misiniz, Muharrem Bey?
Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde bu kadar ürkütücü olabiliyor musunuz?
Yarın CHP lideri veya Cumhurbaşkanı olsanız, durum daha da korkutucu olur herhalde.
Siz değil misiniz? O halde öyle demeniz gerek. Neden çok ustaca bir cevap bulmuş gibi "Erdoğan'ın oğluyla sıfırlama kaydına inanıyorsanız benimkine de inanın" diyorsunuz?
Amaç ne? Sıfırlamayı mı aklıyorsunuz? Yoksa bu yöntemle dolaylı olarak o ses kaydını kabul etmiş mi oluyorsunuz?
Milyonlarca insan sizi bir umut olarak gördü. Bunların önemli bölümü hâlâ size liderlik şansı vermeye hazır.
Elbette burada yazdığım konuları “büyük siyasi hedeflerin yanında” küçük birer ayrıntı gibi görenler çıkabilir.
Ama bence lider olacaksanız her şeyden önce seçmenlerin sizin iyi bir insan olduğunuzu daha net olarak görmesi gerekir.
Belki de öylesiniz. Bunu daha iyi gösterin o zaman.
İçtenlikle başarılar dilerim.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları











































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025