Hilâl KAPLAN
Sason'un dağlık bir köyünde oturan, çobanlık yaparak harçlığını çıkaran, zihinsel engelli, 23 yaşında bir genç Yakup Çelik.
Yine ailesinden gizlice Batman'ın merkezine indiği günlerden birisi. Ailesi daha önce de kaybolduğunda onu aramış ve bulmuş. Ancak Yakup cep telefonu kullanmayı bilmediği için, o gün de bir süre ulaşamamışlar.
Yakup, Batman'da ilçe otogarına geldiğinde vaktin geç olduğunu anlayınca ve minibüs de bulamayınca, her zaman namaz kıldığı garajdaki mescide girmiş ve sabahı orda etmek umuduyla beklemeye başlamış. Vakit yatsıyı geçtikten sonra mescide iki kişi girmiş. Gerisini Yakup'tan dinleyelim:
'Gördüm ki boyunlarında Apocu örtüsü var, pek onlara bakmadım. Mescitte sigara yaktılar ve bana ters ters bakmaya başladılar. Ben de korktum. Ordan ayrılıp yan taraftaki kadınlar mescidine girdim. Peşimden geldiler. 'Sen kimsin'? diye sordular. Ben de 'Sasonluyum, gariban bir çobanım' dedim. Bana, 'Hayır sen IŞID'cisin' dediler ve saldırmaya başladılar. Epey boğuştuk. Kalçamı defalarca bıçakladılar. Çok kan aktı. Çok boğuştuk, sonra kaçtılar. Ben de yere düşmüşüm. Epey bir süre sonra garajın bekçisi geldi. Beni öyle görünce polisi aradı. Polis ve ambulans geldi. Hastaneye kaldırıldım. Artık akıllandım. Ailemden habersiz bir yere gitmeyeceğim. Söz veriyorum gitmeyeceğim.'
Yakup, PKK yanlılarının ülkeyi savaş alanına çevirdiği 7 Ekim günü, kalçasından 16 kez bıçaklandı. Ailesi, sakallı olduğu için IŞİD'ci denilerek ölümün eşiğine getirilen Yakup'un sakallarını kesmiş.
Hiçbir özeleştiri yapmadan, hiçbir hesaba çekmeden, sorgusuz sualsiz HDP'yi ve 'direniş' çağrısını sahiplenenler, 'fırtına gençliği' diye methiyeler düzenler, #BarışınSesiHDP diye etiket kasmaya kaldığı yerden devam edecek mi? Bir bebekten katil yaratan karanlığı, sadece katil Türk milliyetçisi olduğunda mı sorgulayacaksınız?..
Geçmiş olsun Yakup, sana zihinsel engelli diyen düzen utansın!
TÜRKİYE'DE BARIŞ İÇİN SURİYE'DE SAVAŞ
Kandil'in önümüze koyduğu formül bu. Tesadüfe bakın ki ABD başta pek çok Batılı ülkenin de öne sürdüğü tez, Kürtlerle barışmak isteyen Türkiye'nin Suriye'deki savaşa girmek zorunda olduğu...
'Êdî bese!' yazım şöyle bitiyordu: 'Kobanê'ye koridor açıldığı an, IŞİD'in Süleyman Şah Türbesi'ne saldıracağı, Türkiye'nin eli mecbur savaşa gireceği, İran'ın bunu Esed adına savaş ilanı kabul edeceği, ABD'nin TSK'yı İŞİD'e karşı öncü piyade gibi kullanacağı herkesin malumu. O yüzden 'Türkiye'de barış için, Suriye'de savaş' formülüne halkı ikna etmek varken, iç savaş denemesi yaptınız. Yine elinizde patladı.'
'Türkiye'de barış için, Suriye'de savaş' formülünü, paragrafın gerisine bakmadan Türkiye'deki PKK yanlılarına Kobanê yolunu gösterdiğim, 'gidin orda savaşın' dediğim şeklinde yansıtan aklı evveller olmuş.
Bariz ki orada HDP'ye bir sesleniş var: 'Ağır silah koridoru aç' demek, Türkiye'yi savaşa sokmak anlamına gelebilir. 'Kobanê düşerse çözüm süreci biter' efelenmelerini bırakıp, HDP'nin dürüstçe Türkiye'den ne beklediğini açıkça anlatması talebi var.
Ancak kast ettiğim tam tersi olmasına rağmen, PKK yanlısı Kürtlere 'Buyrun Suriye'de savaşın' demek tepki çekmesi gereken bir ifadeyse- ki öyle- aynı şekilde iç barışımızın bozulmasıyla tehdit ederek Türkiye'yi Suriye savaşına çekmek ahlâklı mıdır?
Kobanê direnişi haklı ve meşrudur. Ancak bu mücadeleyi yürütürken, barışı koz olarak kullanmak değildir.
Not: Yakup Çelik ve ailesini ziyaret ederek, yazıdaki bilgilere ulaşmamızı sağlayan insan hakları aktivisti avukat Murat Çiçek'e teşekkürler...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019