Markar ESAYAN
Türkiye'nin en önemli siyasi sorununun muhalefet “yokluğu”, kalitesizliği ve gayrıyerliliği olduğu genel kabul gören bir tesbit. AK Parti'den bazı beklentiler veya şikayetler olsa da, asıl sorunu muhalefet partilerinin seçmenleri yaşamakta. Gerektiği gibi temsil edilmiyorlar. Halkla organik ilişkileri ya yok, ya da negatif ilişki içindeler. Türkiye'yi olduğundan daha kötü göstermeyi, seçmenlerine mutsuzluk ve ümitsizlik zerketmeyi muhalefet yapmak zannediyorlar veya işin kolayına kaçıyorlar.
Peki, CHP ve MHP'deki bu sorun neden kaynaklanıyor? CHP'li ve MHP'li liderler, siyasiler yetenek ve akıl yoksunu mu?
Estağfirullah, böyle bir şey iddia etmek terbiyesizlik olur, haddimize düşmez.
Sorun daha yapısal ve tarihsel.
CHP ve MHP'li siyasilerle Meclis'te karşılaşıyorum, bazıları ile konuştuğumuz da oluyor. Basından açıklamalarını takip ediyorum. Sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Meselenin ideolojik farklılık olduğu söylenebilirdi, eğer bir ideolojileri olsaydı. CHP'nin kaset operasyonu, yani Deniz Baykal'ın Kılıçdaroğlu'na devriltilmesiyle, ulusalcı çizgisinden uzaklaştığını fark ettik. Ulusalcılık da aslında bir ideolojiden çok, bir iktidar kullanma biçimini işaret ediyordu. Fikirsel bir derinlik kazanmamış, birtakım sloganlar ve çoğunluk Mustafa Kemal paravanının ardında verilen görevi ifa etmişlerdi.
Ama en azından, kendi içinde tutarlılıkları ve en nihayetinde, hiç olmazsa milli meselelerde bir hassasiyetleri vardı. Kendisini cumhuriyetin kurucusu olarak görmekle, evet asıl kurucu unsur olan halkı ıskalıyordu ama, ona sahip çıkma refleksini de gösteriyordu.
MHP ise, Osmanlı ümmet anlayışına bir modern alternatif olarak, Türk-İslam sentezine yakın duruyor, dine CHP'den daha az mesafelenerek Türklüğe vurgu yapıyordu. Bu iki partide de, cumhuriyetin kurucu karakterini fark ediyorduk. Cumhuriyetin toplum mühendisliğine göre konumlanan bu iki siyasi damar, kentli ve taşralı toplumu ulusalcılık ve milliyetçilik akslarından kuşatıyor, böylelikle “geri dönüşü” imkansız kılacak ve sapmacı siyasi hareketleri kuşatacak şekilde siyasi ihtiyaçları karşılamakla yükümlü oluyorlardı.
Bürokrasi toplumu dönüştürme görevine soyunmuşken, siyasi partiler de bu mühendisliğe tepki gelecek yeri, sivil/siyasi alanı kontrol etmekle görevli oldular. NATO'ya girişle birlikte, sivil toplum, asker, medya, sendikalar ve odalar da özellikle sol insan gücü üzerinden bugünlerde çökmekte olan formatı yemekteydi. Sol, her ne kadar devrimci, sistem karşıtı görünse de, asıl tehdit olarak dini ve dindarları görüyor, modern projeye inanıyor, jakoben laiklik paydasında askerler ve milliyetçilerle zihni akrabalık içeriyorlardı.
Dolayısıyla, bu ülkede darbelerin muhatabı hep sağcı, İslamcı ve halkçı hükümetler olmuştu.
Bu kapan sistemi AK Parti dönemine kadar sorunsuz çalıştı. Kamusal ve sivil alan, birbirinden çok farklı hatta düşman aktörler tarafından işgal edilmişken, temelde, tüm bu aktörler modern/jakoben laiklik paydasından türetilmişti. Temel amaçları ise, İslamcı halkı ya dönüştürmek, ya da onlardan bir alternatif çıkmasını engellemekti.
2002'den sonra farklı olaylar gelişti. Dünya ve dindarlar değişmiş, özeleştiri yapmış, dünya ile ilişkiye geçmiş, orta sınıflaşmış ve aktörleşmişlerdi.
Siyasi alanda, CHP ve MHP, AK Parti'nin dengesini bozmak için 2011 yılına kadar klasik yöntemleri denemiş, ancak bu başarılı olmayınca, hem argümanların, hem de stratejinin değişmesi gerekmişti. Örneğin, başörtüsü, irtica gibi meseleler artık gündemden düşmüştü. Böylelikle yüksek olasılıkla paralel örgüt aracılığıyla bu iki partiye, ama daha çok CHP'ye müdahale geldi. Baykal bu değişime uygun esnekliğe sahip değildi ve belki fazlaca milli kaçıyordu.
Bir oyun hamuruna benzeyen, oportünizm ve eklektizme son derece müsait Kılıçdaroğlu'nda karar kılındı. Böylelikle, temel amaç aynı kalmakla birlikte, CHP ve MHP kalan son milliliğinden de arındırılacak, paralelin girişimlerine, piyasaya sürdüğü söylem ve argümanları kullanmaya açık hale getirilecekti.
Halktan kopuk, arka arkaya format yemiş yapılardan bahsediyoruz.
Yeni yapı, demokrasi, insan hakları, kadın şiddeti, çevre, diktatörlük karşıtlığı, etnisite koruyuculuğu, eşcinsel hakları gibi argümanları araçsallaştırma yolunu seçmiş durumda. Bunların tehdit altında olduğu ile irtica, bölünme tehlikesi iddiasının arasında temel hedef olarak bir fark yok. Cunta yaratıp, ona darbe yaptırılamadığı noktada PKK silahlı güç olarak müttefik seçilirken, bir Türk/Kürt, Sünni/Alevi, Beyaz Türk/Siyah Türk kavgası da göze alınmış durumda.
Her şey iktidar için. Halktan kopuk elit bir iktidarı bir yüzyıl daha tahkim etmek için türlü numaralar deneniyor. Haliyle ne CHP, ne de MHP normal, hayatın olağan akışına münasip hareket eden siyasi partiler oluyor.
Bu çıplaklığı kendi yarattıkları kutuplaşmanın tozu dumanı ile medyaları makyajlayarak kapatıyor. Ama onları yokoluştan kurtaracak, halka uyumlu şekilde dönüşmelerini sağlayacak olan da, düşman seçtikleri AK Parti olacak. AK Parti ayakta kalarak, bu son hamlelerini de boşa çıkaracak ve onları gerçekle yüzleştirecek.
Halka gitmek zorunda kalacak ve şifa bulacaklar.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019