İlhami IŞIK
Her çözüm aslında şiddet tekelini elinde bulunduran iktidar sahiplerinin en büyük korkusudur. 7 Haziran 2015 sonrasını ve “Demokratik Hendek Şiddeti”ni bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. PKK, savaş dışında olası bir çözüm erki ihtimalinin yani demokratik siyasetin belirdiğini görünce yerinin ve gücünün tartışılacağının farkına vararak kendisine biçilen misyonu ve görevi oynamak için hiç vakit kaybetmemiştir.
Elbette çözüm sürecinde yaşanılan ve bugün daha net ortaya çıkan bataklık alanlarından uzak durulmalıdır. Her ilişkinin zor tarafları ve bataklık alanları vardır. Kürt Meselesinin de bu anlamda fırsat olarak da değerlendirilmesi mümkün olan riskleri vardır. Zira risk dediğimiz durum fırsata dönüşebilir.
PKK’nin tarihi boyunca ilk defa halk nezdinde psikolojik ağırlığı noktasında zaafa düşmesi ve güç eşiğinden düşme tehlikesi yaşaması kayda değerdir. Aynı şekilde PKK’nin son dönemdeki davranış ve stratejisini belirleyen faktörler içerideki gelişmelerle birlikte hem iç hem dış olarak değerlendirilebilecek olan bölgedeki gelişmelerdir. Suriye ve Kürtlerin Rojavası’nda yaşanan gelişmeler, batının ve ABD’nin buradaki tercihleri kayda değerdir.
Yine Türk Solu’nun PKK içindeki nüfuzu ve etkisi dikkate alınmalı ve bu yönlü bir derinleşme ve meseleyi anlama cihetine yönelmelidir. Zira dikkat edildiğinde Kürt ulusal önderleri belli bir döneme kadar hep “muhafazakar” ve “dindar” isimler olmuştur. Şeyh Abdulselam Barzani, Şey Ubeydullah Nehri, Şeyh Mahmut Berzenci, Qadı Muhammed, Şeyh Said, Molla Mustafa Barzani, Seyid Rıza. Bundan sonraki dönemleri dünyadaki kutuplaşmalara, soğuk savaşa ve elbette Rusya etkisi çerçevesinde değerlendirmek mümkündür.
Bu durum, geçmiş ve bugün karşılaştırması yapıldığında Kürtlerin bugün neden hala İslami dinamiklerin içerisinde durduğunun anlaşılması bakımından önemlidir. Aslında bugün PKK etkisindeki HDP dışında Kürt illerinde sadece Ak Parti’nin halk nezdinde kabul görüyor olmasının da nesnel gerekçelerini açıklamaktadır.
Kürtlüğünden vazgeçmeyen ancak dininden de vazgeçmeyen bir sosyoloji gerçeği her nedense hesaba katılmamaktadır. Dikkate alınmayan bu sosyolojik ve tarihsel gerçeklik muhatabın doğruluğu, inandırıcılığı ve meselenin çözümündeki vukufiyetini de irade ve temsil noktasında sorunlu hale getirmektedir.
Bu manada Kürt Meselesinde muhatap sadece PKK ve HDP değildir; olmamalıdır. Belki de çözüm sürecinin inkıtaya uğramasının görülmeyen sebepleri arasında bir de bu gerçeklik vardır. Kürt Meselesi yerine PKK Meselesine odaklanmak ister istemez politikaları ve yaklaşım biçimlerini ciddi manada etkilemekte ve yönlendirmektedir.
Buradan meseleyi kavramaya çalıştığımızda, meselenin çözümü noktasında Kürtlerin sosyo-ekonomik, kültürel ve sosyolojik yapısını çok ciddiye almak gerekir. Kuzey İrlanda, Bask Bölgesi, Srilanka ve Güney Afrika örneklerine bakıldığında çözümler zaman alsa da ciddi analizlerin yapıldığı ve bahse konu yapıların dikkate alınarak çözüm yoluna gidildiğine tanık olunur.
Dünya üzerinde bu manada çok fazla örnek olmasına karşın Türkiye’nin yapısı ve Kürtlerin durumu düşünüldüğünde çözüm ve mesele olarak en uygun örneğin Endonezya Hükümeti ile Açe Özgürlük Hareketi (GAM) arasındaki görüşmeler olduğu görülür. Bu manada GAM ve Endonezya Hükümeti arasında yürütülen müzakereler ve çözüm pratiği iyi tahlil edilmelidir.
Muhatapları doğru seçmek ve herhangi bir kaygıya kapılmadan direkt muhataplarla görüşmek, görüşmeleri şeffaf gerçekleştirmek, Kürtlerin insani ve milli haklarının dikkate alınması son derece hayatidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025