İlhami IŞIK
Kerkük’e sızmaya çalışan DEAŞ barbarlarının niyet ve amaçlarını yorumlamadan önce, eğer izin verirseniz hayati önemde bir saptama yapmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti ile Bölgesel Kurdistan yönetiminin birbirlerine ekmek su kadar ihtiyacı var. Bu ihtiyacın ne kadar gerçek ve ne kadar elzem olduğunu herkesten çok Türkiye Cumhuriyeti düşmanları daha iyi biliyor. O nedenle her fırsatta bu şer cephesi, iki ülkede de ellerinden geldiğince sorun çıkarmaya, bu ülkelere güç anlar yaşatmaya çalışıyorlar. Özellikle DEAŞ ve Şii güçler, Türkiye ve Bölgesel Kürdistan ilişkilerinin 10 Haziran 2014 öncesi bahara tekrar dönmemesi için, deyim uygunsa intihara benzer kamikaze eylemler yapmaktan bile geri durmuyorlar.
İki gün önce bir gece yarısı DEAŞ militanlarının Kerkük’e sızma girişimiyle, Merkezi Irak yönetiminin “Irak Yüksek Yargı Yönetimi” tarafından eski Musul Valisi ve Ninova Muhafızları Komutanı Nuceyfi hakkında “yabancı ülkeyle iletişime geçtiği” gerekçesiyle tutuklama kararı çıkarımasını aynı zaman diline denk düşen rastlantısallar olarak mı değerlendireceğiz? Elbette değil. Bunun bir tesadüf olmadığını Irak başbakanı Haydar İbadi’nin ofisinden yapılan açıklamadan anlıyoruz. Yapılan açıklamaya göre; “DEAŞ saldırılarını engellemek için Kerkük’e güç takviye edileceği” belirtildi.
DEAŞ’in eylemleri ile Irak merkezi hükümetinin açıklamalarını yan yana koyduğumuzda aslında iki mesele kabak çiçeği gibi net şekilde görülüyor. 1- Türkiye’nin Musul operasyonundan dışlanmasının esas nedeni ile, 2- DEAŞ ‘in Kerkük’e sürpriz sızması aynı çıkarlara hizmet ediyor. Türkiye Musul operasyonundan uzak tutularak, Bölgesel Kurdistan yönetiminin egemenlik alanlarını kuşatarak, bölgesel yönetimi İran’a muhtaç hale getirip, Türkiye ile var olan bütün ilişkilerine son vermek.
Musul operasyonunu yürüten stratejik aklın kendi içindeki çelişik karakteri Irak ve Suriye’de iki ayrı çıkara endeksli olduğu için, doğal olarak operasyon hem karınca hızıyla ilerliyor hem de kuşatma ve saldırı hamleleri kompakt bir bütünlük içinde gerçekleşmiyor. Şam rejiminin düşmanı olan ABD, Musul Operasyonunun sonuçlarından Halep’teki dengenin etkilenip Esad iktidarının hesaplarını bozmayı tasarlarken, eğer deyim uygunsa Bağdat’da diğer odada ise Esad Rejiminin dostu olan İranlı askeri kurmaylar, Musul ile birlikte Kerkük’ü de operasyon alanına çevirmenin gayreti içindedirler.
İran’lı askeri kurmaylar, hem hükümete akıl veriyor hem de başbakanlığa bağlı Haşd el Şaabi güçlerini koordine ederek, Şii kuvvetlerin Musul’un yanı sıra Kerkük’te de “kurtarıcı” rolünü pekiştirmeye çalışıyor. Yapılan kuşatma planına göre; DEAŞ militanlarının kaçış yolu, Rakka istikametine doğru belirlenmişken, DEAŞ’in Kerkük’e militan sızdırması ancak birilerinin bilerek “yol vermesiyle” izah edilebilir.
Irak Parlamentosu, 28 Mayıs 2015’te, Musul’un terör örgütü DEAŞ’ın eline düşmesinde “ihmalkarlığı” olduğu gerekçesiyle Nuceyfi’yi Musul Valiliği görevinden uzaklaştırmıştı. Peki ne oldu da bugünlerde Nuceyfi hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.? Nedeni basit; Türkiye’nin Irak’daki askeri varlığını gayri meşru konuma düşürmek ve Başika kampını işlevsiz hale getirmek.
Herkes çok iyi biliyor ki, Bölgesel Kurdistan yönetimi Haşd el Şaabi’nin Kerkük’e girmesine izin vermez. Nitekim Başkan Barzani büyük bir kararlılıkla Kerkük’e bakış açılarını şu sözlerle ifade etti: “Bu saldırı, teröristlerin cephede peşmerge karşısında aldıkları yenilgiyi telafi etme yönündeki beyhude bir çabasıdır. Bununla birlikte, Kerkük’lü vatandaşları ve tüm Kürdistan halkını temin ederim ki Yüce Allah’ın desteği, güçlü bir irade, peşmergenin birliği ve kamuyoyla birlikte teröristlere karşı durup tüm çabalarını yenilgiye uğratacağız. Bedeli ne olursa olsun Kerkük korunacak ve düşmanların eline geçmesine izin verilmeyecektir”.
2013 yılında Türkiye ve Bölgesel Kürdistan yönetimi ortak bir geleceğe doğru yürümeye karar verdiler. Ve kıyamet koptu. Türk ve Kürt düşmanları gökkubbeyi başlarına yıkmaya çalıştı. Gün bu geleceğin arkasında kararlıca durma günüdür. Türkiye ile Kürdistan yönetimi arasındaki ilişkiler stratejik ilişkilerden öte hayati ilişkilerdir. Bütün bu belalar da ancak bu iki güç elele verirse defedilebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025