Hilâl KAPLAN
Metropoll araştırma şirketi –ki Gülen’e yakınlığıyla biliniyor- toplam 26 ilde 1876 kişiyle görüşerek bir anket yapmış. Sonuçlar çarpıcı. Buna göre Fetullah Gülen’in Haziran 2013’te, halk nezdindeki itibarı %33,5 iken, şu andaki itibarı %3,3’e gerilemiş. Bu sonuçlara göre Gülen, %3,8’lik orana sahip Abdullah Öcalan’ın bile gerisine düşmüş durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik beğeni ise %50 ile birinci sırada yer alırken, Ahmet Davutoğlu %38,7 ile onu izliyor.
Gülenci medya ise bu itibar kaybını hiç nazarı itibare almayıp, Gülen’in New York Times’da yayınlattığı yazı üzerinden ‘dünyadaki itibarımızı artıyor’ propagandasını sürdürüyor.
Bir Zaman yazarı, “New York Times Fethullah Gülen’e sütunlarını açtı. Ne diyorduk? Erdoğan saldırdıkça, Hizmet’in itibarı artıyor!” yazabiliyor mesela. Ya da Emre Uslu olduğu düşünülen bir başkası gizli hesabından, “AKP’nin aptalca yaptığı her hamle Gülen’i uluslararası anlamda biraz daha güçlendiriyor. Gülenizm batıda fenomen olmak üzere.” diyor. Farkında değiller ama zaten Türkiye’den uzak, Washington ve Tel Aviv’e yakın oldukları için itibarları üç kuruşluk olmuş durumda…
En son Amerikan Kongresi’nin 89 üyesi de, Dışişleri Bakanı John Kerry’e mektup yazarak, gerçek olmayan iddialarla Türk hükümetine saldırdılar. Daha önce KCK ve benzeri operasyonlarda onlarca gazeteciyi hapse atan polis şefi dahil gözaltına alınanların hepsinden basın mensubu olarak bahsedilen bu mektup, Amerikan yönetiminden Gülenciler lehine Türkiye’yi sıkıştırmalarını talep ederek bitiyor.
Özetle, Gülenciler, ABD’nin sadık bir ‘çalışanı’ olmaya devam ederek, Türkiye’ye karşı mevzi kazanmaya çalışıyorlar. Bu ufkun temellerini, Gülen’in kendisi, Temmuz 1997’de, daha Amerika’ya gitmeden şöyle atıyor:
“Dünyanın hali hazırdaki durumuyla, şu çerçevesiyle, Amerika da şu andaki konum ve gücüyle bütün dünyaya kumanda edebilir. Bütün dünyada yapılacak işler buradan idare edilebilir ve hatta denilebilir ki, şöyle veya böyle Amerika ile dostça geçinmeden destek almak değil, dostça geçinmeden, Amerikalılar istemezlerse, kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çatıştığınız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz. Amerika, hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır.”
Bu anlayışa göre Amerika, dünyanın dümeninde olduğuna göre, onların dümen suyuna gitmek ve amaca ulaşmak için onların dediğinden dışarı çıkmamak lazımdır.
Değil Türkiye’de, dünyadaki Müslüman oluşumlarda, bu kadar açıktan Amerikan taraftarı olan, Allah’a ve kadere imandan öte egemen güçlere ‘iman’ etmeyi salık veren bir anlayışa rastlamak zordur. Gülenciler dışında hangi ‘cemaat’, üstelik kendi ülkesini ele geçirme çalışmaları ifşa olmuşken, Amerika tarafından bu denli hassasiyetle muhafaza ve müdafaa edilmektedir? İki eski CIA yöneticisinin ‘yeşil kart’ alması için kefil oldukları bir ‘cemaat lideri’ ve dünyada Amerikan etkisinin geçerli olduğu 150’yi aşkın ülkede okul kurabilen kaç tane ‘dinî cemaat’ biliyorsunuz? Tüm bunların sadece Amerika’yla iyi geçinmek karşılığı olduğuna inanmak, Amerika’nın bu kadar düşük bedel karşılığı Gülencilere alan açtığını düşünmek mümkün mü?
Gülen’in Amerika’daki itibarı, Amerika’nın Gülen’deki itibarıyla irtibatını sorgulamayı gerektiriyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019