Hüseyin ÇAKIR
“Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi” kuruldu. Bu parti için, birçok soru sorulabilir. Akla gelen ilk soru: Son yirmi beş yılda bu kaçıncı sol parti? Bu partinin, aynı çizgide kurulan önceki partilerden ne farkı olacak? gibi. Medyada ve geniş kamuoyunda şu an için sesi pek çıkmıyor olsa da, hem sol mahallenin, hem de toplumun hayatına ve hayallerine dokunacak yeni bir parti gibi görünüyor.
Geriye dönüp bakıldığında: Solun geçmişinde büyük “Birleşme ve Birlikler” oldu. Bu “Birlik ve Birleşmeler”, kendi içinde radikal değişim ve yenilenmeye yönelemedi. Çünkü insanı ideolojinin nesnesi, politik amaca ulaşmak için araç olarak gören sınıf anlayışı egemendi. İnsana soğuk bu ideolojik, politik zihniyet, sol içinde/ aynı mahallenin insanlarına, “öteki” politik varlıklar olarak bakıyordu. Bu soğuk zihniyetli sol birleşmelerden, insan sıcaklığında beraberlikler gerçekleşemedi. Aynı parti içindeki ideolojik, politik farklılıklar, “çoğulculuk”muş gibi lanse edilse de; insanların birlikteliği yerine cemaatlerin birlikteliği ve küçük iktidar kavgası her şeyin önüne geçti. En çok, en sık kullanılan “değişim ve yenilenme” kavramları etrafında, sol muhafazakârlık duvarlarıyla örülü cemaatçiler yaratıldı. Sol, insan yaşamının kalitesini yükseltilmesini savunan politikaları oluşturan siyaset alanı olmaktan çıkartılıp, kutsal ruhlarla etrafı kuşatılan türbe etrafında ezber sözlerin tekrarlanmasına dönüştürüldü. Bu muhafazakâr, ilahiyatçı sol ile insana değen sol birbirinden koptu ve kopmaya devam ediyor.
“ Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi” yeni bir parti, ama Türkiye Marksist-sosyalist solunun, değişim, yenilenme girişimlerinin yeni bir evresi. Geleneksel zihniyetten köklü kopuşun başlangıcı olarak kabul edilebilir. “Kuruluş Kongresi Sonuç Bildirgesi”nde, geçmiş ve geleceğe bakış şöyle tanımlanıyor: “Gücümüzü, yalnızca yaşadığımız toprakların tarihinde değil, insanlık tarihinde de benzer umutları yeşertmek için türlü fedakârlıklara katlanmış insanların yarattıkları gelenekler, mücadeleler, fikirler ve değerlerden alıyoruz.” Geleneksel Marksist, sosyalist partilerin, “sınıf ve sınıfa karşı sınıf” ideolojisinden kopuşu tanımlıyor. Bu kopuş yoluna giren Marksist siyasal gruplar, partiler oldu. Ancak örgütlü bütünsellik içinde bunu gerçekleştirmeyi başaramadılar. Dışa; topluma doğru büyümek yerine, içe; sola, sol gruplara doğru büyümeyi hedeflediler, ama olmadı. Solun çok büyük kesimleri, aydınlar, entelektüellerin katılımıyla medyana gelen “Birlik” ler/partiler, kendi içlerine döndükleri için, toplum partisi olamadılar. Solcuların, sol partileri olarak kaldılar.
Muhafazakâr ve yeni sol ayrışması
Tarihiyle bütünsel bir yüzleşmeyi gerçekleştiremeyen sol, geçmişini yeniden, yeniden üretti. Sol değerlere ve tarihe sahip çıkma adına, insanla bağlı tarihsel sürecin dışına çıkarak, muhafazakârlaştı, toplumdan, toplumsal gerçekliklerden uzaklaştıkça, ulusalcı, milliyetçi ruhu içine çekti.
İnsan merkezli sol ile ruh merkezli sol iki ana eksende ayrıştı. Birincisi, “iyi, doğru, güzel”den yana değişimi savunan, ikincisi, solu ilahiyat gibi düşünen muhafaza etmek isteyen. Bu ayrışma, askeri vesayet rejiminin çözülüşü, demokratikleşme için atılan adımlara farklı yaklaşım derinleştikçe yeni sol ve muhafazakâr sol birbirinden koptu. EDP, bu ayrışma sonucu ortaya çıktı. (Yeşillerle ilgili bir şey söylememiş olmam, yeşil hareketin süreçlerini bilmediğim içindir. )
EDP, Anayasa referandumu, Ergenekon Davaları, Faili Meçhuller, 12 Eylül Darbecilerinin Yargılanması… da demokratikleşme için siyasal olumlu adımları destekledi. Bu, geleneksel solun, “sınıf”cı ve “ iktidarla yalnızca mücadele edilir” ideoloji ve politika zihniyetinden kopuş oldu. EDP, bu politik duruşu dolayısıyla; muhafazakâr sosyalist solun, ulusalcıların, Kemalistlerin hedefi haline geldi. EDP’in muhafazakâr sol dışındaki değişim güçleriyle, O insanlarla; Müslüman demokratlar, Yeşiller, Feministler, LBTG, Kürt demokratlarıyla kurduğu ilişki, EDP’yi değişimin yeni bir sürecine taşıdı. “Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi”, Türkiye'nin değişimden yana dinamiklerini yeni bir siyasal alana taşıma potansiyeline sahip olabilir. Bu değişim dinamiklerinin içinde yer alan “yeni sol” ve aydınlar, siyasal yenilenmeye çok önemli katkıda bulunabilirler. Kürt meselesinin demokratik çözümünde, Batı’da oluşan milliyetçi ön yargıların kırılmasına katkıda bulunabilir. Bu parti, bir parti formundan öteye, değişim dinamikleri arasında siyasal ilişkiyi kuran, değişim talebi hegemonyası oluşturan bir parti olabilir.
Solun, birlik tarihi özeti
EDP, Marksist, sosyalist hareketin yakın tarihinde, “Solda Birlik” ve yenilenmearayışının sonucunda, bu tarihsel sürecin içinden süzülerek ortaya çıktı. Bu tarih, 1980’lerin ikinci yarısında başlayan, Sol dergiler etrafında başlayan “ Nasıl bir Sol Parti” tartışması; Avrupa’da, “Türkiye İşçi Partisi (TİP) Türkiye Komünist Partisi ( TKP) Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve Türkiye Komünist Emek Partisi) (TKEP) Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi ( PSK)” oluşturduğu; ”Türkiye ve Türkiye Kürdistan’ı Sol Birliği” ( Sol Birlik) girişimi; “Devrimci Yol, PKK, TKEP, İsçinin Sesi, THKP-C Devrimci Savaş, Türkiye Emekçi Partisi, THKP-C (Acilciler), Sosyalist Vatan Partisinin” oluşturduğu; “ Faşizme Karşı Birleşik Direniş Cephesi” girişimi deneyimi; 1990’larda, “Türkiye İşçi Partisi (TİP) Türkiye Komünist Partisi ( TKP) nin” birleşemesiyle, yasal olarak kurulan “Türkiye Birleşik Komünist Partisi ( TBKP)” girişimi; 1989’da “Sosyalistlere Çağrı” başlıklı, 18 imzalı bir bildiriyle başlayan, Ağustos 1989’da, 22 sosyalist dergiden 172 sosyalistin katılımıyla “Kuruçeşme- Birlik Tartışmaları “nın sonunda, 15 Ocak 1991’ de; “ Kurtuluş, Emek, Yeni Yol ve Sosyalist Politika, Sosyalist Birlik, TSİP, TBKP ve üç SHP milletvekili”nin katılımıyla, Sadun Aren başkanlığında kurulan “Sosyalistlerin Birlik Partisi” (SBP) deneyimi; SBP ‘nin Programında Kürt Sorunu gerekçe gösterilerek kapatılmasından sonra, 22 Ocak 1996 ‘da “Birleşik Sosyalist Parti (BSP) ve “Geleceği Birlikte Kuralım Parti Girişimi” nin birleşerek Ufuk Uras başkanlığında kurulan "Özgürlük Dayanışma Partisi" (ÖDP) deneyimi: Ve bütün bu deneyim ve denemelerin sonucunda, 13 Mayıs 2010’da “Sosyal Demokratlar (SHP), Aleviler, Özgürlükçü Solcular, Bağımsız sosyalistler”, “Tarihi Buluşma” adı altında, Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP)ni kurdular.
Ne yapabilir bu parti?
Yeşillerle, solun birlikte “Gelecek” arayışı, solun değişim sürecinin yeni başlangıcı olarak görülebilir. Marksist-sosyalist sol; bugüne kadar, sol içi “Birleşmeler”le değişimi, yenilenmeyi ve daha güçlü olmayı amaçlamıştı. Bu bakış dolayısıyla bütün enerji “sol” içine yöneltildi. Neredeyse yirmi beş yıl, sol içi dengeler, sol içi hegemonya ve iktidar mücadelesiyle geçti. “Solun içine” dönük bu mücadelecilik, yorgunluk, bıkkınlık yarattı. Büyük umutlarla yola çıkanlar; bitmez, tükenmez “ fraksiyon iktidarı, hegemonyası” tartışmaları nedeniyle, bir kenara çekildiler. Sol’dan umutlarını yitirdiler. “Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi” yeni bir umut olabilir mi? Murat Belge, yeni partiyi şöyle tanımlıyor: “Bazı şeyleri yapmak için ille de iktidar olman gerekmez. Güçlü bir muhalefet olarak yaptırmayacağın şeyler vardır. Kamuoyunu etkilemek, başka partileri etkilemek gibi. Bu partinin Türkiye'nin yaşadığı hayat hakkında birtakım teşhisler getirmek, mesela Kürt sorununun çözümü konusunda alternatifler ortaya koyma imkanı olacağını sanıyorum. Yani uzun vadede olaylar hakkında doğru teşhis koymuş imajının yaratılması lazım ve bunu yapabilir bu parti.” Murat Belge beklentisini şeyle ifade ediyor: “ …Bakkalla da bir ilişkisi olmazsa öyle bir parti olmaz. Ama tabii şu da var, bu parti öyle hemen eyleme geçsin diye kurulmuyor. Türkiye'de yıllardır sol bir parti yok. Bunun getirdiği bir bıkkınlık ve kendini boşlukta hissetme hali de var. Bu nedenle birçok insan partinin meziyetlerinden çok 'Sol bir parti olsa da girsem' diyebiliyor. …öğretmeye gelmiyor. Herkese doğrusunu göstermek gibi bir iddiası yok. Öncelikli arayışı nicelikle ilgili değil. (26 Kasım, Akşam) Partinin büyümesinin anlamı; savunacağı politikaları ve toplumun taleplerini siyasal alana taşıyarak savunduğu zaman, seçmen gözünde alternatif olma noktasına gelmesidir.
Yeni parti, insana, insan olduğu için değme amacını açıklayarak yola çıktı.
Haydi, hayırlısı; yolu aydınlık, zihni açık olsun.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018