Markar ESAYAN
Çözüm Süreci’nde kaçınılmaz yol ayrımına gelinmiş gibi. Bunun menfi tarafı, sürecin alt katmanında varlığını hep hissettiren çelişkinin yüzeye vurması ile normalleşme için gereken “sakin” zamanların sona erebilecek olması.
Müspet tarafı ise, bu çelişkinin giderilmeden sürecin bu fazda daha fazla ilerleyemeyeceğinin anlaşılması.
Her halükarda taraflar için yeni bir dönem açılıyor. 6-7 Ekim, maalesef potansiyel olarak Kandil’in muhayyilesinde hep vardı ve işlevselleşecek anı kolluyordu. Kobani konusu bu açıdan bulunmaz bir fırsat oldu. Çünkü 6-7 Ekim türünden bir çılgınlığı kendi tabanları nezdinde meşru çıkaracak bir durum yoktu.
Patoloji artık bellidir. Kandil Kobani savaşı ile Güneydoğu’da Kürt milliyetçiliğini etkileşime sokarak karanlık tarafa mı geçecek, yoksa siyasileşme cesaretini mi gösterecek? PKK için silahla yola devam cesaret gerektirmemekte, aslında bir korkunun ifadesi olmaktadır. Asıl özgüven isteyen siyasi/etkili varlık yaratmaktır.
6-7 Ekim’de asıl güvencenin toplumun şiddete olan inancının zayıflaması ve barışı öncelemesi olduğu görülmüştür. Savaş iradesi oksijensiz kalmış, beklenen sonuç yaratılamamıştır.
Kandil etkisini şiddetin artmasına hapsetmiş, karşılık gelmeyince denklem eksik kalmıştır. Bu durum, Kandil adına bir skandal olmuşsa da, bu skandal kendileri için bir fırsat daha doğurmuştur.
Muhtemelen HDP heyetinin Öcalan’ı ziyaretinden sonra, alınan talimatlar Kandil’e ulaştırılacaktır. Bu talimatların en önemlisi, (Türkiye’de) silahsızlanma sürecinin başlaması ve tamamlanması olacaktır. Çözüm Süreci’nin gidişatı, Hükümet ve İmralı’nın üzerinde uzlaştıkları yol haritasına Kandil’in cevabına bağlı gelişecektir. Kabaca üç seçenek bulunuyor.
Öcalan’a hayır denmeyecek ama gizli ajanda ile bir yandan barışa bir yandan da savaşa hazır olmaya devam edilecektir. Süreç esnetilerek araya provokasyonların girmesine elverişli ortam sağlanacaktır.
Kandil rasyonel bir değerlendirme yapacak ve barış konusunda netleşecektir. Yol haritasına uyacaktır.
Öcalan’a hayır denerek örgütün bölünmesi göze alınacaktır.
Birinci şıkkın artık geçerliliği kalmadığını ifade edelim. Devlet, Kandil’in pozisyonundan emin olmadıkça ilk dönemin motifine dönmeyecektir. İkinci şık tabii ki herkesin kazanacağı tek seçenektir. ABD’nin Esed’e karşı dönüyor olması ve İran’la yapılan nükleer müzakerelerindeki tıkanma bu süreci destekler mahiyettedir. Kandil, Güneydoğu ve Kobani’de bir PKK Kuzey Kore’si yaratma projesinin bir Hollywood ütopyası olmaktan öteye geçemeyeceğini görebilir, aklıselimle hareket edebilir.
Üçüncü şık ise oldukça zor görünse de, yeni süreçte yaşanması mümkün bir durum haline gelmiştir. Kandil’in savaşta diretmesi durumunda Öcalan’ın bu karara direnemeyerek geri çekilmesi, sonra ilk fırsatta bir kurtarıcı olarak güçlenerek geri dönmesi şıkkı kanımca artık geçerli değildir. Öcalan liderliğini korumak istiyorsa bu resti görecektir. Bu durumda Kandil’in hiçbir şansı olmayacaktır.
6-7 Ekim’den sonra her şey değişmiştir. Artık daha gerçekçi bir zemindeyiz.
Kandil’in şu anki pozisyonu, ancak Türkiye doksanlı yılların şiddet ve akılsızlık sarmalına yeniden düşerse sürdürülebilirdir. PKK’nın savaşmasını hükümetin hal edilmesi için çılgınca arzulayan kesimlerin “Doksanlı yıllara döndük” serzenişleri, aslında bir lapsustur. Onlar bundan şikâyet etmiyorlar, arzuluyorlar.
Bunun olacağını sanmıyorum. O zaman Kandil’in tabanının hızla eriyeceğini öngörebiliriz. Hızlı bir toparlanmayla sürece geri dönülmemesi halinde, hükümet de eski devlet reflekslerine kapılmazsa, gelecek seçimlerde HDP’nin oylarındaki düşüş sürpriz olmayacaktır.
Kandil içeriden ve dışarıdan gelen fısıltılara kanarak bir Rus ruleti oynadı. Kurşun sıyırsa da zarar verdi. Seçimlere kadar az ama yeterli bir süre var. Bu sürede barış iradesi sahiplenilirse herkes yaşananları kötü bir anı olarak unutmaya hazır gibidir.
Kandil’in tamamı dolu o silahla Rus ruleti oynamaktan vazgeçmesi ve yavaşça yere bırakması en hayırlısı olacaktır.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019