Mahfi Egilmez
Bir süredir büyük sıfırlama diye bir konu tartışılıyor. Bu yaklaşımı ortaya atanlara göre küreselleşme sonrasında kapitalizm artık eski haliyle sürdürülemez bir noktaya geldi. Sermaye hareketlerinin serbest kaldığı, bir başka deyişle sermaye sahiplerinin dilediği yere dilediği zamanda parasını yollaması ve çekmesiyle başlayan serbestleşmeyle ulus devletlerin kendilerine özgü para ve maliye politikaları birbiriyle çelişir hale geldi. O nedenle bu politikaları tek elden standart biçimde yürütecek bir otoriteye ihtiyaç var. Bu otorite Bretton Woods’un IMF’si gibi bir otorite de olabilir ABD gibi bir hegemon devlet de. Bu otorite küresel sistemin tümünde geçerli kuralları belirleyip uygulamayı denetlemeli. İşte buna büyük sıfırlama (great reset) deniyor. Bu görüşün arkasında Rotschild ve Rockefeller aileleri gibi kapitalizmin en güçlü ailelerinin olduğu ve kapitalizmi yayma ve yaşatma derneği olma görevini üstlenmiş olan Davos Konferanslarının düzenleyicisi Dünya Ekonomik Forumunun başkanı Klaus Schwab’ın da bu ailelerin temsilciliğini yaptığı öne sürülüyor. İngiltere veliaht prensi Charles da bu ekibe katıldı ve Covid-19 Salgınının geleceği ve ekonomileri şekillendirmek için fırsat yarattığını öne sürmeye başladı. Charles’in ortaya koyduğu yaklaşım daha çok çevre dostu yatırımları hızlandırma ve yaygınlaştırma şeklinde olduğu için işin masum yanını temsil ediyordu. Schwab, amaçlarının, mevcut ekonomik sistemi yani kapitalizmi değiştirmek değil paydaşların sorumluluğunu taşıyan bir yapıya dönüştürmek olduğunu vurguluyor. Büyük sıfırlama Endüstri 4.0 yaklaşımını da içine alarak giderek genişleyen bir kapsama bürünmeye başladı. Büyük sıfırlama görüşü taraftar bulduğu kadar tepki de çekiyor. Hatta iş Covid-19 salgınının bilerek ve isteyerek çıkarıldığı biçimindeki komplo teorisiyle birleşerek daha büyük bir komplo teorisine dönüşüyor. Bu iddialar, insanlığın, dijital dünyanın giderek kök salmasıyla biçimlenen, yaşamların, davranışların, eylemlerin denetlenip yönlendirilebileceği bir yapıya doğru sürüklendiği iddialarına kadar gidiyor. Büyük sıfırlama adı altında sunulan bu yaklaşımın George Orwell’in ünlü 1984 romanındaki gibi bir dünyanın alta yapısını kurma çabaları olduğu öne sürülüyor.
Salgını öne çıkararak son derecede masum gerekçelerle ortaya atılan bu yaklaşımın altında aslında dünyanın gelişmiş ülkelerinin egemenliği altında toparlanması, elitlerle halk, zenginlerle fakirler, yönetenlerle yönetilenler arasında ayrımlar yapılması görüşü yatıyor. Bu yaklaşım aslında çok önceleri yayımlanan çeşitli bilim-kurgu romanlarında ortaya atıldı. İzlediğim bilim-kurgu yapımları arasında Elysium: Yeni Cennet adlı bir film var. Film; 2154 yılında, harabeye dönmüş dünyada sefil bir biçimde yaşayan insanlarla insan yapımı bir uzay istasyonunda son derecede lüks bir yaşam süren zenginleri ve bölünmüş iki dünya arasındaki eşitsizliği gidermeye çalışanların çabasını anlatıyor.
Zenginlerin, daha iyi bir dünya diye yola çıktıklarında fakirlere daha büyük mutsuzluk getirdiklerine 1980’lerde ortaya atılan Washington Uzlaşısı altında[i] dünyaya yayılan neo-liberal politikalarla tanık olduk. Küreselleşmenin temelini oluşturan bu politikalar, sosyalizmin çöküşünü de fırsat bilerek, seçeneksiz kalmış bir dünyada, etik değerleri bir yana bırakarak yalnızca sermaye hareketlerinin serbestliği üzerine inşa edilmiş bir finansal dünya yaratarak zengini daha zengin kılmaya yöneldi. Bu politikalar gelir dağılımını düzeltmeye, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaya, çevreyi korumaya yönelmek yerine tam tersine daha fazla büyümek uğruna bütün değerleri ve çevreyi alt üst etmeye öncülük etti. Benzer yöntemleri farklı araçlarla kullanan Çin öne çıkmaya başlayınca bu kez ABD onu durdurabilmek için o güne kadar şampiyonluğunu yaptığı serbest ticareti kenara atarak ticaret savaşlarına yöneldi.
Geçmiş, geleceğin aynasıdır derler. O nedenle büyük sıfırlama adı altında masum görünen bu yaklaşımdan kuşku duymakta haksız değiliz.
[i] https://www.mahfiegilmez.com/2020/05/washington-uzlassnn-30-yl.html
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
29.05.2025
27.04.2025
5.04.2025
12.02.2025
5.02.2025
26.01.2025
17.01.2025
7.01.2025
10.12.2024