Markar ESAYAN

Vesayet tasfiye edilirken birkaç gözlem…
31.12.2016
1458

 Yaklaşık 10 günlük Anayasa Komisyonu çalışmasını dün sabaha karşı bitirdik. Tarihi bir çalışmaydı. Böyle bir süreçte yer aldığım için çok şanslıyım. Cumhurbaşkanlığı sistemine dair anayasa değişikliği şimdi Meclis Genel Kurulu’na gelecek. Komisyon üyeleri olarak biz üzerimize düşeni yaptık. Allah utandırmasın diyelim...

Hasılı, önümüzdeki üç aşamanın ilkini tamamladık. İkinci aşama olan TBMM oylamasında 330 ve üzeri bir sayı bulunduğunda, ikinci aşama bitmiş olacak. Üçüncü ve son aşama da tabii ki halk oylaması, yani referandum süreci… Anayasa değişikliği yüzde ellinin üzerinde bir oy alırsa, hükümet sistemimiz değişecek.

10 günlük gözlemlerimi tek cümleyle özetlemek gerekirse, “Allah bu milleti CHP ile sınıyor”derim. CHP bir siyasi karadelik olmuş durumda. Biliyorum ki CHP konusunda konuşmak faydasız bir iş. Ama böyle bir ciddi sorunumuz var. Bu da bir gerçek...

Komisyonda tansiyonu yükseltmek için ellerinden geleni yaptılar. Daha soğukkanlı olması gereken grup başkanvekilleri üzerimize pet su şişesi dahi fırlattılar. Birçok CHP’li vekil suni sinir nöbetleri geçirdi. Konuşmalarının çoğu içeriksiz, iftira dolu, gerçeklerden kopuk ve sloganik cümlelerden ibaretti.

Dilleri üstenci ve kibirliydi. İki tür CHP’li gözlemledim. İlk grup kariyeristlerden oluşuyordu. Kendi tabanlarına hoş görünmek için “ses getirecek işler” peşindeydiler. Diğer grubun ise ideolojik saplantıları olduğunu gördüm. Kendi kendine kavga eden, söylenen, nöbet geçirmeye her an hazır insanlar. Belki bir üçüncü gruptan bahsedilebilir. Aklı başında kalmış, ama sesini pek çıkaramayanlar.

Komisyon 100 saat çalıştı ve 300 milletvekili konuştu. Ancak yine de sürekli olay çıkardılar. Her madde oylaması öncesi aynı şekilde provokatif davrandılar.

Oysa eğer Kılıçdaroğlu çağrılara uysaydı, oluşan ortak akla CHP olarak katkıda bulunabilirdi. Cumhurbaşkanlığı sistemine kategorik olarak karşı olma pozisyonunu sürdürebilir, ancak etkili olmaya çalışabilirdi. Bu bir çelişki olmaz, halkın da takdirini kazanırdı. Lakin taktikleri gereği ne bunu yaptılar, ne de komisyonda tek bir değişiklik önergesi verdiler.

CHP’li komisyon üyelerinin ve milletvekillerinin temel argümanı “Bu değişikliği geri çekin”oldu. Bunu üstü kapalı ve açık tehditlerle süslediler. Sistem üzerine eleştirileri geride kaldı. “Bunun zamanı mı?” diye söylenip durdular.

Parlamenter soslu vesayet ile kaybettiğimiz yarım yüzyılda sonra hala bunu söyleyebilmek gerçekten hazin.

CHP’nin iddia ettiği gibi, bu değişiklik ile Türkiye’nin rejimi değişmiyor tabii ki. Sadece hükümet sistemimizi daha demokratik, halka bağlı, verimli ve vesayete kapalı hale gelecek. Bunu da nihayetinde halk takdir edecek. Cumhuriyet rejimimiz, üniter ve laik yapımız daha da güçlenecek. “Rejim değişiyor” veya “federasyon geliyor” gibi iddialar gerçekçi değil, halkı tereddüde düşürmek için bilinçli seçilen argümanlar.

Tabii parlamenter vesayet sistemi ile sırtını halk dışı odaklara dayayarak siyaset yapıyormuş gibi görünmek artık mümkün olmayacağı için, fiili sistemde asalak gibi ortada dolaşmak da mümkün olmayacak. Siyasetin karakteri de değişmek zorunda kalacak. Meclis’te her kesim daha kolay yer bulurken, yürütmeyi kazanabilmek için merkezde yer almak gerekecek. Toplumun en az yüzde elli artı birini ikna etmek zorunda olan cumhurbaşkanı adayları, halkla ilişki kurmak, ortalama sağduyuyu yakalamak zorundalar. Bu her kesim için geçerli. Bu da demokrasimiz için önemli bir güvence olacak.

Çok yorucu ama tarihi bir süreçti. Bu değişiklik ile tam bir anayasa yapma yolunda önemli bir fırsat da elde etmiş olacağız. Halk nasıl yönetileceğine, devlet ile ilişkisinin nasıl olacağına kendisi karar verecek. Bu şekilde 1960 ve 1980 darbelerinin delik deşik ettiği, ülkeye çok şeye mal olmuş bir vesayet sistemini de demokratik/barışçı bir şekilde demokratikleştirmiş olacağız.

Hayırlısı olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar