Halil BERKTAY
[17 Ocak 2017] Lenin’in ölümünden (1924) sonraki yedi sekiz yıl içinde, Stalin hemen bütün Eski Bolşevikleri tasfiye etti. Rakiplerini kâh Sağ Muhalefet, kâh “Sol” Muhalefet diye damgaladı. Bir ona, bir öbürüne yatar gibi yaptı. Onlar da çok saf, çok iyimser davrandı. Belirli bir anda Stalin “yanlarında duruyor” diye, özerk bir güçlerinin olduğu zehabına kapıldılar. Diğer uçtaki karşıtlarını esas tehlike gibi gördüler. Ezilmelerini kendi zaferleri gibi algıladılar. Kullanıldılar. Sonuçta Stalin, Sağ’la birleşerek “Sol”u, sonra “Sol”un kalıntılarıyla birleşerek Sağı çiğneyip geçti. İkisinin arasında kendini “doğru çizgi”yi temsil eden “merkez” olarak konumlandırdı. Sosyalizm, Stalin’in tanımladığı sosyalizm oldu.
1934’te XVII. Parti Kongresi toplandı. “Galipler Kongresi” dendi. Delegeler “Partiye itaat” etti, Stalin’in zaferini kuzu gibi alkışladı. Ama kısa zamanda onların da önemli bir kısmı “Hanyayı Gonyayı görmek” durumunda kaldı (*). Üç büyük, sahte, göstermelik Moskova duruşması daha vardı sırada. Bunlar Türkiye’de 1925-27 terörünün (kahredicilikleriyle Tek Parti diktatörlüğünü hazırlayan) İstiklâl Mahkemelerinin karşılığıydı. Kamenyev, Zinovyev ve yoldaşları 1936’da, Pyatakov ve yoldaşları 1937’de yargılandı. Sadece yargılanmadılar; Sovyet gizli polisinin (Çeka ve OGPU’nun halefi, KGB’nin ise selefi, o zamanki adıyla NKVD’nin) zindanlarında maruz bırakıldıkları korkunç işkenceler sonucu imzalatılan sahte itiraflar sayesinde amansızca idam edildiler. 1938’de sıra, çoktan ikincilleştirilmiş ve önemsizleştirilmiş olmalarına karşın, Buharin ve yoldaşlarına geldi.
Bütün diğer Eski Bolşevikler gibi, Buharin de sütten çıkmış ak kaşık değildi kuşkusuz. O da önde gelen bir Komünistti; kendini “proletarya diktatörlüğü”nün sadık bir hizmetkârı gibi görüyordu. Bu yüzden yıllardır (Sadakat Kadri’nin dört dörtlük tarifiyle) “kendine saygı, körlük ve ikiyüzlülük arasında giderek daralıp neredeyse yokolan” bir alanda gidip gelmekteydi (bkz The Trial: A History, from Socrates to O. J. Simpson). 1936’da Kamenyev ve Zinovyev’lerin idamı karşısında “bu köpeklerin kurşuna dizilmesinden… fevkalâde memnun” olduğunu söyleyebilmişti. Bir yıl sonra ise, etrafında kaynayan kazanları ve zebanileri görebiliyordu artık. 1937 Şubat’ında katıldığı son Merkez Komitesi toplantısının ardından, genç karısı Anna Larina’ya bir mektup verdi. Ezberlemesini ve ileride “yeni, genç ve dürüst bir parti liderleri kuşağı”na aktarmasını istedi.
Mektupta Buharin, karşı durulmaz bir “cehennem makinesi”nin oluştuğundan söz ediyordu. Herhangi bir Parti üyesini bir gecede bir casus veya bir teröriste dönüştürmeye kadirdi bu “cehennem makinesi.” Ve Buharin biliyordu ki bu cihaz, bu aygıt şimdi de kendisini almak üzereydi.
* * *
İlginç bir kavram, durdurulması mümkün olmayan bir “cehennem makinesi.” Şimdi nereden geldi aklıma? Şu satırları yazdığım 17 Ocak 2017 Salı sabahı gözüme ilk ilişen şeylerden biri, Güneş gazetesinin Etyen Mahcupyan’ı 19 Ocak 2007’deki Hrant Dink cinayetinin işaretini vermiş olmakla suçlayan manşeti oldu. Neymiş; polis herkesi sorgulamış da nedense Mahcupyan’ı sorgulamamış. Garip değil miymiş bu? Oysa Hrant’la son telefon konuşmasını Etyen yapmışmış. O konuşma üzerine Hrant bankadan para çekmek için dışarı çıkmış… ve öldürülmüş. Üstelik o sırada Etyen Mahcupyan Zaman’da, yani Gülencilerin gazetesinde yazıyormuş. Yani acaba bu, FETÖ’nün emriyle Etyen’in organize ettiği ve Hrant’ı dışarıda bekleyen (dışarıda beklediklerini bildiği) katillerin kucağına attığı, bunun için de bir bahaneyle kasten para çekmeye gönderttiği bir cinayet miymiş?
Yok artık. Hrant’ın da, Etyen’in de bütün yakın arkadaşlarının öncesinden de, olaydan beri de bildikleri (çünkü bizzat Etyen’in döne döne anlattığı) bir gerçek var. Hrant ve Etyen iki kardeş gibiydi. Birçok şeyi birlikte yapıyorlardı. Bunlardan biri de at yarışlarına oynamaktı. Böyle bir alışkanlıkları, tiryakilikleri vardı. O meşum 19 Ocak 2007 sabahı da, evet, Etyen bu nedenle telefon açmıştı Hrant’a. Kendi tahmin ve önerilerini söylemişti. Evet, bu, herhangi bir kimsenin Hrant Dink’le yaptığı son telefon konuşması oldu. Zira Hrant, nasıl oynayacakları konusunda Etyen’le anlaştıktan sonra, at yarışı oynayacak parayı bankadan çekmek için dışarı çıktı… ve (günlerdir keşfini yapıp “Ermeni” çıksa da vursam diye, adları ancak yeni yeni açığa çıkan diğer yardakçılarıyla birlikte orada beklemekte olan) Ogün Samast tarafından vurulup öldürüldü.
Ortada acı, çok acı bir tesadüf var. Hani kahpe felek deriz ya, işte onun zalim şakası gibi bir şey. Peki, bu tesadüfün ötesinde, elde ne var, son telefon konuşmasını o yaptı diye Etyen Mahcupyan’ı “suikastin tüyosu”nu vermekle suçlayacak? On yıldır bu kadar soruşturma, bu kadar ifade, bu kadar teknik kanıt birikimi; ne var dikkatleri Mahcupyan’a çevirmeyi gerektiren? Bu soruyu bu şekilde sormak bile abes. O kadar sıfır. Kocaman bir sıfır. Öyleyse sorun? Aşikâr ki Etyen Mahcupyan’ın siyasî duruşu. Mutedil muhalifliği. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, çevresini ve mevcut şekliyle anayasa değişikliği teklifini eleştiriyor olması. Üstelik de bunu, Karar gibi, AK Partililerce (de) okunduğu için “en tehlikeli” addedilmesi ve bir an evvel kurtulunması gereken bir gazetede yazarak yapıyor olması.
Lütfen, elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin; bu mudur siyasî mücadele? Gazetecilik bu mudur? Ahlâk bu mudur, namus bu mudur, ilke bu mudur, dürüstlük bu mudur? İnsanlara bu kadar rastgele, bu kadar bomboş, bu kadar temelsiz bir şekilde kara çalınabilir mi? Ne zaman başladı, hele AKP safları ve çevresinde, bu tür yöntemlere tevessül etme alışkanlığı? Pelikan Dosyası’yla mı? Bu şimdi başlı başına bir propaganda tarzı, hoşlanılmayan sesleri birer birer itibarsızlaştırma, hattâ susturmanın mutad ve muteber yöntemi mi olmaya başladı?
* * *
Çok şükür, Türkiye’nin 1920’lerinden de, Sovyetlerin 1930’larından da çok farklı bir çağda ve ülkede yaşıyoruz. Stalin de yok ortada, NKVD de, Vişinsky de, (şimdi müze olan) Lubyanka zindanı da, gece yarıları enselerinden vurulup isimsiz mezarlara gömülenler de.
Ama söz düzeyinde, kelâm düzeyinde psikolojik terör estiren bir tür “cehennem makinesi” de yok mu acaba? Öyle bir “cehennem makinesi” ki, Vahap Coşkun’un daha yeni George Orwell’den aktardığı ifadeyle, gerçeklere tümüyle kayıtsız… Dur durak bilmeyen, eleştiri ve uyarı dinlemeyen bir “cehennem makinesi.” Etrafımıza bir bakalım. Yok diyebilir miyiz gerçekten?
Ve acaba şimdi sıra kimde?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024