Kemal ÖZTÜRK
Bazı ilişkiler var, etkileşim açısından üzerinde düşünmeye değer. Bu ilişkide kimin, kimi daha çok etkilediği aslında göründüğü gibi değildir. Bu ilişkilerdeki dinamiği çözdüğümüzde, kimin etkisinin daha çok olduğunu anlarız.
Buyurun siz de üzerinde kafa yorun.
SİYASETÇİ, SEÇMEN İLİŞKİSİNDE KİM BELİRLEYİCİ?
Siyasetçinin iktidara gelmesi için, seçmenin onu tercih etmesi gerekir. Siyasetçi, seçmenin oyunu almak için politikalar belirler. Bu politikaların seçmenin hoşuna giden, cezbeden ve fikrini etkileyen politikalar olması gerekir.
Bu durumda siyasetçi aslında istemediği bazı politikaları, bazı adayları, bazı kararları alır mı?
Buna iki şekilde karar verildiğine şahit oldum.
Birincisi, çok önemli politik kararlardan önce anket çalışmaları yaparak halkın nabzı tutulur. Halkın ne istediği, nasıl istediği, ne tepki vereceği ölçülür böylece. Anket sonuçlarına göre de karar alınır ve kamuoyuna açıklanır. Bu kararın bazen siyasetçinin istemediği yönde alındığı olur.
İkinci yöntem meydanlardır. Mitinglerde siyasetçiler konuşmalarına halkın nasıl tepki verdiğine çok dikkat eder. Hatta bazen direk olarak sorarlar. Bir soruya halktan coşkulu bir biçimde ‘evet’ cevabı gelmişse bu siyasetçide bir kanaat oluşturur.
Bu ilişkide popülizm ve hamaset en tehlikeli etkenlerdir. Halkın duygusal olarak ve üzerinde akıl yürütmeden dile getirdiği talepler, genelde önemli politik değişikliklere ve sorunlara neden olur. Yine popülist etki nedeniyle belirlenmiş adaylar siyasette çok önemli problemler doğurur.
Burada siyasetçinin seçmenin her dediğine ‘evet’ demesi, her isteğini yerine getirmesi mi doğrudur, yoksa oy kaybetmeyi göze alarak, ülke faydasına olan tercihlerde mi bulunması lazım gelir? Bu konunun açmazı budur.
Benim kanaatim, Türkiye’de şu anda popülizm ve hamaset, siyaseti büyük oranda domine ediyor.
YAZAR MI OKURU DAHA ÇOK ETKİLER, OKUR MU YAZARI?
Kitap yazarı ya da köşe yazarı ile okuyucu arasında şimdiye kadar görülmemiş bir interaktif ilişki kuruldu. Sosyal medya aracılığı ile okurlar artık gazetelerin yayın politikalarına, köşe yazarlarının yazılarına doğrudan müdahil oluyorlar.
Okur tarafından çok paylaşılan, tavsiye edilen, sosyal medyada gündem olan, tartışma yaratan yazılar, doğal olarak hem yayıncının hem de yazarın etkilenmesine neden oluyor.
Yayıncı bir süre sonra okuyucunun istediği türde kitaplar yayınlamak, gazete çıkartmak zorunda hissediyor kendini. Köşe yazarı da aynı şekilde. Bu durumda yazar okur ilişkisinde politikayı ve süreci belirleyenin okuyucu olduğunu söyleyebilir miyiz?
Benim kanaatim evet. Bu nedenledir ki magazin, kriminal, polemik, komplo teorisi, hakaret, sansasyonel içeriklere sahip yayınlar, haberler ve köşe yazıları medyada daha çok yer buluyor.
Okur bu tür yayınları tercih ettiği için bu yönde yazan köşe yazarları daha popüler ve tercih edilir durumda. Özellikle dijital dünyada tıklanma ve paylaşılma istatistikleri, tek belirleyici kriter oldu neredeyse.
Bu nedenledir ki, sosyal meydanın parlattığı insanları daha çok ekranlarda, konferanslarda, toplantılarda görürsünüz.
Sonra herkes başlar dert yanmaya, ‘bu ülkede seviye neden bu kadar düştü?’ diye.
Seviyeyi yükseltecek olan, kitle yığınları mıdır, yayıncılar mıdır? Popülizm burada da birinci derece etki eden unsurdur. Maalesef şu anda medyada seviyenin bu denli düşmesinin en önemli nedeni de popülizm ve hamasettir.
İZLEYİCİ Mİ, TELEVİZYON YAYINCISI MI DAHA ETKİN?
Reyting canavarı çıktığından bu yana en önemli tartışmadır: İzleyicinin istemediği program hayat bulamaz.
Peki izdivaç, kayıp aranıyor, katil bulma, biri bizi gözetliyor gibi absürt programlar ve reality şovlar reyting rekorları kırıyor, bu durumda en doğru programlar bunlar mıdır?
RTÜK bu türde bazı programları yasaklayarak aynı görüşte olmadığını açıkladı. Toplum sağlığına zararlı bulunmuş olsa gerek.
Yine de tartışma programlarında kavga çıkartıp, sehpa devirme da dahil, izleyicinin ilgisini çekmek ve reytingleri toplamak için tüm kanallar neredeyse yarış halinde. Reytingi düşük olan diziler oracıkta infaz ediliyor, yayından kaldırılıyor. Programlar hemen bitiriliyor. Belgeseller içe artık kendilerine yaşam alanı bulamıyor (sorsanız herkes de belgesel izliyorum der).
Anlaşıldığı gibi, televizyonlarda patron izleyicidir ve politikayı o belirler. Eh tv ekranlarının ne halde olduğunu anlatmayayım.
Sonuç olarak, bazı ilişkilerde kimin belirleyici, kimin karar verici olduğu görüldüğünden çok farklıdır. Bu yazının sonunda halkın isteklerinin seviyesinin çok düşük olduğunu sonucu çıkmasın. Ancak toplumdaki sosyal katmanlar içinde baskın olan unsurun belirleyici olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Niteliği yükseltmek için siyasetçilerin, medya sahiplerinin, karar vericilerin daha etkin olması şart.
Çok güçlü bir çözüm sunmadığımın farkındayım. Hala düşünüyorum çünkü. Siz bulduysanız bana yazın. Siz ne isterseniz ben onu yazarım!
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021