Markar ESAYAN
CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal “Aman tapuyu kaptırmayı ha!” demiş seçmenine…
Bunu 2010’da partisinin tapusunu FETÖ’ye kaptıran ex genel başkan söylemiş.
2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “Seçtirmem!” diye kürsüden haykırırken de hatırlıyoruz kendisini.
“Sakın ha Cumhurbaşkanı adayı olma, olma!” diye bağırışları da kulağımızda…
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu da o günlerde Baykal’a çok sert çıkmış ve “Cumhurbaşkanı’nı Meclis’e seçtirmem, halka seçtirmem diyor. Sen bela mısın? Ne istiyorsun?” demişti.
Daha sonra FETÖ’nün hışmına uğrayacak olan bir sivil toplumcu merhume de “Bu ülkede bizim istemediğimiz bir şeyin olması mümkün değil” diyordu.
Sonra bir yargı mensubu çıktı “Parlamentoda oluşan çoğunluğun sınırlandırılması lazım”deyiverdi.
Yani 367’den ötesini çağırdı.
“Bu böcekvari insanlardan aldığınız oylarla övünüyorsunuz. Bunlardan herkes oy alır, şeker veren de, yarım ekmek veren de oy alır” diyen biri bile çıkmıştı.
Çünkü bir grup seçkin devletin tapusunun kendilerinde olduğunu düşünüyorlardı. Baykal da bu eski düşünceyi dirilterek “tapu” benzetmesini kullanmış olmalı. Huylu huyundan vazgeçmezmiş.
Ben 2007 yılında sarf edilmiş bu cümleleri buraya aktarırken dahi utanıyorum.
Koca koca adamlar, kadınlar hala utanmıyorlar.
“16 Nisan halkoylaması, 2007 sürecinin, 15 Temmuz’un bir devamıdır” derken bunu kastediyorum.
Değişmiyorlar.
Eşit olmayı içlerine sindiremiyorlar. Bu yüzden eşitliği kurumsallaştıracak her türlü reformu ne pahasına olursa olsun engellemek için her türlü kepazeliğe başvurmak konusunda hiçbir ahlaki sınır da geçerli olmuyor böyleleri için.
Yaptıklarının nasıl bir insanlıktan çıkma durumu olduğunu bilseler yapmazlar. İnsanın bir izzeti vardır. İnsan fikri bir çürüme içinde kaybolmadan o izzetten vazgeçmez.
Açık açık anayasa değişikliği hakkında yalan konuşuyorlar.
Hiç utanmıyorlar.
Oysa değişiklik içiçe geçmiş yasama ve yürütmeyi (hükümeti) birbirinden net biçimde ayırıyor ve ikisini de doğrudan halka seçtiriyor. Değişikliğin özü bu. Demokrasi açığımızı kapatacak en önemli reform olacak 16 Nisan…
Bal gibi biliyorlar.
Ama dertleri tam da bu. Bu demokrasi açığından yararlanarak seçkinci vesayetlerini yürüttüler. Bunu yürütme adına önce darbeleri ululadılar, sonra FETÖ ve PKK ile yan yana gelecek kadar alçaldılar.
Ha, bir de seçkin olsalar keşke. Cehalet gırla, sanat anlayışları yüzeysel, mizah dergilerini ve sosyal bilimleri faşizmin dayanağı yaptılar. Ülkeyi çürüttüler. Devleti zayıflattılar. Yalanlarıyla bir kısım insanların ülkeleri ile olan duygusal bağını seyrelttiler. Bazı insanlar bunların çizdiği resme kanarak ülkelerini terk etme noktasına geldiler.
Kılıçdaroğlu hendek kazan teröristlere “arkadaşlar” diye seslenirken, bir kısım akademisyen de destek bildirisi yayımladı.
CHP ve HDP’li vatandaşlarımızın bu savrulmanın farkına varması ve onlardan ayrışması gerekiyor. Bu iki partinin de kendisine gelmesi için AK Parti seçmenlerinden ziyade, kendi seçmenlerinden 16 Nisan’da alacakları cevap çok etkili olacaktır.
27 Mayıs’a hayır diyenler, 16 Nisan’a EVET diyeceklerdir.
28 Şubat’a hayır diyenler, 16 Nisan’a EVET diyeceklerdir.
15 Temmuz darbesine hayır diyenler 16 Nisan’a EVET diyeceklerdir.
12 Eylül faşizmine hayır diyen Kürtler, 16 Nisan’a EVET diyeceklerdir.
Bu bir beka meselesidir. PKK’nın “Evet çıkarsa biteriz” dediği, FETÖ’nün hayır kampanyası yaptığı bir noktada, EVET için bundan daha iyi bir kanıt olabilir mi?
Hayır diyecek olan vatandaşlar tabii ki terörist değillerdir. Ama eğer ülkemiz hakkında 16 Nisan’ın bir milat olacağını hep birlikte kabul ediyorsak, şu yazıdaki tabloyu bir kenara bırakamayız.
Zaten başka hangi somut kriterlerle karar vereceğiz ki?
Teklife ve tarihe bakacağız tabii ki.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019