İlhami IŞIK
2012 yılında Adana’da yaşanmış gerçek bir hayat hikayesini şimdi burada yeniden hatırlamamın tek sebebi, kara kışın gelip bütün haşmetiyle kapıya dayanmasıdır. Soğuklar başladı ve bizim toplumumuzun önemlice bir bölümü hala çok yoksul. Önümüzdeki aylarda aşağıda anlatacağım o trajik hikayelerin yaşanmaması için mutlaka çok ciddi duyarlılıklar, hassasiyetler geliştirmemiz gerekiyor. Yaz ve sonbahar bitti. Özellikle yazların fakir fukara dostu olduğu söylenir. Bu laf kısmen doğrudur. Çünkü yazın, hiçbir insan evladı soğuktan ötürü canına kıymaz. Adana Seyhan’da olan o trajik hayat hikayesini kısaca anımsamakta fayda var. Polis ve adli makamların kayıtlarına geçen hikaye özetle şöyle gelişmişti.
‘’Adana'da eşi bir yıla aşkın süre işsiz kalan 26 yaşındaki Emine Akçay, 8 aydır kirasını ödeyemediği evde iki çocuğunun ısınması için saç kurutma makinesini çalıştırıp, diğer odada kendini tavana asarak intihar etti…Polis ekibinin çevrede yaptığı araştırmaya göre; Emine Akçay olaydan 4 saat önce cebindeki son 6 lirayı alıp yakındaki oduncuya gitti ve yakacak almak istedi. Oduncu "Bacım bu paraya odun mu olur?" deyip, Emine Akçay'ın ısrarı üzerine 10 kilo odunu çuvala doldurup, parasını almadan gönderdi. Sırtladığı çuvalla ev gelen Emine Akçay, aldığı odunlar yağmur nedeniyle ıslak olduğu için sobayı yakamadı. Sobanın yanında eski kamyon lastiğini de parçalanıp yakmaya çalıştı, ancak beceremedi. Emine Akçay, çocuklarının üşüdüğünü görünce, saç kurutma makinesini çalıştırıp, oğlu İsa'nın eline tutturdu. Daha sonra diğer odaya gidip, tavandaki salıncak demirine ip bağlayarak, kendini astı..’’
Bu yaşanmış gerçek hayat hikayesinin bize anlatabileceği ilk gerçek, insanoğlunun çaresizlik karşısında gözünü bile kırpmadan hayatından vazgeçebileceği iradesini göstermesidir. Elbette her insan çaresizliğe böyle bir reaksiyon göstermez. Ama her insan umudunu tümüyle yitirdiğinde hayatın anlamsızlığını kavrar ve kolayca hayatına son verebilir. Peki; ama bu hikayedeki gibi, sırf yoksulluktan sırf çocuklarını kışın soğuğundan koruyamadığı için hayatına son vermek, toplum vicdanının kabul edebileceği bir davranış mı? Gerçekten bir toplum yoksulluğun bu doğal zulmünü, hiçbir şey yapmadan kabul edebilir mi? Bu mümkün mü? Bu mümkün ise ne kadar insan kalabiliriz? Buna inşalar olarak tepkimiz, reaksiyonumuz ne olabilir?
Elbette her anne ve baba evlatlarını koruma içgüdüsüyle kendi hayatını feda edebilir. Evladımıza dönük tehlikeler karşısında ilk reaksiyonumuz kendimizi siper etmektir. Bu çok doğru ve insani bir davranıştır. Aslında bütün canlılarda görülen yaygın bir davranış türüdür evladı koruma içgüdüsü. Bir kedi bile yavrusu için bizimle kapışmayı göze alır. Normal koşullarda kuyruğunu iki bacağı arasına sıkıştırıp kaçan bir köpek, yavrusu tehdit altındayken bir kaplandan daha cesur ve daha fedakar tavırlar geliştirir.
Hiçbir anne evladını korumasız bırakmak istemez. Hiçbir anne yüreği, evladını öylesine tehlikelerle baş başa bırakıp gitmez. Eğer bir anne çocuklarını soğuktan koruyamadı diye üst kata çıkıp kendini tavana asıyorsa, bundan sadece o anne sorumlu tutulmaz. Bundan bütün toplum sorumlu olur.
Önümüz kış. Bizi bu ve benzer trajik hadiseler bekleyebilir. Eğer birazcık vicdan sahibiysek, testiyi kırmadan, testiler kırılmadan çareler üretebilmeliyiz. Bu ülkede yoksulluk büyük sorun ve bu sorun kara kış geldiğinde çok daha fazla ağırlaşır. Yoksulluğun karanfil gibi kokmadığını biliyorum. Ama inanın bu kötü kokuyu biraz dayanışma, biraz duyarlılık ve biraz paylaşımcı bir yürekle azaltabilir ve belki de ısrar etmeye devam edersek tümden ortadan kaldırabiliriz.
Çocuklar üşümesin. Anneler intihar etmesin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025