Markar ESAYAN
Genç bir kadın, kırklarına henüz gelmiş.
Çok daha gençken, henüz gencecik bir kızken, Kürt olduğu için, evet sadece Kürt olduğu için hapse düşmüştü.
Hapiste çok kötü şeyler yaşadı o. Biz genelleyelim ve işkence gördü diyelim sadece, anlatmaya iznimiz de, hakkımız da yok.
Hapiste arkadaşlarıyla birbirlerine tutunarak ayakta kalmayı başarmışlardı ama görünen o ki, bedenleriydi ayakta kalan daha çok, işkence görmüş bedenleri, ruhlarından daha iyi durumdaydı sanki.
Taraf okurusunuz, size “Bir insanın ırkı, kimliği, inancı yüzünden aşağılanması, haksızlığa uğraması, işkence görmesi ne demektir bilir misiniz” diye sormayı gereksiz buluyorum.
Siz bu gazeteyi ister Diyarbakır, ister Trabzon veya İzmir’de okuyor olun, eminim biliyorsunuz bunun nasıl bir acı olduğunu.
Belki birçoğunuzun böyle bir hikâyesi vardır.
Ben de biliyorum.
O kadın…
Dayanmak için Almanya’ya gitti. Terk etti doğduğu toprakları. Tıpkı diğer bir sürü insan gibi.
Gidebilseydim belki ben de giderdim.
800 bin kilometrekarelik topraklara sığamamıştık bir türlü. Doğduğumuz vatanımızda bir lokma ekmeği huzurla yemeği çok gördüler bize. Rahat bırakmadılar. “Kürt olmayacaksın, Kürtçe konuşmayacaksın, Ermeni kalmayacaksın, solculuk yasak, başörtüsü takmayacaksın” dediler.
İtiraz edenleri cezalandırdılar. Halka da “Beğenmeyen Moskova’ya, Suudi Arabistan’a, Ermenistan’a gitsin” diyerek kapıyı gösterdiler. Gidenler gerçek gurbete, kalanlar da kendi memleketinde gurbete çıktı, gidemeyenler, inat edip kalanlar da, Hrant Dink gibi öldürüldü, ya da…
Bugün Diyarbakır’ı yazacaktım ben. “Neden” diye soracaktım. “Neden batıdaki vatandaşın hakkına doğudaki vatandaş sahip değil. Neden milletvekillerinin ayağı kırılıyor, belediye başkanı gazlanıyor, neden şiddet uygulanıyor, neden şiddetin değirmenine su taşınıyor” diye soracaktım.
Sonra o arkadaşımla karşılaştım. Hemen, bu yazıya başlamadan önce.
Çok üzgündü, bitaptı. Kıymetli arkadaşım, en yakın arkadaşını kaybetmişti.
O kadın ölmüştü.
Tanımadığım o kadın, Almanya’da intihar etmişti.
Yıllardır hapiste gördüğü işkencenin, halkına yapılan haksızlıkların ağırlığını onurlu bir yük olarak taşımaya gayret eden o kadın, çökmüştü içine, vazgeçmişti bu hayattan, hayatına son vermişti.
Arkadaşımla o hapishanede birlikte kalmışlardı. Keşke adını, yaşadığı işkenceleri, sonrasında verdiği mücadeleyi de yazabilsem.
Hayır, bunu bilmeye hakkımız yok.
Bitiremedik bu savaşı çünkü.
Şimdi bir ana daha ağlıyor.
Kürt sorunu diye, vatandaşlarımızın ırkını bir soruna veren zihniyet, uzaklarda, Almanya’da, acı vatanda dahi bir can daha alıyor. Genç bir kadın bedeni, toprağa veriliyor.
Kim bilir kaç can böyle sessizce aramızdan ayrıldı gitti.
Kim tutacak hesabını? Kayıtlara girmemiş böyle kaç insan var kim bilir? Kim verecek hesabını?
Ben suçlu hissediyorum kendimi ve çok da öfkeli hissediyorum.
Bu kadını görmeyen, onun gibilerini anlamayanların bu sorunu çözmesi mümkün değil!
Neden şiddete kurban veriyoruz sürekli ve sürekli? Neden farklı davranmıyoruz bir kez olsun?
Neden doğru yolu seçenler bu kadar kolay vazgeçiyor? Neden bu kadar ölmeye ve öldürmeye, anlamamaya ve birbirimizi linç etmeye istekliyiz?
Çünkü hastayız hepimiz.
Hrant Dink’in dediği gibi, hepimiz hastayız ve kendimizi çok sağlıklı hissediyoruz. Oysa sağlık dediğimiz o şey, bizi ayakta tutan öfkeden başka bir şey değil.
Birbirimize şifa biziz!
Çocuklarımızı öfke sunağına gidip kendi ellerimizle kurban ediyoruz. Öfke savaş demek çünkü. Savaşı öfke besler çünkü.
Leyla Zana “Barış” dedi başına gelmeyen kalmadı. Oysa halkının yüreğindekini anlattı Başbakan’a.
Peki Başbakan, Zana’nın elini kolunu bağlayan bu sertliğe neden izin veriyor? BDP, eğer o
çatışmada birkaç insanımız kim vurduya gitseydi, hükümeti suçlayarak sıyrılabilecek miydi bu işin içinden?
Haklılığınızı anlatmanın başka yolları da var, bilmiyor musunuz?
Ne zaman aklımız başımıza, yüreğimiz yerine gelecek?
Ne zaman!
[email protected]
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019