Mehmet Acet
Uğur Dündar’ı ne izlerim, ne okurum.
Bir arkadaşımın, son yazısının daha geniş bir koalisyonun ‘ortak hedefli’ bir kampanyasına hizmet ettiği yönünde uyarısıyla karşılaşmamış olsaydım, o yazı da yazıldığı gazetede ‘çürüyüp’ gidecekti.
Geçen hafta haberlere konu olmuştu.
Emekli bir generalin cenaze töreninde, tören ekibinin düzensiz yürüyüşünü yansıtan görüntüler.
Hoş olmamış elbette.
Ama buradan “Ordunun halini görüyor musunuz? Ne hallere düştü” propagandasının çıkarılması için, Uğur Dündar’ın da dâhil olduğu daha geniş bir ‘mızıka ekibinin’ parçası olmak gerekiyor.
BU LAFLAR NASIL BİR AMAÇ İÇİN SÖYLENİR?
“…En umutsuz anında bile sadece görüntüsüyle bize umut veren günlerden, cenaze töreninde görevli askerlerini uygun adım yürütemeyen günlere…” cümlesinin, ordunun yeni bir sefer için sınıra koştuğu bir ortamda kâğıda dökülmesinin sizce nasıl bir anlamı olabilir?
Bu cümlelerin, yakın zamanda ağır bir darbe sınavından geçmiş, buna rağmen hemen üstüne yakın tarihinde örneğine az rastlanır iki büyük sınır ötesi operasyon başarısına imza atmış, üçüncüsü için ‘moral motivasyonunu’ sağlayarak sefer emrine çıkmış bir ordu için sarf edildiğini düşündüğünüzde aklınıza ne gelir?
Bir sürü şey gelir…
Ama hepsinden önce belli bir amaç doğrultusunda, güdümlü bir kampanyanın yürütülmekte olduğu fikri gelir.
Parçaları birleştireceğiz ama önce bu kampanyanın ana hedefinin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar olduğunun altını çizelim.
“RAHATSIZ EDİCİ DUYUMLAR” DERKEN…
Geçenlerde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin durumuna ilişkin ‘rahatsız edici duyumlar’ aldığını söylemişti.
O da, “Ordunun partileşmesi endişesi içindeymiş!”
Hemen altını çizelim, bu ‘endişe beyanının’ adresi de yine Hulusi Akar sokağına çıkıyor.
Gerçi, CHP Genel Başkanı’nın duyumlarının ciddiye alınır bir tarafı olsaydı, en son 180 milletvekilinin telefonunda Bylock çıktığına inanıyor olacaktık.
İşin özü, sorun dediğimiz şey, kendisinin dediği gibi, başka müzahir isim ve grupların peşine takıldığı gibi, ‘ordunun partileşmesi’ gibi bir safsataya tekabül eden bir şey değil.
Dertlenilen konu, TSK’nın demokratik normlara uygun şekilde hareket etmesi, bütün demokratik sistemlerde olduğu gibi iç siyasete bulaşmadan, görev alanı içinde hareket etmeye özen göstermesi, ülkenin temel güvenlik konularında tabi olduğu sivil otorite ile ‘uyumlu şekilde’ hareket etmesi ve bunun her vatanseverin övüneceği türden başarılı ‘çıktılar’ üretmesi.
Duydukları rahatsızlığın tam göbeğinde bu gerçek yer alıyor.
Bakan Hulusi Akar’ın bütün bu tariflere uygun şekilde bir pozisyon alarak ülkeye hizmet etmesinden duyulan rahatsızlık, işte böyle ‘rahatsız edici duyumlarla’, ‘tören ekibinin düzensiz yürüyüşü’ üzerinden kurulan ‘ağdalı’ cümlelerle karşımıza çıkıyor.
“EDİRNE’YE ENVER GİRECEĞİNE BULGAR GİRSİN” DER GİBİ…
Ordunun başında eski zamanlarda olduğu gibi, kendisini siyaseti ‘kollama’ ile vazifelendirmiş,dibinde mevzilenmiş resepsiyon gazetecilerine siyasi mesajlarla ‘manşet devirten’ bir yönetim anlayışı görmek istiyorlar.
Hulusi Akar, onların bu tarifine uymuyor.
İç siyasetin gündelik tartışmalarının içine dâhil olmadan, görev odaklı hareket ediyor olması da, kesmiyor.
Özünde, YAŞ’ın yine bütün demokratik sistemlerdeki haline benzeyen yeni yapısını, bu mekanizma içerisinde ‘işini yapacak’ isimlerin tayin ve atamalarının yapılmış olmasını, karşılığı olmayan kulplar takarak itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Daha önceden başlamışlardı ama Ağustos’tan bu yana, fırsatını buldukları her anı kullanmaktan geri durmuyorlar.
Ama böyle bir zamanda bile, böyle bir pervasızlığın sergileniyor olması, gerçekten dikkate şayan.
Hiç kuşkusuz ordu bu haliyle millete eskisinden çok daha fazla güven veriyor.
Irak dağlarının PKK’ya dar edildiği, Suriye’nin kuzeyine iki kere yapılmış, üçüncüsü de başlamak üzere olan operasyonlarla 100 yıl sonra masaya serilen Sevr planlarının çöp kutusuna gönderildiği bir ortamda, böyle bir tutumu ancak “Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin” diye düşünenler alabilir.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve bugünkü komuta kademesi, 15 Temmuz’da ‘demokrasiye bağlılık’ testini başarıyla geçti.
Aynı ekip, darbe girişiminden 40 gün sonra Fırat Kalkanı harekâtıyla, 20 Ocak 2018’de başlatılıp kısa sürede zaferle tamamlanan Zeytin Dalı operasyonuyla ideal askerliğin nasıl yapılacağını millete gösterdiler.
Şimdi de, aynı moral ve motivasyonla Fırat’ın doğusuna yeni bir hançer darbesi indirmek için mesai harcıyorlar.
Böyle bir ortamda, kimlerin nelerle uğraştığını, hiç olmazsa aklınızın bir köşesinde tutmanızda fayda var.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020