Lale KEMAL
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, şiddetli çatışmaların yaşandığı Güneydoğu bölgesini, son zamanlarda sık sık ziyaret ediyor. Akar’ın, bu ziyaretlerle, çok yüksek kayıplar veriliyor olması karşısında TSK içinden yükselen ciddi tepkilerin önünü almayı amaçladığı konuşuluyor Ankara’da. Bölgede konuşlu zırhlı devriye araçlarının, mayınlı saldırılara karşı yeterince dirençli olmamasının asker, polis kaybını arttırdığı şikayetleri basına da yansıyor. Mesele yalnızca zırhlı araçların yeterince caydırıcı olmaması değil. Mesele, çözüm sürecinin geçen Temmuz’da sonlandırılmasıyla birlikte PKK’nın, 30 yıla yakın kırsalda sürdürdüğü çatışmaları şehirlere taşımış olması ve “Şehir savaşları,” adı verilen bu çatışma yöntemine asker ve polisin hazırlıksız yakalanmış olması.
PKK ile kırsalda yürütülen çatışmalar, kış aylarında bölgedeki kötü hava koşulları nedeniyle durur, baharda yeniden şiddetlenirdi. Şehir savaşlarında böyle olmadı, kış mevsiminde de çatışmalar tırmanarak devam ediyor.
İnsan hakları örgütlerinin, çatışmalar sırasında sivil kayıplarla ilgili tesbitlerine, polis ve jandarma özel harekatçıların, cansız bedenleri, resmi araçların arkasında sürükledikleri iç acıtıcı görüntüler ya da kışkırtıcı söylemleri gibi gelişmeler de ekleniyor. Bu tablo, çatışmaları daha da çıkmaza sürüklüyor.
Diğer yandan, gerek asker gerekse polisin, PKK gibi düzensiz örgütlerle asimetrik denilen çatışmaları caydıracak gerekli eğitim ve donanımdan yoksun oldukları, verdikleri kayıplardan da anlaşılıyor. Resmi rakamlara göre, neredeyse 10’ncu ayına giren çatışmalarda 450’den fazla asker ve polis can verdi.
Medya önemli ölçüde kontrol altında tutulduğundan, çatışma yöntemlerindeki ciddi eğitim ve silah gibi techizat eksikliklerine dair TSK içinde dillendirilen şikayetler çok cılız duyuluyor. Bine yakın özel harekat polisinin, “operasyonlardaki yönetim hataları ve siyasi iktidarın kendilerini kullandığı” düşüncesiyle branş değiştirmek istediğinin öne sürüldüğü haberini ise 6 Nisan tarihli Cumhuriyet gazetesinden öğrenmiştik.
1990’lı yılların ikinci yarısıydı. Ankara Gölbaşı’nda Oğulbey adı verilen tesislerde, TSK özel kuvvetlerinin, kurulan geniş bir alanda şehir savaşlarına karşı gerçekleştirdikleri eğitim tatbikatını gazeteci olarak izlemiştim. Bugün, Güneydoğu’da, şehirlerde sokak, sokak, ev, ev devam eden çatışmalarda neden daha etkin olunamıyor o zaman?
Asimetrik savaşlar; salt modern uçak gemileri, denizaltılar gibi pahalı, cicili bicili konvansiyonel silahlarla verilmiyor. Çatışmalarda, bire bir arazide konuşlu güvenlik güçlerini, etkin silahlarla donatmak gerekirken inisiyatif almalarına olanak veren bir askeri eğitim sistemine de ihtiyaç var. Keza polis özel harekatçılar için de aynı durum söz konusu.
Eş zamanlı olarak Kuzey Irak’ta PKK hedeflerine de çok sık hava saldırıları düzenleniyor. Bölgeyi ve özellikle Kandil’i iyi bilen kaynaklarım, Türk jetlerinin, daha ziyade dağları, tepeleri bombaladığını, zira kamplardaki PKK’lıların, ya Türkiye’de ya da Suriye’de PYD saflarında çatıştıklarını anlatıyorlar. Kandil bölgesinde dağlara, taşlar kullanılarak yapılan ve boyanan Abdullah Öcalan posterlerinin Türk jetleri tarafından vurulduğunu da söylüyor aynı kaynaklarım.
TSK, güçlerinin bir bölümünü de, Suriye ile sınır bölgesinde konuşlu IŞİD’in Türkiye topraklarına yönelik artan saldırılarını caydırmak için kullanıyor.
Şimdilerde, TSK’nın, Suriye’ye kara harekatı yapmaya zorlandığı iddiaları yeniden gündeme getirildi. Ne var ki asker, Güneydoğu’daki şehir savaşlarında durum ortadayken Suriye’ye harekatın, benzeri görülmemiş kayıplara yol açacağını biliyor, nihayetinde bu komşu ülkedeki savaşı kazansa bile…
Yalnızca vereceği kayıpları değil tarihe işgal ordusu olarak geçme riskini de göz önüne almak zorunda.
Türkiye’nin savaş stratejisi nihayetinde çökecek, geriye tek seçenek kalıyor o da yeniden çok ve çok geç olmadan siyasi çözüm için masaya dönmek.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016