Hüseyin GÜLERCE

Hüseyin GÜLERCE
Hüseyin GÜLERCE
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
Tehlikenin farkında mıyız?
3.05.2013
2279

 Anayasa konusunda dört parti arasında bir uzlaşma sağlanamamasının ülkemize ağır bir faturası olacak.

Türkiye’nin en önemli problemi, kutuplaşma ve gerilimdir. Yeni sivil demokratik bir anayasa hazırlanması, bu problemin çözümü adına altın bir fırsattı. Maalesef bu fırsatın değerlendirilemeyeceğini artık kabul etmek zorundayız. Bundan sonra top, AK Parti’dedir. AK Parti’nin bahsettiği B planı BDP ile ittifak mıdır? Nasıl bir taslak ile kamuoyunun önüne çıkılacaktır? Bu taslak, başkanlık sistemi ile ilgili tartışmaları büyütecek midir? Partili cumhurbaşkanı için formül nedir? Seçim barajı, seçim sistemi, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile ilgili paralel teklifler bu taslakta yer alacak mıdır? Yoksa AK Parti’nin bugüne kadar hiç dillendirilmemiş bir C planı da var mıdır?

Önümüzdeki iki yıl, Türkiye demokrasi tarihinin en önemli dönemecidir. İki yıl içerisinde üç seçim var: 2014 Mart’ında yerel seçimler, aynı yılın ağustos ayında cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2015’te genel seçimler. Ayrıca Sayın Başbakan ısrarcı olursa, B planı olarak BDP ile birlikte bir anayasa değişikliği hazırlanırsa, önümüzdeki kasım ayında bir de referandum söz konusu olacaktır. İmralı görüşmeleri ile başlayan çözüm sürecinin, AK Parti BDP birlikteliğiyle birlikte yeni tartışmalar getireceğini de bir kenara not edelim.

Devam eden darbe ve darbeye teşebbüs davaları, kutuplaşmanın sertliğini, uzlaşmanın zorluğunu bir düğüme dönüştürdü. 1 Mayıs’taki tablo, önümüzdeki iki yıl içinde yüksek tansiyonun daha da artacağını gösterdi. Sayın Erdoğan’ın başkanlık, partili cumhurbaşkanı talebi üzerinden, ortamın daha da sertleşeceği ve önümüzdeki iki yılın AK Parti ve karşıtları arasında bir meydan muharebesini andıran gerilime dönüşeceği endişesi, şahsen benim uykularımı kaçırıyor. Son olarak Parlamento’daki galiz küfürleşmelerin, toplumsal tahammül sınırlarımızı zorladığını görmezden gelemeyiz. Kapımızda bir akıl tutulması, bir can yakıcı kutuplaşma tehlikesi var. Bu tehlikenin farkında mıyız? Bu tehlike bertaraf edilmezse, kutuplaşma ve gerilim tırmanırsa, ne çözüm süreci kalır ne de uzlaşma zemini…

Dikkat edilirse, AK Parti’yi engellemek için CHP ve MHP giderek tek parti gibi davranıyor. Kamuoyu uzmanı, isabetli analizleri ile dikkatleri çekmiş bulunan Tarhan Erdem, MHP’nin geçenlerde İzmir’de yaptığı “bayrak mitingi” ile ilgili olarak; “CHP’nin ulusalcılık yapan bir damarı da o mitinge katılmıştır. O MHP mitingidir ama kalabalığın önemli kısmı CHP ve İşçi Partisi tabanından gelmiştir.” tespitinde bulundu. Bu şaşılacak bir şey değil. Zira geçtiğimiz yerel seçimlerde, CHP ve MHP’nin ortak hareketi ile bazı AK Parti belediyeleri el değiştirmiştir. Eğer AK Parti’nin C planı devreye girer ve referandum yapılmazsa, yerel seçimler iktidar için hayat memat meselesine dönüşür. Özellikle Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye demokrasisi için bir kader anıdır. Seçmen, bu seçim öncesinde karpuz gibi ortadan ikiye bölünecektir. Türkiye’yi gerçekten çetin günler bekliyor. CHP-MHP ve İşçi Partisi, Sayın Erdoğan’ın önünü kesmek için cansiparane faaliyet göstereceklerdir. Toplum olarak, ülke olarak, yaklaşmakta olan bu kutuplaşmanın ağır faturasını ödeyebilir miyiz? Grinin bile yirmiden fazla tonu varken, koskoca bir ülke siyah ve beyaz olarak bölünmek zorunda mı? Yükselen tansiyonu, tırmanan gerilimi durdurmanın bir yolu yok mu? Siyasi hesapların faturasını illa da bu halk ödemek zorunda mı?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar