Markar ESAYAN
ABD’de Trump’ın seçilişiyle birlikte başlayan sokak protestolarının, açığa çıkan nefretin ve şiddet eğiliminin bazı nedenleri üzerinde durduk dün.
Evet, algılarımızla oynanmaktadır. Bu modern zamanda demokrasinin gelişimiyle paradoksal biçimde ortaya çıkan bir durum. İletişim devrimiyle çok karmaşık katmanların altına gizlenen bir meşruiyet ihtiyacını giderme yöntemidir algı mühendisliği. Çünkü dünyamızda artık toplumsal meşruiyeti olmayan bir şeyi yapmak mümkün değildir.
Demokrasiler geliştikçe otoritenin kaynağının millet olduğu tezi kabul görmüştür.
Halkın hilafına açıkça hareket edenler ise meşruiyetlerini yitirir, etkili olamazlar. O zaman, halkın onların istediği gibi düşünmesini sağlayacak mekanizmalara ihtiyaç ortaya çıkmıştır.
Sanayi devrimi, endüstri toplumu ve finans piyasalarının gelişmesiyle birlikte de dünyada bulunan hammaddelerin ve bu hammadelerin mamule dönüştürülüp satılmasıyla açığa çıkan para miktarının belirli merkezlerde toplanması için amansız bir mücadele başladı. Bu noktada devletlere büyük miktarlarda borç verecek duruma gelen bankerler, bugünün finans oligarşini kurdular ve ulus devletlerle rekabet etmeye başladılar.
Evet, medya ve sivil toplum kuruluşlarını kuruyor, güdülüyor ve bugünün kadife devrimlerini yapacak toplumsallık üretiyorlardı. Ancak, Mısır, Brezilya, Ukrayna, Gezi ve şimdi ABD’de ortaya çıkan küçük burjuva “isyan”ının birbirine bu kadar çok benzemesinden çıkaracağımız bir sonuç yok mu?
Özellikle sol eğilimli, kadın, yüksek eğitimli ve ekonomik olarak daha rahat maaşlı kesimler, bunlara eklemlenen özerklik isteyen etnik gruplar, eşcinseller vs…
Çözmesi zor, demokrasi söylemleri kullanan, ortalığa epey miktarda dolar süren bir algı operasyonu söz konusu; ancak bu algıya hazır durumda bekleyen bir kitle de var.
Bunlar genel olarak Aydınlanma/Modernite’nin beden ve ruh olarak parçaldığı İNSAN’ın beden kısmında kalan ve tamamen devşirilmiş olan kesimler. Cemaatten, geleneksel değerlerden, üst anlam ufuklarından ve dinden kopmuş vaziyetteler. Çoğu atomize olmuş bireyler. Özgürlük vurgusu merkezde. Serbest yaşam çok önemli. Tüketim toplumunun ana omurgası onlar. Bu arada finsans piyasası ve özgürlük söylemi üreten yapılarda (medya/STK/çevrecilik/sendikalar/kadın hareketleri/LGBT vs) ya anlam/kimlik peşindeler ya da doğrudan onların çalışanı durumundalar. Habitatları bu şekilde oluştuğu, bunun dünyadaki en mükemmel yaşam biçimi olduğuna iman ettikleri için (onların metafiziği de bu) asla başka türlüsünü düşünebilecek esnekliğe sahip değiller. Kibirleri buradan geliyor.
Dinin dönüşü tüm bunların yitirilmesi demek. Sosyalist gruplar ve etnik özerklik peşindeki yapılar bunların silahlı gücüne dönüşmüş durumda. PKK’ya olan sempatileri bundan. Fazlaca konformist oldukları için hayatta ödeyebilecekleri bedelin sınırı polis gazı yemek. Oradan sonrasını terör örgütleri üstelenmek durumunda ve buradaki işbölümünde onlara düşen görev, bu terör örgütlerine medya ve STK’ları ile meşruiyet/koruma sağlamak.
Son olarak, tepkinin bu kadar şiddetli olması, algı/iktidar mekanizmalarının dezavantajlı geniş kesimleri susturmaya artık yetmiyor olması. Değişimi hissediyor ve korkuyorlar. Çürümüş bir sistem olduğu için büyük liderler artık oradan değil, ahlaki üstünlüğü ele geçiren beriki taraftan çıkıyor. Burada en çok dikkati çeken küresel lider Erdoğan.
Bu nörotik ruh durumu nedeniyle bir paratoner gibi tüm nefreti üzerine çekiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019