Markar ESAYAN
Şu AK Parti ve Başbakan Erdoğan tartışmasının “gözünüze gözlük” seviyesine indirilmesine üzüldüm doğrusu. Tabii bu üslup, düşünce ve muhakemenin tamamı hakkında da bir fikir veriyor. O zaman aynı hataya düşmemek ve üslup konusunda bu kadarla kifayet etmek en doğrusu olacak.
Aklıma bir süre evvel açmaya çalıştığım ve birkaç yazı değerli fikir adamları Osman Can ve Mümtaz’er Türköne’nin de katıldığı reformlar-demokratikleşme üzerinden AK Parti ve taban analizi tartışması geldi. Zaten değerli yazarımız Hidayet Şefkatli Tuksal da,
AK Parti kongresi ve Başbakan’ın konuşması üzerinden yazdığı son makalesi “Tek adamlığın vebali” ile dikkatimi yine bu konuya çekmişti. AK Parti’nin siyasi icraatlarının değerlendirilmesi, gereğinde takdir edilmesi, gereğinde eleştirilmesi gerektiği ortada. Bu bir yandan sürsün, sürmeli de. Ancak bu neden böyle bir tıkanmaya doğru gidiyor, üslup neden böyle bozuluyor, neden gazetenin de facto ombudsmanı kendi siyasi tercihi üzerinden okuru Taraf ’ı hizaya sokmak üzere kampanyaya çağırıyor, eski ve yeni Erdoğanları yaratan nedenler nedir ve biz bu sorunu nasıl tartışabiliriz konusu da bunun kadar önemli. Sayın Tuksal’ın tek adamlıktan bahsetmesi ve sonrasında “İyi de bu tek adamlığı kabul eden ve yücelten parti kadrosu ve halk açısından söylenecek bir şey yok mu” sorusu da öyle. Çünkü Sayın Erdoğan’ı yaratan ve ona gücünü böyle hoyratça, kibirli ve riskli şekilde kullanmasını sağlayan bir parti ve bir taban yapısı da var.
Kısaca neden daha hızlı demokratikleşemiyoruz sorusu bu. Belli ki, benim de aralarında bulunduğum bir grup daha hızlı demokratikleşebileceğimizi, ama bunu yapmadığımızı ve bilakis Uludere ve F-4 gibi ciddi-karanlık hataların yapıldığını düşünüyor. Bir kısım ise, Türkiye’nin gerçekleri, insan ve siyaset yapısı ile ehvenişerin bu olduğunu, bu durumda Başbakan’a iman etmenin kaçınılmaz olduğunu açıkça söylüyorlar. Her iki durumda da ortaya anlamamız gereken bir dilemma çıkıyor.
Çünkü, bu tıkanma yüzünden gençlerimiz —evet PKK’lılar da— her gün ölüyor. Daha kalitesiz bir hayat yaşıyoruz. Bunlardaki yakın geçmişte tedrici iyileşmenin gelecekte de süreceğini, Erdoğan’ın belli sebeplerle A derken aslında B demek istediğini, B’yi de zamanla mutlaka yapacağını, bugüne kadar yapamamasının nedeni olarak da şu şu geçerli sebeplerin olduğunu artık idrak etmemiz gerekiyor. Bunları bilirsek, Erdoğan’ın kongre konuşması ve dağıtılan kitapçıkta bize vaat ettiklerini —doğru tercüme edenlere göre— mesela Kürtçenin artık çoktan de facto resmî dil olduğunu bilebiliriz. O zaman, Başbakan’ın iki gün evvelki “Anadilde eğitim söz konusu değil” sözlerini de doğru anlayabiliriz. Yani ulusalcıların AK Parti’nin ilk senelerinde “Bunların gizli ajandası var, şeriat gelecek” iddialarını bu sefer biz iyi anlamda üretmek ve demokrasinin geleceğine iman etmek zorundayız. Erdoğan’ın aslında iyilikler ve reformlarla dolu bir gizli ajandası var. Bunu tek adam olduğu için sadece o biliyor ve biz ona güvenmeliyiz.
Keşke insanların içini gören bir gözlük de üretilmiş olsaydı.
Tabii bu durumda Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in insani sözlerini bile bile bağlamından hoyratça kopararak “Ölen terörist için ağlamadık, ağlamayacağız, müdür işine baksın” diye cevaplamasının da bizim içimizi rahatlatması gerekiyor. Erdoğan ne kadar sertleşir, takiyeye ne kadar başvurursa, biz onun tam tersini yapacağından o kadar emin olabiliriz. Çünkü onun demokratik bir gizli ajandası var. “Daha sert, daha sert!” diye tempo bile tutabiliriz, sonunda ödül olarak tam demokratik bir Türkiye var! Hatta, bilakis, Sayın Erdoğan, Sayın Recep Güven gibi konuşursa tehlike çanları çalıyor olabilir. Çünkü “liderimizden” belli nedenlerden dolayı hep tersini beklemek durumundayız.
Twitter’da Erdoğan’ın eminim tabanını çok üzen Recep Güven çıkışını tercüme edenler gördüm. “A diyorsa B diye okuyun” diyorlar özetle. Hatta, “Erdoğan için karar vermeden onun Recep Güven’i görevden alıp almayacağını bekleyin, alırsa o zaman sorun var diyebilirsiniz, yoksa bu sadece milliyetçi oyları tutmak için bir taktiktir” diye yazan bile oldu.
Tamam, Erdoğan’ı bir kenara bırakalım. Biz (siz) neden böyleyiz? Ben —Sayın Tuksal’ın da yazdığı gibi— AK Parti kurmayları içinde, “biz yola tek adam yaratmak için çıkmadık, Erdoğan’ın bu durumundan memnun değiliz” diyenler olduğu biliyorum. Hatta ciddi oranda parti içinde bir rahatsızlık var. Sayın Abdullah Gül’den bahsetmiyorum bile. Kulislerde duyduklarımı burada isim vererek yazacak türden bir gazeteci olmadım hiç.
Peki, neden böyle oldu? Parti neden böyle bir model çıkarttı? Taban neden bu modelden memnun veya memnun olmayanlar neden seslerini çıkartamıyor? 10 senede vara vara, kemalizmin ve totaliteryenizmin dindar bir versiyonuna mı vardık gerçekten? Ve neden bazı değerli arkadaşlarımız hâlâ sorgulamayın, iman edin türünden argümanlarla bunu sağaltmaya çalışıyor?
En önemlisi de eleştiriye bu denli öfke neden?
Asıl konuya girizgâh oldu. Devam edeceğiz gibi gözüküyor.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019