İlker DEMİR
Ahmet Altan, tekrar içeri alındı.
İç dünyası, beyninin içindekiler için mekanın önemi yok.
Şansı yaver gider, aynı koğuşa düşerse, tekrar flüt dinleyecek.
Siz tartışa durun.
Tartışın ama her zaman "minareyi çalanın kılıfı hazırdır."
İtiraz, cevap; işlem aritmetiktir.
Mesela bu kararı vermeye "Bu mahkeme yetkili değildir." deyin; haklısındır.
Üst mahkeme kararıyla kazanılmış tahliye, teamüller, içtihatlar vs avaz avaz bağırın; haklısındır.
Siyasal iklim, ABD, Suriye, Kürdler, kanun, ama işlem aritmetiktir.
Kaçma riski yok, bak işte evinden alındı deyin isterseniz; yerden göğe haklısındır.
Ama nafile, aritmetik devrede.
Aritmetik cin buluş bir gerekçe der ki, "yattığı süre hükmüne tam yetmiyor, bu tür ağır cezalarda infazı sağlama almak lazım, hazır eldeyken tahliye edilemez, tekrar tutuklanması doğru."
Yani içeri, "kanun namına!"
E ne var bunda?
Filmlerde öyle öğütlenmedi mi?
Ahmet Altan 'kanun namına' içerde.
Zaten içeri alınması da öyleydi behey kanun aritmetikçileri!
Hukuk önünde misiniz?
Kanun önündesiniz, yüzde yüz haklı olsanız ne yazar, olmasanız ne yazar, haklarla, kedilerin örgü yumağıyla oynadığı gibi oynandıktan sonra.
Kayyımlara nasıl karşı çıktınız, hakkın ihlaline mi, biçimselliğine mi?
Sorunu çözmek yerine, tutuklayın, kapatın diye avaz avaz bağıran siz değil miydiniz?
Sizi gidi kanun önünde boynu kıldan inceler sizi!
Hanginiz bu kanun hukuka aykırı, dinlemem, uymam dediniz!
Diyene de koro halinde ağız dolusu "had" bildirmediniz mi?
Hukuk dediniz mi hiç, cümle içinde kurulan kuru bir sözcük hali dışında?
Buna da bir yurttaşlık görevi dediniz.
Mesele kendini en bi beton gibi "sol"cu sananınız, "Altan'ın tahliyesini savunuyorum, tekrar tutuklanmasına karşıyım ama tutuklanışı kendi döşediği yoldan olmuştur." dedi.
Düşüncelerini 1930'larda betonlamış aynı beton gibi "sol"cu, ağırlaştırılmış müebbet aldığında da yufka yürekli hümanist ve de adilin zirvesi edalarla benzer şeyler söylemişti:
"Ahmet Altan suçludur, ama bu kadar da ağır ceza almamalıydı."
Bu beton kafalar, fikre, ifadeye daha az ceza veren devleti savunuyorlardı.
Sanki bu devletin kurumlarını Altan kurmuştu?
Altan, Ergenekon davasının görülmesini hararetle desteklemiş, gazetesinde, ordu Ergenekon ilişkileri, darbe hazırlığı belgeleri vb beyanatlara yer vermiş, yayınlamıştı ama yaptığı gazetecilikti.
Altan belki askeri vesayete karşı sivil bir demokrasi işini zaman zaman taraftarlığa vardırdı, ama İçeri atan, içerde tutan, davayı açan, kurumları kuran Altan değildi.
O esasen devlet içi bir paylaşım kapışmasıydı.
Altan'ın yaptığı gazetecilikti, yanlışı da gazeteciliktendendi, gazeteciliğinde bir suç varsa, gazeteciler kendi aralarında hallederdi.
Buna devlet, mahkemeler ve egemen uşakları karışamazdı.
Hukuken bu hep böyleydi.
Ama devlet "sol"cuları, burjuva demokratları, Altan'ın böyle bir uyduruk gerekçeden yargılanmaması gerektiğinde, hukuku savunanlarla aynı paydada buluşamadı.
Ne ki tarihin her döneminde bu tür durumlar mümkün, özellikle dönemeçlerde, kimileri böyle devlet yandaşı olabiliyor.
Doğru demokratik duruş güçlü bir tepki veremeyince egemeni eleştirenlerin yaşamıyla böyle kolayca oynayabiliyor.
Ve Ahmet Altan tekrar kodeste, üfleyenin genlerine bakmadan flütünü dinlemeye devam eder belki.
Ama Ahmet Altan kaç gün sonra dışarda?
Matematiğiniz kötü belli de hadi bari siz de kanun üstü az aritmetiğe devam ediniz.
Artık infaz hesabı mı yaparsınız, iç hesaplaşma mı, ama bilesiniz hiçbiriniz Ahmet Altan kadar özgür değilsiniz!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.10.2025
17.09.2025
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025
6.06.2025
16.05.2025