Halil BERKTAY
28 Şubat’la ilgili olarak, şimdi size sınırlı akademik çevreler dışında az kişinin bildiği, bilenlerin de pek üzerinde düşünmediği bir şey anlatacağım.
Özünde, bilimin ve akademik kuruluşların demokrasi düşmanlığı uğruna ne kadar kötüye kullanılabileceği yatmakta.
Bu, Türkiye’nin Atatürkçü darbecilerinin Ortadoğu’da laikliği korumak adına İsrail ve İsrail lobisiyle girdiği işbirliğinin hangi kılıklara büründüğüyle ilgili bir öykü.
Ama ucu daha genel bir probleme : derin devletin tanıtım ve millî çıkar gerekçeleriyle yurtdışında oluşturduğu bazı kürsü, örgüt veya enstitülerin neye “yaradığı”na da dokunuyor.
28 Şubat’çıların İsrail lobisiyle ilişkisi son günlerde çok yazılıp konuşulur oldu. Örneğin Cengiz Çandar Neşe Düzel’e, ilk Çevik Bir’in off the record kullandığı “postmodern darbe” kavramını, Bernard Lewis’in doğrudan doğruya genelkurmaydan duyup öğrenmiş olduğunu; bunu kendisine bir dâvette Lewis’in kendisinin söylediğini anlattı (Taraf, 16 Nisan).
Bernard Lewis ünlü bir tarihçi. Sıkı Avrupa merkezci, Oryantalist denebilecek bir bakışa sahip. İslâmiyet ve İslâm âlemi onun için hep “öteki”, hattâ “düşman”. Batı’nın gelişmişliği norm(al), İslâmın azgelişmişliği anormal –ve “yanlış olan nedir” (what went wrong) başlığı altında incelenmesi gereken bütün bir alanı oluşturuyor. Amerikalı neo-con’lar, yarı-faşist İslâmofobilerinin (İslâmın diğer dinlerden çok daha “fanatik” olduğu gibi) birçok özcü, sakat klişesini Bernard Lewis’lere borçlu.
Lewis aynı zamanda sıkı bir Atatürkçü. İlk ve en azından bizde bugün bile en ünlü kitabı, The Emergence of Modern Turkey (Çağdaş Türkiye’nin Doğuşu). Burada Lewis, 19. ve 20. yüzyıl tarihimizi, İslâmın karanlığına gömülmüş bir Şark toplumunun önce İttihatçılar ve asıl Kemalistler sayesinde çağı yakalayıp aydınlığa kavuşması ve Batı’ya iltihak etmesinin öyküsü olarak anlatıyor.
Siyaset sahnesinde Lewis bir İsrail şahini. İsrail’e yönelik her eleştiri, ona göre Yahudi düşmanlığıyla özdeş. Filistin halkının haklarını savunmak anti-semitizmin doruğu. Geçmişte, “böyleleri”nin ABD üniversitelerinde tenure (kalıcı kürsü) almasını önlemek için yapmadığı kalmadı. Çok öğrencisi var. Bir kısmı kendisine tutkuyla bağlı. Bazıları ideolojik açıdan daha bile katı. Öylelerini tanıdım ki, bırakın İsrail’i, Lewis’e yönelik her eleştiriyi (İsrail ve) Yahudi düşmanlığıyla bir tutuyor.
Bütün bu özellikleriyle Bernard Lewis, Türk milliyetçi-militarist ulus-devletinin hep sağlam bir müttefiki oldu. Yunan ve Ermeni lobilerinin “Türk düşmanlığı”na karşı İsrail lobisinin “Türk dostluğu”nu temsil etti. Bu, Ermeni soykırımı tartışmalarına kadar uzandı. İsrail’in kurucu ideolojisi, tarihteki biricik soykırımın 1942-45 Holokostu olduğu noktasında gayet kıskançtır. Bu, “paylaşılamayan bir mağduriyet”tir onlar için (contested victimhood). Bütün bu faktörler Bernard Lewis’i “Ermeni iddiaları”na karşı “Türk tezi”nin destekçisi kıldı.
9/11 geldi : El Kaide’nin Dünya Ticaret Merkezi’ne korkunç saldırısı. Yarattığı büyük tepki dalgası, Arap-İslâm düşmanlarına yaradı. Amerika’da birçok yerde İsrail lobisi psikolojik ve entellektüel terör estirmeye koyuldu. Bütün İslâm ve Ortadoğu bölümleri ya da araştırma merkezleri “terör sanığı” ilân edildi. Ciddî bilim âleminde tutunamamış birtakım vasıfsızlar, Middle East Forum (Ortadoğu Forumu) ana “düşünce tankı”na bağlı Campus Watch (Kampüs Devriyesi) diye iğrenç bir web sitesi kurup, öğrencileri ve diğer öğretim üyelerini, üniversitelerindeki “Ortadoğu araştırmaları, dersleri, konferansları, gösterileri ve diğer faaliyetleri” hakkında ihbarda bulunmaya çağırdılar. Bu yeni McCarthycilik furyası, Campus Watch’un Amerika’ya “düşman” saydığı sekiz profesörün “dosya”larını yüklemesine kadar vardı. Lâkin bu “kara liste”lemeye öyle bir reaksiyon doğdu ki, Ekim 2002’de hemen indirmek zorunda kaldılar.
Middle East Forum etrafındaki bu tür kötü, karanlık işlerde (daha genel olarak, George W. Bush yönetiminin Irak’a saldırı hazırlıklarında), Bernard Lewis’in önemli bazı Amerikalı-İsrailli öğrencileri de yer aldı.
Bunları niçin anlattım ? 21. yüzyılın başları neo-con’luğun “teröre karşı savaş”ının bütün diğer zararlarının yanı sıra bilim ve yüksek öğrenim ortamını da zehirlediği bir dönemdi. Bu çerçevede, İsrail lobisinin saldırganlığı en saygın meslekî kuruluşları yıkma çabalarına kadar vardı. ABD’de The Middle East Studies Association (MESA), İngiltere’de The British Society for Middle East Studies (BRISMES), Ortadoğu çalışmalarının iki uluslararası çatı örgütüdür. Gelin görün ki Bernard Lewis ve yandaşları, Obama öncesinin İslâmofobi rüzgârlarında, “tarafsız olmadığı” gerekçesiyle MESA’yı bile karşılarına alıp bölmeye ve sözde “alternatif” yaratmaya kalkıştılar. Böylece ortaya ASMEA (Association for the Study of the Middle East and Africa : Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Derneği) diye, 2007’de şekillenip kuruluş kongresini 2008’de yapan bir kuruluş çıktı.
Kritik soru : Bernard Lewis ASMEA’yı başka kimlerle kurdu dersiniz ? Sırf diğer bazı tarihçi ve siyaset bilimcilerle mi ? 2007’deki ilk üyeler listesinde (orgenerallikten sekiz yıldır emekli) Çevik Bir de vardı desem, inanır mısınız bana ? Ben bunu 2007’de Harvard’da öğrendim. Kanıtını ASMEA’nın şimdiki web sitesinde aramayın, bulamazsınız.
Ne ki, bir yerde henüz duruyor. Çevik Bir’in (İngilizce) Wikipedia’daki biyografisinde, a former member of ASMEA (ASMEA eski üyesi) ifadesi yer almakta. Çabuk bakın, birileri onu da kaldırmadan.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024