CHP'li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, geçen hafta sürpriz açıklamalarla kamuoyunun gündemine geldi. Partisinin Kemer kongresinde kürsüye çıkan Akaydın, iki yönlü bir çıkış yapmıştı. Hem partinin eski genel başkanı Deniz Baykal'ı "büyük ağabey" diye topa tutmuş, hem de mevcut yönetimi tatlı sert eleştirmişti.
Şöyle diyordu Akaydın:
"Basında benim aleyhime konuşan partililerimin video görüntüleri var. Hepsini genel merkeze raporladım. Hiçbir şey olmadı. Niye? Çünkü büyük ağabey, korkusundan Antalya'yı kaplanların önüne attı. Daha kötü hayvan ismi söylemeyeceğim, kaplanların diyorum..."
İlginç bir meydan okumaydı bu çıkış...
Siyaset kulislerinde herkes Akaydın'ın bu açıklamalarını şaşırtıcı buldu. Akaydın gibi parti içindeki siyasi duruşu belli, akademik kariyeri bilinen bir siyasi aktörün, bu sert açıklamalarını sadece parti içi ilişkilerden "sıktım sıyrıldı"ya bağlamak kimseyi tatmin etmiyordu.
Bu nedenle siyaset kulisleri, daha "ulusalcı" bir siyasi duruşa sahip başkan Akaydın'ın konuşmasını spontane değil, "ince düşünülmüş bir siyasi hamle" olarak yorumluyordu. Deneyimli bir siyasetçi şöyle diyordu:
"Başkan akıllıca bir çıkış yaptı. Aslında siyasi olarak Deniz Baykal'a daha yakın durmasına rağmen işe ona saldırarak başladı. Hatta onun 'Parti yönetimi mezhepsel' sözünü deşifre ederek mevcut yönetime destek veren kesime de güven verdi. Nasıl olsa Baykal günahkârdı 'Günah keçisi' olmasında da bir mahsur yoktu. Bu tavrı benim gibi birçok insanı şaşırttı. Bu iş basit bir parti içi eleştiri meselesi değil."
Herkesin kafasındaki açık soru şu: Acaba Akaydın bu çıkışıyla önümüzdeki olağan kurultaya mı hazırlanıyor? Parti içindeki bazı kesimlerin Kılıçdaroğlu'na muhalefeti henüz sıfırlanmış değil. Kılıçdaroğlu güçlü görünmesine rağmen o çevrelerin arayışı da sürüyor. İşte Akaydın'ın çıkışı bu nedenle şaşırtıcı bulundu ve izlemeye alındı. Başkan Akaydın'ın, konuşma sonrası aldığı tepkiler de bu yorumu güçlendiriyor. Akaydın, Amerika ve Hollanda gibi ülkelerde yaşayan Türklerden, MHP'li ve AK Partililerden, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerdeki CHP'li belediye başkanlarından yoğun ilgi gördüğünü anlatıyor:
"Beni destekleyen partililerim var. Ben siyasette entrika yaratan insanları gözlerinin önüne döktüm. 'Bakın particilik bu değil. Particilik namusluluk, dürüstlüktür. Sadece kendine, kendi grubuna siyasi rant sağlama makamı değil' dedim."
Bu sözleri, akademik kariyeri ve gördüğü ilgiyi bir arada düşününce, yeni bir siyasi aktörle karşı karşıya olduğumuzu söylemek abartı olmaz.