Hakan AKSAY
Merhaba Muharrem Bey,
Son iki aydır kendi aramızda en çok konuştuğumuz insan herhalde sizsiniz. Hayatımızda epeyce yer kapladınız.
Ben de sizi ilgiyle ve dikkatle izlemeye çalıştım.
Partili gazeteciliği doğru bulmadığımı, dolayısıyla CHP’li olmadığımı baştan söyleyeyim. Ama iki hafta önce oy verdiğim cumhurbaşkanı adayı sizdiniz.
Seçim sürecinde birkaç yazımda sizinle ilgili dile getirdiğim şeyler vardı ama başlı başına bir “İnce yazısı” değildi onlar.
Bu yazımda sizin hoşunuza gitmeyecek birçok şey olacak. Çok değer verdiğim meslektaşım Çiğdem Toker’in dediği gibi, bu yazı, siz “kendinizi eleştirebilecek gazeteciler istediğinizi söylemeseniz de yazılırdı.”
CHP’ye lider aranıyor
Önce CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile başarılı olmadığı ve olmayacağı düşüncemi not düşeyim.
Adalet yürüyüşü, seçim ittifakı ve başka konularda elbette artıları var. Ama sekiz yıl içindeki başarısızlıkları çok daha fazla. Ahlaklı bir insan olarak tanınan Kılıçdaroğlu’nun onca yenilgiye karşın koltuğa inatla yapışması çok garip.
Mustafa Sarıgül’den Umut Oran’a kadar son yıllarda CHP’yi kurtarmak için ortaya çıkan bir dizi aday da bana iyimserlik vermekten çok uzaktı.
Bu ortamda elbette siz parlak bir lider adayısınız. Görüntünüz, konuşmanız, tavırlarınız, sahici ve açık olduğunuzu düşündüren üslubunuz, zekanız, hazırcevaplığınız, şakacılığınız, bütün bunlar gayet güzel.
Peki, bunlar iyi bir lider olmaya yeter mi? Galiba hayır.
Nasıl bir vizyonunuz var?
Seçim sürecinde muhalif seçmenler arasında güçlü bir heyecan doğmasında sizin kişisel özellikleriniz ciddi rol oynadı.
Ben birkaç yazımda sizin bu olumlu özelliklerinizin yanı sıra güçlü bir vizyon ortaya koyamadığınızı savunmuştum. Türkiye’nin geleceği konusunda ayrıntılı ve ikna edici bir yaklaşım göremedik sizden. Ekonomiden toplumsal barışa kadar söyledikleriniz, çoğu kez “Erdoğan’ın yaptıklarının tersini yapma” mantığından ilerliyor ve taraftarlarınız arasında yeterli desteği sağlıyordu.
Parçalanmış toplumumuzda kalıcı başarının sırrı, diğer mahallelere seslenebilmek, onların güvenini kazanabilmekte yatıyor. Sizin muhafazakârlara sempatik gelen “camiye gitme” ve “başı örtülü akrabalar” gibi söylemleriniz çok da sarsıcı bir etki yapmadı. Hatta kendinize güvenerek başarıyla sergilediğiniz “Erdoğan’la polemik” tercihi, belki de karşı tarafta safları sıklaştırma eğilimini güçlendirdi. Kürtler’e yönelik olumlu adımlarınızın da (ikinci tur olmadığı için) ciddi bir karşılığını göremedik. Ayrıca Kürt sorununun çözümü doğrultusunda sizden kapsamlı bir yaklaşım duyamadık.
Sizi siyasi ve ideolojik görüşleriyle fark yaratan bir önder olarak tanımlamak zor. Bilemiyorum, belki birkaç yıl içinde dünya çapında bir sosyal demokrat lider olursunuz. Ama bu yolda bugünden sıralayabileceğimiz güçlü ögeler yok.
Bu arada partiniz (ve diğer ilgili partiler) açısından tarihî bir hamle olan Millet İttifakı’nı niye pek sahiplenmediğinizi de doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Onlarla bir arada görünmekten bile kaçındınız. 25 Haziran’dan itibaren de ikinci turun olmamasını büyük ölçüde onların zayıflığıyla açıklamayı tercih ettiniz. (Zaten seçim sonrasında millet ortada kalırken ittifakı da alelacele dağıtıldı.)
Acelecilik ve çelişkiler...
Muharrem Bey,
Bu iki ay içinde özgüven sorununuz olmadığını iyice anladık. Ama acaba kendinize haddinden fazla mı güveniyorsunuz?
Büyük bir enerjiyle kısa sürede 107 miting yaparken de, medyanın karşısına çıkarken de hep tek başınaydınız. Bence bu artı değil eksi getirdi size. Sizse inatla ekibinizi ikinci turda açıklayacağınızı söylediniz (dolayısıyla hâlâ öğrenemedik bu gizli ekibi).
Kendinizi CHP’nin ve Türkiye’nin tarihî şansı olarak gördüğünüzü sanıyorum (Kim bilir, belki de öyledir, ama bizim bunu bilmemiz zor). Hep gündemde, hep önde olmak istiyorsunuz. Siyaset açısından yaşlı sayılmasanız da, “bu fırsatı hemen değerlendirmek gerek” yaklaşımınız – panik olmasa da aceleci tavırlarınız – dikkat çekiyor. Ve bu acelecilik ile bazen çelişkili tutumlar alıyorsunuz.
“Vefa”dan bahsederek sizi aday gösteren Kemal Bey’e karşı aday olmayacağınızı niye söylediniz ki? Eğer doğrusu öyleyse şimdi niye “örgüt bilir, halleder” gibi mesajlarla kurultay hazırlığı yap(tır)ıyorsunuz?
Sıkça tekrarladığınız “benim içim dışım bir” yargınızı korumak için daha dikkatli olmalısınız. “Ağzımdan Kurultay sözü duymayacaksınız” cümlesi bugünkü ortamda artık garip kaçıyor. Ayrıca yakında belki de sert biçimde karşı karşıya gelme ihtimaliniz olan Kemal Bey’le ilgili olarak “abi-kardeş” kalıbını da pek kullanmayın isterseniz. (Bu arada “Sayın Genel Başkan’ı asla incitmek istemiyorum” anlatımınız da fazla üstten – incitebilecekkonumdan – baktığınız hissini uyandırıyor.)
İllaki o koltuk mu?
Gelelim sizi daha çok rahatsız edecek konulara.
Siz ne kadar farkındasınız bilmiyorum ama, Muharrem Bey, iki aydan kısa sürede topladığınız sempati ve güvenin kayda değer bir bölümünü seçim gecesi kaybettiniz.
Birkaç saniyeliğine ortaya çıkıp da “Yarın 12.00’de açıklama yapacağım” deseydiniz bile böyle olmayacaktı. Galiba bunu tam olarak anlamadınız. Ya da bize söylemedikleriniz var.
Bunun özeleştirisi sizden gelmeyecek galiba. Onun yerini asla tutamayacak olan “İsmail Küçükkaya’ya mesaj” sorununu yorumladıysanız da doğrusu hiçbir açıdan iyi yönetemediniz.
Orada “dostlar arasında kalması gerektiğini” ima ettiğiniz bir şey var. Sonra Kemal Bey’le “dostane yemeğin ayrıntıları” sizin tarafınızdan medyaya yansıtılıyor. Duruma göre “içim dışım bir”diyorsunuz. Sonra “medya aracılığıyla konuşmam” diye ekliyorsunuz. Bilmem buradaki sıkıntıyı siz de hissediyor musunuz?
Seçim sonuçlarını on milyonlarca muhalif içinde en çabuk ve en “pürüzsüz” bir rahatlık içinde kabul eden siz oldunuz sanırım. “Tek bir oyun bile peşine düşme” performansı göstermediniz. Neden?
Erdoğan’ı kutlamanıza bir şey demiyorum, elbette kutlanır. Ama hem o kutlama açıklamasında hem de başka düzlemlerde seçimin ne kadar baskıcı, demokrasiden uzak şartlarda olduğunu sizin çok daha sık, çok daha vurgulu dile getirmeniz gerekir(di) diye düşünüyorum.
Seçim süreci boyunca parlamenter sisteme dönüş konusunun altını yeterince çizmemiş olmanız da, size yönelik “Erdoğan’ın kendisi için hazırladığı başkanlık sisteminden İnce yararlanmak istiyor” türü eleştirileri beslemişti, biliyorsunuz.
Şu sıralarda hem CHP liderliğine hem de – daha bugünden – cumhurbaşkanlığına aday olduğunuzu açıklamanız, biraz fazla “koltuk hedefi” gibi görünmüyor mu sizce?
Muharrem Bey, CHP’nin başına geçmeden farklı ve başarılı bir lider olunmaz mı sizce?
Biliyorum, zaman kaybetmek istemiyorsunuz. “Ben kendime koltuk aramıyorum ki. Türkiye'ye umut arıyoruz. Ben bekleyeyim de, Türkiye bekliyor mu?” diyorsunuz.
Peki, stratejik bir projenin başına geçseniz?
Yerel seçimlerle beraber çok önemli bir göreve gelseniz, örneğin?
İdam ve şiddet sarmalına sokulan Türkiye gündemine kalıcı katkınızı koymak için bir hareket yaratsanız?
Muhalefetin en önemli sorunlardan biri olan iktidarın medya tekelini kırma konusunda öncülük yapsanız?
Sertlik ve kabalıktan bıktık
Nihayet, benim bir liderde çok önemsediğim bazı kişisel meselelere gelelim.
Birkaç tatsız konuda birilerine yönelik ya da dolaylı olarak“şerefsiz”, “şerefsizlik” türü sözler ettiniz.
Muharrem Bey, biz son yıllarda sertlikten, kabalıktan, külhanbeyliğinden, argodan falan bıktık usandık. Nezaket ve şefkat dolu yaklaşımlara hasret kaldık.
Bırakın bu üslubu lütfen!
TRT yönetimine kızıp o kurumda çalışan gazetecileri toplantıdan (kibarca da olsa) kovmanız da örnek bir tavır değildi, inanın.
Beni ilk duyduğumda şoka sokan bir ses kaydı var: Biliyorsunuz, bir koruma görevlinizin otele alınmamasıyla ilgili olarak resepsiyon görevlisiyle konuşma...
Sizin sesinize çok benzeyen bir sesten küfür ve hakaret gırla! En hafif söz, “it oğlu it”. Bağırmalar... Tehditler...
Bu siz misiniz, Muharrem Bey?
Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde bu kadar ürkütücü olabiliyor musunuz?
Yarın CHP lideri veya Cumhurbaşkanı olsanız, durum daha da korkutucu olur herhalde.
Siz değil misiniz? O halde öyle demeniz gerek. Neden çok ustaca bir cevap bulmuş gibi "Erdoğan'ın oğluyla sıfırlama kaydına inanıyorsanız benimkine de inanın" diyorsunuz?
Amaç ne? Sıfırlamayı mı aklıyorsunuz? Yoksa bu yöntemle dolaylı olarak o ses kaydını kabul etmiş mi oluyorsunuz?
Milyonlarca insan sizi bir umut olarak gördü. Bunların önemli bölümü hâlâ size liderlik şansı vermeye hazır.
Elbette burada yazdığım konuları “büyük siyasi hedeflerin yanında” küçük birer ayrıntı gibi görenler çıkabilir.
Ama bence lider olacaksanız her şeyden önce seçmenlerin sizin iyi bir insan olduğunuzu daha net olarak görmesi gerekir.
Belki de öylesiniz. Bunu daha iyi gösterin o zaman.
İçtenlikle başarılar dilerim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025