İbrahim Kiras
Trump ikinci kez iş başına geldiğinden bu yana Amerikan kamuoyuna verdiği hiçbir sözü yerine getiremeyince şimdi “Savaşan Başkan” olarak öne çıkıp diğer alanlardaki başarısızlığını unutturmak istiyor.
Beyaz Saray’da oturan şahıs için savaşın ciddi bir maliyeti yok. Amerikalılar ölmüyorsa tabii. Trump da Amerika’nın ve Amerikalıların fazlaca zarar görmeyeceği -ya da zararın görünmeyeceği- şekilde dikkatlice hazırlanmış bir operasyonu tercih etti zaten. Bunun için önce İsrail’i sahaya sürdü, zeminin elverişli olduğunu görünce de ABD’ye yönelik önemli bir tehdidi bertaraf etme iddiasıyla “Muharip Başkan” olarak kendisini ortaya attı.
Bu çeşit siyasetçiler için savaş daima güvenilir bir örtü demektir. Hatta bunun gerçek bir savaş olması bile şart değildir. Türkiye’de “Başkanın Adamları” adıyla gösterilen Wag the Dog filmini hatırlıyor musunuz? Filmdeki Amerikan başkanının küçük yaştaki bir kızla ilişkisi ortaya çıkınca sahte bir savaş hikayesi uydurulur ve kamuoyunun dikkati buraya çevrilir. Keza bugünlerde malum sebeplerle yeniden popüler hale gelen “Bindokuzyüzseksendört” romanında da hiç kimsenin görmediği ama televizyonlarda ve gazetelerde sürekli haberleri çıkan bir savaş rejimin mevcudiyet ve meşruiyet kaynağıdır.
ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırıları kimilerinin iddia ettiği gibi “tiyatro” falan değil tabii. “Ortada savaş falan yok, İran ile İsrail veya İran ile ABD arasında danışıklı dövüş var” diye konuşup yazanlar oldu çünkü. İran’ın bu saldırılara “kontrollü karşılık” vermesi mümkün olduğunca daha az kayıpla bu işten kurtulma stratejisine dayanıyor. Yoksa, en üst komuta kadrosu Mossad tarafından suikastla yok edilen, en büyük petrol tesisi bombalanıp çalışamaz hale getirilen bir ülke için tiyatro oynuyor demek en hafifinden saçmalık.
Ne var ki Trump’ın başlattığı savaşın ABD’nin milli çıkarları bakımından gerekçeleri belirsiz. Washington’da aklı başında hiç kimse bu savaşın gerekliliğine ilişkin olumlu bir kanaat taşımıyor. Aksine bunu megaloman başkanın yeni bir çılgınlığı olarak değerlendiriyorlar.
Trump’ın bahanesi İran’ın nükleer silah üretme kapasitesi. Oysa bu çalışmaların kontrol altında tutulması ve silah üretiminin engellenmesi için Obama döneminde başlatılan bir program vardı. Trump iktidara gelince bunu durdurmuştu, ikinci döneminde ise yeniden başlattı. Konu müzakere masasındayken de İsrail’i İran’a saldırttı.
Dahası, ABD Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Tulsi Gabbard daha üç ay önce “İran'ın nükleer silah yapmadığını ve Dini Lider Hamaney'in 2003 yılında askıya aldığı nükleer silah programına izin vermediğini değerlendirmeye devam ettiğini” söylemişti.
ABD Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Gabbard eski bir Demokratken, geçen seçimde Trump’ın en büyük destekçilerinden biri olarak ortaya çıktı. Bu süreçte çok da yararlık gösterdiği için İstihbaratın başına getirildi. Yani muhalif ruhlu bir bürokrat değil, Trump’ın yakın kurmaylarından biri.
Gabard’ın açıklaması gündeme getirilince megaloman başkanın cevabı “İstihbarat birimlerimiz yanılıyor” oldu. Bilahare Başkan Yardımcısı Vance de “Bizde istihbarat birimlerinde olmayan bilgiler var” açıklaması yaptı. Gabbard’dan ise “İran’ın nükleer silah yapmıyor olması yapmayacağı anlamına gelmiyor” şeklinde bir düzeltme geldi.
(ABD Başkanının kendi bürokratına kamuoyu önünde basın aracılığıyla laf söylemesi çoğu kişiye tuhaf gelse de bizim burada alışık olduğumuz bir tutum.)
Önceki gün de Pentagon'un istihbarat kolu Savunma İstihbarat Ajansı’nın bir raporu basına sızdı. Bu raporda Amerikan güçlerinin gerçekleştirdiği saldırıların “İran'daki nükleer tesislerin ana bileşenlerini yok etmediği, sadece işlevini aylarca ötelediği” belirtiliyordu.
Trump buna ateş püskürdü. “Yalan haber kanalı CNN, başarısız New York Times ile birlikte tarihteki en başarılı askeri saldırılardan birini etkisiz göstermek için birlik oluşturdu” diye konuştu. Çünkü bu raporun sızması bir çuval inciri berbat etme potansiyeli taşıyordu. Kamuoyu anketleri Amerikan vatandaşlarının İran’a yönelik operasyonu desteklediğini ve başarılı bulduğunu gösteriyordu. Trump’ın bu “başarıyı” satarak biraz daha zaman kazanması gerekiyor.
Peki, adı geçen istihbarat raporları neyin nesi? Devlet kurumlarının ve bu kurumları yöneten bürokratların işlerini düzgün yapma gayretlerinin tezahürü bunlar herhalde. “Ben kendi uyarı görevimi yaptım, tespit ettiğim somut verileri gereken yerlere bildirdim. Bundan sonrası siyasi iradenin sorumluluğunda” demiş oluyorlar.
Bush JR döneminde Irak’ın işgaline gerekçe göstermek için uydurulan “Saddam’ın kitle imha silahları var” yalanını Birleşmiş Milletler kürsüsünde tekrarlayan Colin Powell’ı hatırlıyor musunuz?
Vietnam’da ve ilk Körfez Savaşında başarılarıyla dikkat çeken, ABD’nin ilk kara derili Genelkurmay Başkanı olan, diyaloğa açık yapısıyla kamuoyunda her kesimden sempati toplayan, hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler tarafından Başkan Yardımcısı adayı yapılmak istenen, nihayet yine ilk kara derili Dışişleri Bakanı olarak parlayan ve artık ABD’nin ilk kara derili başkanı olması beklenirken, böylesine affedilmez bir günah yüzünden kişisel saygınlığıyla beraber siyasi kariyerini de bitiren Colin Powell’dan söz ediyoruz…
Kabine toplantısında ve Bush ile görüşmelerinde Irak’ın işgali fikrine şiddetle karşı çıktığı halde, askerlik alışkanlığı olsa gerek, yanlış bulduğu bu işte kendisine verilen görevi yerine getirmekten geri durmadığı için siyaset yolculuğu sona eren Colin Powell’dan…
O dönemde neo-con çetesinin etkisi altındaki şahin kanatla arasındaki anlaşmazlıklar iyice derinleşip dışişleri bakanlığı görevinden ayrıldığında artık çok geç olmuştu.
Bu olay hakkında sayısız kitaplar yayımlandı, belgeseller çekildi, sinema filmleri yapıldı. Powell hadisesi o günden bu yana Amerikalı siyasetçilerin ve yüksek bürokratların enselerinde daima sallanıp duran unutulmaz bir örnek olaydır.
İstihbarat Başkanı Tulsi Gabbard’ın açıklamaları ve Savunma İstihbarat Ajansı’nın raporu bana bu hadiseyi hatırlattı.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
2.08.2025
29.07.2025
24.07.2025
19.07.2025
15.07.2025
4.07.2025
26.06.2025