Hilâl KAPLAN
Tarih 7 Şubat darbe teşebbüsünün başarısızlıkla sonuçlandığının kesinlendiği Mayıs 2012.
Daha Neşe Düzel isminin, Başbakan Erdoğan'ı Yüce Divan'da yargılatma aşkıyla anılmadığı günlerde, Fethullah Gülen'in 'Onursal Başkanı' olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil'e, Neşe Hanım soruyor ve şöyle bir cevap alıyor:
'N.D: Aslında MİT Müsteşarı'nın tutuklanması, bir sonraki adım olarak Başbakan'ın soruşturulması ve tutuklanması sürecini de başlatacaktı. Oslo sürecinin sorgulanması, Başbakan'a kadar uzanacaktı. Sizce de öyle değil mi?
M.Y.: Meselenin akıp geleceği yer o taraflar... Oraya kadar varıyordu iş... Bunu da Başbakan'ın verdiği tepkiden anlıyorum. Dolayısıyla her iki cephenin de yıpranması, Türkiye'de bir yerlerde birilerinin ciddi işine yarayacaktı. Türkiye'nin böyle hassas ve nazik bir çizgide seyrettiği bir dönemde, mevcut iktidarın bu manada yıpranması ve Hareket'in makul ve masum projelerinin gölgeye düşmesi meselesi, bizi ciddi olarak rahatsız etti. Bunun aydınlatılması için o açıklamayı yaptık biz.'
Gülen Cemaati temsilcilerinin, âdeta aynı cümleler üzerinde anlaşılmış gibi konuştukları ve 7 Şubat'ta işin ucunun Başbakan'a gitmesini hâlâ 'efsane' olarak nitelendirdikleri düşünülürse, bu açıklamayı belki bir lapsus olarak da okumak mümkün. Belki 17 Aralık süreci de akamete uğratılırsa, yine benzer türden 'lapsus'lar duyabiliriz, kim bilir...
Bugünlerde de, cemaatin duruşu noktasında, 7 Şubat'la benzer bir süreçten geçiyoruz. Cemaatin kâlemleri ve temsilcileri, kendi iradelerini savcılarla birleştirircesine bir savunma hattı kurmuş durumdalar. Daha da ötesi, cemaatin tabanı, dershane sürecindeki muhalif tavrını soruşturmalara yönelterek, daha önce hiç angaje olmadıkları kadar siyasî muhalefet yapıyorlar.
İlginçtir, savcıların 'taktikleri' de aynı. 7 Şubat soruşturmasının başındaki savcı Sadrettin Sarıkaya da, aynı 17 Aralık ve 25 Aralık savcıları Öz ve Akkaş için iddia edildiği gibi amirinden bilgi gizlemiş ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etmişti.
Hatırlarsanız 7 Şubat soruşturması da, gece yarısına yakın Hürriyet'e sızdırılmıştı. Ve kanuna göre haber verilmesi gereken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'dan dosya yine özenle saklanmıştı. En nihayetinde savcı Sarıkaya da 'soruşturmanın gizliliğini ihlal' ve 'amirinden bilgi gizleme' nedeniyle dosyadan alınmıştı.
2013 boyunca yaşadığımız hadiselerin önemli kısmının 7 Şubat'ın ve çözüm sürecini sabote etmek isteyenlerin ortak amaçları doğrultusundaki hesabın devamı olduğunu düşünüyorum. Nitekim 7 Şubat'ın ertesinde yazdığım ilk yazıdaki şu uyarı, ne yazık ki bugüne işaret ediyor:
MİT üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. O kara bulutlar, gün gelir tüm devlet mekanizmasını içine alabilir. 'Devlet içinde devlet' anlayışına Ergenekon söz konusu olduğunda karşı çıkanlara, bu noktada da aynı pozisyonu savunmak düşmektedir. ('Devlet içinde devlet' sadece Ergenekon değilmiş, 10.02.2012)
Ve Gezi süreci devam ederken yazdığım şu satırlar:
'Hakan Fidan ve onun üzerinden Başbakan Erdoğan'ı hedef alan 7 Şubat darbe girişiminde saflarını belli eden kişi ve oluşumların, bu süreçte de aynı saflaşmayı sürdürmeleri dikkat çekicidir.
Gerek Türkiye'de gerek The Economist başta olmak üzere yabancı basın organlarında ve Avrupa Parlamentosu kararında, Erdoğan'ı saf dışı bırakarak Ak Parti üzerinde bir 'lider mühendisliği' deneyenler olmuştur. CHP'yi Kılıçdaroğlu üzerinden 'dizayn' edenlerin, Ak Parti'yi dizayn çalışmalarındaki rolü gözlerden kaçmamıştır. Bu hususta, Ak Partililerin olduğu kadar, millî iradeye saygı duyanların da aynı hassasiyeti benimsemesi gereklidir. Ancak ne yazık ki bu konuda sınıfta kalanlar, demokrat sıfatına ne kadar layık olduklarını da gözler önüne sermiştir (...)
Gezi eylemi yatışsa bile, operasyonel odakların sadece şimdilik 'uyumaya' yatacağı ve yine günü geldiğinde saldırıya geçecekleri açıktır. Bu seferlik ağaç arkasına saklanıp ateş edenler, başka bir toplumsal ivme gördüklerinde göreve kaldıkları yerden devam edecektir.' (Gezi dersleri, 16.06.2013)
7 Şubat sürecinde 'vatan hainliği' ile özdeşleştirilmeye çalışılan bir iktidar vardı.
Gezi'de seküler hayat tarzına düşman bir iktidar portresi çizilmeye çalışıldı.
Üç ay sonraki dershane tartışmaları sırasındaysa dini cemaatlere düşman fişlemeci bir iktidar.
Şimdiyse yolsuzluk batağına batmış gibi gösterilmeye çalışılan bir iktidar.
Ve gittikçe El Kaide ile birlikte anılmaya, yazı ve tivitlerle yurt dışına şikâyet edilmeye başlanılan, Today's Zaman yazarının ifadesiyle 'ürkütücü İslâmî bir ajandaya sahip olan' bir iktidar...
Bu algı operasyonlarının hepsi, toplum ve uluslararası toplum nezdinde Ak Parti'nin ve tabii ki öncelikle Başbakan Erdoğan'ın ahlâkî üstünlüğüne nişan alıp bertaraf etmeye çalıştı.
Ne var ki hepsinde halkın sağduyusu ve feraseti hakim geldiğinden ahlâkî üstünlük hiçbir zaman operasyonel çevrelere geçmedi, hep siyasetin alanında kaldı.
Paris suikastleri, Amerikan Büyükelçiliği'ne saldırı, İmralı sızıntısı, Ak Parti binasına ve Adalet Bakanlığı'na silahlı saldırı, Reyhanlı saldırısı, Gezi olayları ve en son yolsuzluk operasyonu görünümlü siyasete müdahale çabası...
2013 boyunca uğradığımız operasyon ve manipülasyonun bini bir paraydı ama tüm bunlardan geriye kalan en önemli kazanım bence buydu.
2014'ün, 2013'ü aratmaması temennisiyle...
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019