Markar ESAYAN
'İnsanları tanıdıkça, hayvanları daha çok seviyorum…'
'Böyle kötü bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum…'
Bunlara benzer birçok klişeleşmiş 'tesbit' daha sıralanabilir. Eskiden, -benim de eskim ergenliğim oluyor işte- dünyayı ve insanları delice merak ettiğim dönemlerde bu klişeler beni çok etkilerdi. Görmüş geçirmiş bir kişinin nice bedeller ödedikten sonra vardığı mutlak olgunluk mertebesinin işaretleriydi onlar.
Etrafıma kulak kesildiğimde, genellikle hayat ve insanlar hakkında çok kötü şeyler söylendiğini duyuyordum. Hepsinin vardığı ortak nokta, insanların ve dünyanın güvenilmez ve kötü olduğuydu.
Bunun doğal sonucu mutsuzluk, karamsarlık, güvensizlik ve nihilizmdi. Herkes, kişiliği ve imkânları doğrultusunda bir 'savunma' veya 'mücadele' yöntemi seçmeliydi. Bir süre daha bu 'düşmüş' dünyada yaşayacağımıza göre, kendimiz için bir kurtarma planı düşünmeli ve uygulamalıydık.
Bunun akla gelen ilk çaresi, güçlü olmaktır. Başkalarına güven duymamak ise ana kuraldır. Kimileri, bedenen heybetli ve güçlüdür. Bu onları hayatta bir yere kadar korur. Fiziki anlamda itilip kakılmazsınız en azından. Bazıları ise fiziken alımlıdır. Onlara hayranlık beslenir. Yoksul ve 'çıkış' dezavantajlarına sahip bile olsalar, yukarı tırmanmak için doğal avantajları vardır.
Ama en nihayetinde, kendini kurtarmanın 'yegâne' yolu, para ve mevki kazanmaktır. Bu olduğunda, insanlar huzur ve güvene kavuşacaklarını umarlar. O ev alındığında, o iş kurulup başarılı olunduğunda, o doktora yapıldığında, o mevki elde edildiğinde, fırtınanın içinden sıyrılıp bulutların üzerindeki dinginliğe ulaşan uçak gibi, artık vaat edilmiş menzile varılmış olacaktır.
İnsanlar gerçeğin bundan ibaret olmadığına dair tecrübelerle de karşılaşırlar. Midelerine oturmuş o yumruk gibi korkunun nedenleriyle yüzleşmeleri için hayat insanlara sık sık 'karşılaşmalar' sağlar. Bir vaaz, bir kitap, bir replik veya aniden aklınıza düşen fikrin açtığı çatlaktan bir parmak çıkar ve 'eksik bir şeyler var' der.
Ama onlar hemen 'Başka yere bakarlar.'
Bu 'başka yere bakma' meselesi çok önemlidir. Hepimizde bu eğilim vardır. Gerçeği tamamlayacak madalyonun öteki yüzündeki bilgilerle karşılaşmak dayanılmaz gelir. Onlardan kaçmak isteriz. Üzerine hayatımızı kurduğumuz zeminin çatlamasından, her şeye baştan başlamaktan ölesiye korkarız.
'Böyle kötü bir dünyaya çocuk getirmek istemiyoruz'dur. İnsanlardan nefret etmiş, hayvanlara sığınmış, evimize sekiz tane kedi almışızdır. Türümüzden kaçarız. Bu soylu bir sürgündür. Bunun elimizden alınmasını istemeyiz. Çünkü dünya böyledir, insanlar kötüdür, bu yaşa kadar boşuna gelmemişizdir.
O yüzden kafamızı çevirir, başka yere bakarız. Kafamızı çevirdiğimiz yer bildiğimiz yerdir. Orada yaşıyoruzdur ve güvenli bir alanımız vardır. O güven duygusu her şeyimiz olmuş, aslında ona mahkûm hale gelmişizdir. Bu mahkûmiyet bizi acz içinde hissettirir. Her mahkûmiyet bir aczdir. Ama hiçbir mahkeme insanı kendisinden daha ağır bir cezaya mahkûm edemez. Kendi kurduğumuz hücrelerin kapısı, kilidi yoktur ama, en güvenli kalelerden daha kaçılmaz tutsaklıklar bahşederler bize.
Bu tecrübeler boş ve değersiz değildir, küçümsenemez. Onları yaşamasaydık, madalyonun diğer tarafının hiç farkında olmayacaktık. Huzursuz olmasaydık, huzuru aramayacaktık. Kurduğumuz hayat bize rahatsızlık vermeseydi, gelişimimiz duracaktı. O nedenle, 'başka tarafa baktığımız' anda bile değerli bir şey yapıyoruz.
Hayat hiçbir şeyi zayi etmez, tutumludur. Yaşanan her şeyin bir anlamı var.
Dünyaya, insana dair eksik olan bilgi bizi rahatsız ediyor. Dünyada çok acı ve çok kötü insan var. Bu gerçeğin sadece bir yönü… Bunun yanında, dünya aynı zamanda çok güzel bir yer ve iyi insanları da barındırıyor. İnsanlara acı çektiren insanlarla, o acıları azaltmaya çalışan insanlar aynı dünyayı paylaşıyorlar. İşin ümit ve risk içeren tarafı ise, 'iyi' ve 'kötü' kümeleri arasında geçişkenlik var. Her an dünyada sayısız insanın kalbinde büyük patlamalar yaşanıyor ve o patlamalardan yeni bir insan doğuyor. Kötü bildiklerimiz bizi şaşırtan dönüşümler sergiliyor. İyi bildiklerimiz ise 'düşüyorlar.' Daha çoğu da, kendi pozisyonlarını korumak için büyük gayret içindeler.
Bir an geliyor ve o insan, 'başka tarafa' bakmıyor. Cesaretini toplayıp, o yeni vadiye adım atıyor. Korkuları ve ezberleri ile yüzleşiyor. Sonra…
Sonra tıpkı fırtınanın içinden geçerek bir dinginliğin içinde buluveriyor kendisini. Hayatı boyunca korktuğu çoğu şey başına gelmiyor. Ayaklarının altındaki zemin kaymıyor. Bir hiç uğruna yaşadığı, kurduğu her şeyin bir yanılgı olduğu 'gerçeği' ile karşılaşmıyor.
Sadece gerçeğin diğer yarısını keşfediyor, hayatını, kavramlarını, duygularını ve kendisini tamamlıyor.
Hayat ile bütünleşiyor ve diğer insanlarla.
Dünya ne salt kötü, ne salt iyi. Biz de öyle… Gelişiyorsak, bu gelişim iyi yöndeyse ne iyi. Çünkü iyi ağaç kötü, kötü ağaç iyi meyve vermez. Başka insanları yargılamak bizim işimiz değil. Kendi meşguliyetimiz bize yeter.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019