İsmet Berkan
Suriye’de zaman çok hızlı ilerliyor ve şu anda ülke içinde en zor kararların arefesindeki grup da, lider kadrosu Suriye’den çok uzaklarda, ta Irak-İra sınırındaki Kandil dağında olan PKK.
Suriye’nin yeni yönetimi çok açık iki mesaj verdi dün:
1. Suriye bir “üniter devlet” olacak, içinde otonom siyasi bölgeler olmayacak, eşit vatandaşlık esasına dayalı bir anayasa yazılacak.
2. Devrim dönemi sona erdi; artık ülke içinde farklı silahlı gruplar olmayacak, sadece Suriye ordusu ve polisi olacak.
Bu iki mesaj elbette herkese ama en çok PKK’ya. Çünkü Suriye’nin yeni lideri bir gün önce oldukça geniş katılımlı bir toplantıda Suriye muhalefeti adına eline silah almış bütün grupların liderlerini toplamış ve onlara “Ordu ve Savunma Bakanlığı kuruyoruz, istiyorsanız orduya katılın ama silahlı kalamazsınız” denmiş, herkes de bunu kabul etmişti.
Yani Suriye’de dünün savaş lordları yarının ‘devlet adamları’ olmayı kabul etmişlerdi.
Toplantıda sadece PKK/YPG yoktu. Davet mi edilmemişti, yoksa kendileri mi gelmemişti bilmiyoruz ama toplantıya gelseler bu uzlaşmaya herhalde katılmayacak, “Biz otonom kalacağız” diyeceklerdi.
Oysa kalamazlar. Yarın değilse ertesi gün, kendileri için çizilen bir kadere ulaşacaklar.
O yüzden, Kuzey Irak’taki PKK liderliği açısından Suriye’deki seçenekler azalıyor. Silahlı seçenekle ilerlemek giderek zorlaşıyor.
Ancak örgüt silahlı YPG’yi fesh edip siyasi kanat olarak PYD ile devam edecek olsa, PYD’nin dünkü gücünü koruyup koruyamayacağını kestiremiyor. Daha doğrusu PYD’nin birden bire marjinal bir siyasi güce dönüşmesinden endişe ediyor.
Biz bu filmi Türkiye’de gördük aslında. Şimdi yaşı yeten insan sayısı çok azaldığı için bir vakitler Güneydoğu Anadolu’da nasıl bir siyasi zenginlik olduğunu konuşmuyoruz.
PKK silahıyla geldi ve bütün o siyasi zenginliği yasakladı. Pek çok büyük parti yıllarca bölgede il ve ilçe teşkilatı bile kuramadı, çünkü PKK yasaklamıştı. Son 6-7 yıldır siyaset üzerindeki PKK kontrolu ister istemez zayıfladı da bölgeye yeniden siyasi çoğulculuk gelmeye başladı.
Türkiye’de 90’larda yaptığının aynısını PKK 2011’den itibaren Kuzey Suriye’de yaptı. Ülkede iç savaş başladığında ortaya 500’den fazla ‘Kürt partisi’ çıkmıştı, bugün PYD’den başkası yok. Kimisi öldürüldü, çoğu sindirildi ve kaçmaya zorlandı bölgedeki Kürt liderlerin.
Suriye’de aslında en büyük Kürt şehri Afrin’dir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu bu şehre girip kontrol sağladığında oradan 300 bin Kürt kaçtı. Ama aradan geçen zaman içinde bu Kürtlerin 200 binden fazlası Afrin’e, evine ve toprağına geri döndü. Yani Suriye’deki Kürtler için PYD’siz bir hayat da mümkün.
Ama tabii bugün gelinen noktada her ne kadar PKK/YPG’nin Suriye’deki komutanı Mazlum Kobani Araplarla çatışmadan kaçınmak için elinden geleni yapıyor olsa da, ben YPG’nin PKK tarafından fesh edilmesine, silahlarını bırakıp silahlı bir grup olmaktan vazgeçmesine ihtimal vermiyorum.
Burada önemli olan şu: Suriye’nin yeni yönetiminin Arap askerleriyle YPG arasında çatışma yaşanacak mı yaşanmayacak mı?
Aslında bu çatışmalar görece daha hafif boyutta da olsa 8 Aralıktan beri yaşanıyor. Daha dün Türk SİHA’ları bu çatışmalara destek için Kuzey Suriye semalarındaydı ve birkaç yeri de vurdu. Ama tabii kaçınılan şey tam savaş.
Bir örnek vereyim: PKK/YPG’nin elinde çeşitli hava savunma sistemleri var. Ama bunları Türk SİHA’larına karşı kullanmıyorlar. Hoş kullanmaya kalksalar büyük ihtimalle bu sistemleri anında Türkiye tarafından yok edilecek ama yine de onların. kullanmaması anlamlı.
Bu bölgedeki Amerikan birlikleri PKK/YPG’ye topyekûn bir destek de vermiyor, sadece belirli yerlerde, özellikle de Türkiye’nin vurmasını istemedikleri yerlerde bayraklarını gösteriyor, bu yolla PKK/YPG’yi kolluyorlar. Ama bu da sürdürülebilir bir şey değil, Amerikalılar sahip oldukları bu dokunulmazlığın kırılganlığının farkındalar, yarın bir çatışmada can kaybı yaşamak istemiyorlar.
Ve dediğim gibi Suriye’nin Arap ordusu ile PKK/YPG arasındaki büyük boyutlu çatışma olasılığı her geçen gün biraz daha artıyor. PKK’nın da seçenekleri azalıyor.
Son bir çare olarak PKK, YPG’yi fesh ettiğini söyleyip farklı bir isimle bu silahlı grubun bir bölümünü yeraltına indirebilir, gizli bir terör örgütüne dönüştürebilir.
Ama bu da kolay değil. Çünkü YPG, Amerika’dan desteğini açık açık yer üstünde bir silahlı güç olmaktan alıyor. Öbür türlü birden karşılarında ABD’yi de görebilirler.
Bakalım Kandil ne karar verecek…
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
2.08.2025
31.07.2025
26.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
28.06.2025