Markar ESAYAN
Bazen insana 'gerçek' çok bariz görünür ve tüm insanların, hatta insanlığın da bu 'gerçeğe' tabi olmasını beklenir; böyle olmadığı görüldüğünde önce şaşkınlığa, sonra dehşete düşülür. Muhtemelen buradan da öfke istasyonuna varılacaktır.
Her şeyden önce, insanın bir 'had bilme' sorunu vardır. Hadsizlik, insanın sınırlı kapasitesini bilmemesinden kaynaklanır. Had bilmeme meselesi sadece bir adab-ı muaşeret sorunu olarak kalsaydı, iyiydi. Ama bu durum, insanı karanlık tarafa savrulmak gibi birçok semptoma açık hale getirdiği gibi, bir şeye daha neden olur. İnsan haddini bilmediğinde, had sınırları içinde kalan potansiyellerini de değerlendiremez hale gelir. Yani 'haddi aşarak öteki insanlara veya bir davaya zarar verme' durumu ile 'haddin içinde kalan faydalı eylemlerden yoksun hale gelme' noktaları arasında bir sarkaç gibi sallanır.
Had bilme sorununu ne seküler, ne de dini dünya öğretileri çözebilmiş değil. Seküler dünyanın zaten böyle bir iddiası da yok gibi. Hatta, 'birey' olgusunu haddinden fazla şişirerek içinde bireyin kendisine de yer bırakmayacak bir darlık haline getirmiş durumda. Bireyi cemaatin baskısından kurtarma düşüncesi, onu cemaatten koparma halini alınca, aslında varlık nedeni de elinden alınmış oldu. Birey, birey olabilmek için kendisini toplumun bir parçası olarak tahayyül etmeye, onun içinde gerçekleştirmeye mecburdur. Hatta bir insan, yalnız kalabilmek için bile toplumun varlığına ihtiyaç duyar. Diğeri, amaçsızlığa terk edilmiş bir boşluk anlamına gelir ki, Batı'da kültür krizi bu temel sorundan neşet ediyor.
Dolayısıyla, had bilen bir batılı birey, sadece kendi ihtiyaçlarını değil, dünyadaki diğer yaşayan insanları, hayvanları ve çevreyi önemseyecektir. Böylelikle o kişiyi, bir tüketim karadeliğine dönüştürmek, kendi hayat biçimini garanti altına aldığını düşündüğü bencil politikalara dayanak yapmak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla, Batılı bir insanın had bilmemesi, kendi had sınırlarını üst kurumun işgaline açması anlamına gelecektir. Sonsuz kere sonsuz özgür olduğu fikri ile büyülenen insanların acısını antidepresan sektörü ve new-age tinsel akımlar gidermeye çalışır. Tabii, ciddi bir ücret karşılığında…
Batı ve Doğu derken, bunun coğrafi bir tanım olmadığını hatırlatmak isterim. Batılı yaşam biçiminin müdahale ettiği, özgün olanı dönüştürmede ya tamamen ya da kısmen başarı kaydettiği melez bir dünyadan bahsediyoruz. Batı ve Doğu dediğimiz fenomenler, bir bireyin içinde bile iç içe geçmiş haldedir. Kaldı ki, yukarıda bahsettiğimiz türden sorunlar, modern öncesi dünyada da (bu kadar kompleks halde olmasa bile) yaşanmaktaydı. Sorun, modern zamanlarda bunun sistemli bir müdahale biçimine dönüşmüş olmasıdır.
İslam coğrafyasında, Doğu'nun mazlum tüm halk ve devletlerinde, istismar edilmeye karşı ortaya çıkan direnç, modernizmin paradokslarının nispeten daha az içselleşmesine de yol açtı. Haliyle, Manhattanlı bir finansçının, bir Gazzeli'den daha çok anlam kaybına uğradığına şahit olunabilir. Mutluluk endekslerinin, ülkelerin gelişmişlik ve zenginlik ölçütleriyle uyumlu çıkmadığını gördüğümüzde şaşırırız. İntihar oranlarında gelişmiş toplumların önde olması bizi hayrete düşürür. Muhtemeldir ki, bize dikte edilen değerler sistemi üzerinden düşünüyoruzdur.
Ama had bilme sorunu bu dünyada da vardır. Çünkü bu temel bir sorundur. Dinler müminleri had bilmeye çağırır. Allah'ın bizi yarattığını, dünyanın efendisi olmakla onurlandırsa da, birer kul olduğumuzu bilmek, insana iyi gelir. Ölüm daha az korkutucudur. Batı'da Hıristiyanlık çökertilmiş, cemaatler de dağılmıştır. Ama Doğu'da din, tahakküm ve adaletsizliğe karşı bir sığınak olmuştur. Sığınak cemaati korur ve birarada tutar. Birarada olmak, dayanışma, kendi gibi kalmak ve direniş insana umut verir. İnsanı para pul, mal mülkten önce, hayatının iyi bir şeye adanmış olması mutlu eder. Bu hayatın önemli sırlarından ve imkanlarından birisidir.
Ama insanlar yine de hadlerini bilmezler. Dünyayı din adına kurtarmak ile bilim adına kurtarmak arasında 'içgüdü' olarak bir fark yoktur. Cioran'ın dediği gibi, her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük biraz daha artar. Dinler, bunu görmüş olmalıdırlar ki, müminleri sahte peygamberlik konusunda sıkça uyarırlar. Haddini bilmeyen kişi, şirk koşmuş ve sahte peygamberliğini ilan etmiştir. Sahip olmadığı bir yetkiyi kullanıyordur. Sahip olunmayan bir yetkiyi kullanmak, kullanılmak anlamına gelir.
O yüzden, evrende bir el sürekli dengeleme işi ile iştigal eder. Haddinden fazla düşeni yukarıya, yükseleni de aşağıya iter. Ruhsal dünyanın da atmosferi vardır. Bizleri meşru hayatın olduğu alanda tutmak için birtakım sistemler çalışır. Ben buna Allah'ın iradesi diyorum; başkası ne derse saygım var. Ama böyle bir sistemin varlığı kanımca kesindir. Had bilmeyenler, kendilerine tanınan bir mehilden ve çokça tanınan fırsatlardan sonra tasfiye edilirler.
Had bilmeme, en temel insan ve insanlık sorunudur. Orada huzur ve mutluluk bulunmaz. Had bilmeyen gömleğinin düğmesini yanlış iliklemiştir ve bunu düzeltmeden hiçbir işi düzgün gitmez. Vicdan eylemi onaylamaz. Bundan en emin görünenlerin dahi içinde bir kıymık sürekli ele gelir.
Had bilmek iyidir…
Ramazan Bayramınız mübarek olsun.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019