Hüseyin GÜLERCE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir sözü ile yeni gündem oluşturdu. Şunu söyledi: “Birilerinin sosyal medya üzerinden, bazı yazarlar üzerinden benim adıma racon kestiğini dikkatle izliyorum. Racon kesilecekse ben keserim.”
Beklediğim gibi iki kesim aynı tepkiyi verdi. İkisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasına saklanarak efelendiler. Hani mahallede dayak yiyen çocuklar olur da, sığınacakları biri ortaya çıkar, onlar da koşarak arkasına saklanır ve işaret ederler; bu dövdü, bu dövdü…
İki kesim de Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük’ü işaret etti. Küfür ve hakaret ile saldırıya geçtiler.
İki kesimden biri, AK Parti iktidara geldiği günden beri 16 yıl boyunca Erdoğan’a savaş açmış, toplumun bir kesimini Erdoğan aleyhine kin ve nefretle doldurmuş olan, FETÖ operasyonlarında bu örgütün yanında olan ve henüz 28 Şubat darbesindeki rolünün hesabını vermemiş olan gazeteci ve yazarlar…
İkinci kesim de, “Erdoğan’la meselesi olanlar…” Gezi olaylarından itibaren millet sahip çıktıkça bunlar Erdoğan’ı yalnız bıraktılar, AK Parti içinde Batı’nın Erdoğan’a alternatif olarak düşündüğü kadroya yatırım yaptılar… Erdoğan, bunların bitmeyen beklentilerini mi karşılamadı, bunlar kendilerini çok önemsiyor, çok önemli görüyorlar da Erdoğan bunlara iltifat mı etmedi, öylesine savruldular ki; 16 Nisan’da sinsi ‘Hayır’cılık yaptılar. ‘Evet’in istikbalimiz ve istiklalimiz için önemini millet çoğunluğu anladığı halde, bunlar bir türlü ‘Evet’ diyemediler. ‘Evet’ çıkmasına öyle bozuldular ki, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü için güzelleme yapmaktan da çekinmediler…
Tekrar şu birinci kesime dönelim.
Cem Küçük bunların ipliğini pazara çıkardıkça, FETÖ goygoyculuklarını yüzlerine vurdukça öylesine bunaldılar ki, Cumhurbaşkanı racon deyince, “hadi bakalım Cem Küçük şimdi ne yapacaksın” diye ayağa kalktılar.
Dün sabah Cem Küçük ile Fuat Uğur’u TGRT’de dinledim. Cem Küçük “görün işte racon kesiyorum” dedi. Ama haklı olarak “kendi adıma racon kesiyorum” diye de ekledi.
Çok da güzel söyledi: “Ben isim isim eleştiriyorum, siz de onları atıyorsunuz, eh ben de o zaman racon kesiyorum, derim. Şimdi de diyorum; şunlar şunlar da o attığınız falanlar gibi olacak…”
Evet, Cem’in istediğini yapmayın, telaffuz ettiği adamları atmayın, Cem Küçük de racon kesmemiş olsun. Siz onun dediklerini attıkça, o da “sizi serçe parmağımda oynatıyorum” der tabii.
Cumhurbaşkanının çıkışına bu malum medya neden dört elle sarıldı? Mesele Cem Küçük ismi değil. Ben de Cem’in bazı çıkışlarını tasvip etmiyorum -sonradan kendisi de yanlış bulduğunu söylüyor zaten- ama mesele şahıs meselesi değil.
Cem ve bizler gibi FETÖ ile mücadelede FETÖ goygoycularına rahatsızlık veren isimler, ısrarla hedefe konuyoruz. Evvelsi hafta 5 gazeteden 8 yazar üstüme geldi.
Cem Küçük’e saldıranlar, FETÖ ile mücadelede surda gedik açmak istiyorlar. “FETÖ davalarını sulandırmaya, özünden koparmaya ve “kontrollü darbe” stratejisinin inisiyatif almasına çalışıyorlar.
AK Parti yönetimi, bu medyanın Erdoğan düşmanlığını unutup oyuna gelmemeli. İlk fırsatta neler yapacaklarını asla unutmamalı…
Sadece şunu hatırlatayım. 7 Haziran seçimlerinden üç hafta önce, Mısır’da Mursi’nin idam kararını, Hürriyet gazetesi şöyle verdi (16 Mayıs 2015):
“Dünya şokta. Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanına İDAM”
Bunun üzerine Erdoğan tepkisini şöyle dile getirdi:
''Mısır'da yüzde 52 ile iş başına gelen Mursi ve arkadaşlarını idama mahkûm kararı aldılar. Türkiye'de de bu haberi Doğan Medya Grubu nasıl verdi? 'Şok karar, yüzde 52 ile idam'. Ey Doğan Grubu, seni muhatap almam, ama şunu bilmen lazım, siz affedersin hayatınızı korkuyla geçiriyorsunuz. Şunu bil, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Türkiye'de Gezi olaylarında bize saldırdınız. Doğan Grubu, sen avucunu daha çok yalarsın. Beraber hareket eden paralel örgüt siz de avucunuzu çok yalarsınız.''
28 Şubat utancına rağmen insan içine çıkmalarına hayret ettiğimiz, hiç pişmanlık duymamış bir cephe var karşıda.
Bütün ömürleri vesayetçiler ve cuntacılar adına racon kesmekle geçmiş adamlardaki pişkinliğe bakın, kalkmışlar racona karşı çıkıyorlar, ayıptır ayıp…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019