İbrahim Kahveci
Merkez Bankası geçen hafta faizleri %43,0’den %40,5’e düşürdü.
Mevcut enflasyonun %32,95, 12 ay sonrası beklenen enflasyonun da %22,25 olduğu dönemde bu indirim geldi.
Biraz daha açalım:
Ekrem İmamoğlu 19 Mart günü hapse atılana kadar MB faizi ile enflasyon arasında 3,0-3,5 puan fark vardı. Geçen haftaya kadar 10 puan fark vardı.
Ve Merkez Bankası bu farkı 7,5 puan indirdi.
Ama ne oldu biliyor musunuz?
Piyasalar bu farkı tanımadı. Yani Merkez’in faiz indirimine piyasalar onay vermedi.
CHP’ye kayyum işine bir adım olan İstanbul İl Başkanlığına Gürsel Tekin’in getirilmesi ile kısa vadeli tahvil faizleri %38,90’dan %40,81’e kadar yükseldi.
Ve Merkez’in son indiriminde de tahvil faizleri aşağıya düşmedi. Cuma günü kısa vadeli tahvil faizi %40,66’dan kapandı.
Bakınız tekrar ediyorum: Piyasalar Merkez’in son faiz indirimine zerre kadar itibar etmediler. Yani piyasalar Merkez’in faiz indirimini onaylamadı.
Anlaşılan şu olacak: Enflasyon ile faizler arasındaki makas açık kalmaya devam edecek. Yani çok çok yüksek reel faiz ödeyeceğiz.
Önceki hafta 53,85’e kadar düşen ticari kredi faizleri de yeniden 57,26’ya yükselmiş durumda.
Şu anda durum ne?
Açıklanan enflasyona göre reel ticari kredi faizi %18,29’a gelmiş durumda.
Beklenen 12 ay sonraki enflasyona göre ise reel ticari kredi faiz oranı %28,64’e çıkmıştır.
Tekrar ediyorum: Bu reel faizler dünyanın hiçbir yerinde olamaz. Olsa olsa tefecide olur ve orada kredi kullanan herkes batar.
Şu anda da Türkiye’de kredi kullanmak, batmak demekten başka bir şey değildir. Hele hele üretici için durum tam bir felakettir. Ürününe yüzde 20-25 zam yapan üretici, kredisine yüzde 57 faiz ödemektedir.
İflasa giden yolun üzerinde yol yürüyorlar.
Kredi faizlerinin bu kadar yüksek olduğu yerde neden iflaslar henüz tam olarak başlamadı? İstihdamdan görüleceği üzere daha durgunluk aşamasına yeni yeni geçtik.
Yine istihdamdan görüleceği üzere yıllık ortalama ocak ayında 32 milyon 630 bine ulaşmışken şimdi 32 milyon 579 bindeyiz. Şimdilik mevcut istihdamdan kaybımız sadece 51 bin kişi.
Ama yeni nüfusun iş bulamadığı döneme de girmiş durumdayız.
Yani henüz reel sektöre tam yansıma gelmedi. Önümüzdeki ay ay bunu daha net göreceğiz.
Nitekim eski OVP’de yıllık ortalama istihdam 33.200 bin kişi hesaplanmışken yeni OVP’de bu sayı 32.605 bin kişi olarak düzeltildi.
2025 yılı için beklenen istihdam kaybı 595 bin kişi… Bu sayı sonraki yıllarda 700 binin üzerine çıkıyor. Bu resmi beklenti… Varın siz bunun ne olacağını hesaplayın.
İŞTEN KOVULMAK PARTİYE GÖRE Mİ?
Ne dedik? Henüz 51 bin kişi net şekilde işten kovulmuş durumda. İşsizlik sorunu Ekim 2024’den beri durgunluk olarak başladı ve yeni yeni kayıplarla artarak sürüyor.
2018-19 benzer programı hatırlayın. Sonrası şelale gibi gelecek. Yani önümüzdeki aylarda.
2019 yılında zarfın içindeki 4 oyun 3’ünü geçerli sayan YSK 1’ini iptal etmişti ya. İşte 2019 Mart ayında 28.490 bin olan yıllık ortalama istihdam yılı 28 milyon sınırında kapatmıştı.
O yıl YSK’nın ZARF olayı yaklaşık 500 bin kişinin işten kovulmasına neden olmuştu.
Ya şimdi?
Şimdi ha Gürsel Tekin operasyonu, ha Kemal Kılıçdaroğlu operasyonu olsun iktidarın bu birliktelikle sürdüreceği operasyonlar en az 2 milyon kişinin ekmeğine neden olacak?
Kimi işe girmesi gerekirken giremeyecek kimi de mevcut işinden kovulacak.
Acaba patron iflas ederken işçisini işten atma aşamasında “Aaaa biricik güzel kardeşim, sen AK Partilisin, seni işten atmıyorum mu?” diyecek. Yoksa ne partili olup olmadığına bakmadan “Doğru dış kapıya mı” diyecek?
Ben sadece bir rakam daha vereyim: Bu ülkede yılda 40 bin kişi göç ediyor (net göç). 2023 yılında net göç 189.700 kişiye ulaşmıştı.
Acaba bu vebal 6’lı Masa için yeterli mi? Ya da Kılıçdaroğlu şoke ettiği tabanının vebalini hiç kendine sordu mu?
Şimdi benzer soruyu soralım: İktidar ve aparatları siyasi operasyonlar ile rakiplerini işlevsiz hale getirirken işsiz kalacak milyonlarca kişinin vebalini hisseden var mı?
Ne dersiniz?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURİsrail’in yükünü Kürtlerin sırtına yüklemek… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam-Arap bildirisi ve Gazze 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAdnan Kahveci: “Yöneticiler fakir…” 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBari zekamızla alay etmeyin: Meğer yargı siyasal değilmiş 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİktidar cephesi ülkenin geleceğini düşünmeli 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENİsrail sorunu- Amerika sorunu 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemokrasi krizi yaşanırken çözüm nasıl mümkün olacak? 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayGüney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRİmamoğlu: İddianameyi seçimde onu yeneceğimi bilen kişi yazdırdı 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye: Aynı pota… 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESokak çağrısı 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Em hemû Tirk in!” 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKaos nereye açılır… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti CHP'ye demokratik dayanışma heyeti gönderse 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÇözüm süreci Suriye virajında 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYanaşma kültürü ve siyasetin çürümesi 11.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
8.09.2025
5.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
1.09.2025