Mehmet AKBACAK
15 Temmuz kalkışmasının 3.yılında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in; ‘15 Temmuz bazı yerlerde tiyatroydu deniliyor, tiyatro miyatro değil, bal gibi kanlı bir darbe girişimiydi, rejime, Meclise, ülkeyi yönetenlere, demokrasiye kast ediyordu’ dedi. 3 yıldan bu yana genel başkanı 251 kişinin katledildiği 2000 den fazla kişinin yaralandığı darbeye kontrollü darbe diyerek, Fetö’nün sözcülüğünü yapıyordu. Özel’in açıklamaları bir umut ışığı yaratmış, darbe konusunda uzlaşma sağlandı diye de sevinmiştik. Ne yazık ki, bu iyimser hava 15 Temmuz günü meclis oturumunda CHP adına konuşan Engin Özkoç’un konuşmasıyla gündem tamamıyla değişti. Yumuşama sinyalleri olabilir diye umutlanırken ortam daha da gerginleşti. AK Parti ve Erdoğan’ı darbenin siyasi ayağı olarak itham ediyordu. Erdoğan’da buna karşılık tankların arasından sıyrılan Kılıçdaroğlu’nu hedef göstererek uzlaşma sinyalleri yok olup gitti.
1970’lerden bu yana devlet içinde beslenen, korunup kollanan bu yapıyı AK Parti kucağında buldu. Askeri vesayetin dindarlara karşı acımasız politikalarından dolayı İslami duyarlılığa sahip olan AK Parti döneminde rahat bir ortam oluştu. Gerçi hem 12 Eylül ve hem de 28 Şubat döneminde kılına zarar gelmedi. Hatta biz batının değerlerini savunan İslami hareketiz diye de laikçilere güvence veriyordu. Oslo görüşmelerinin sızdırılması, 7 Şubat Mit olayı, 2011 seçimlerinde 100 milletvekili talebiyle gücünü denemeye başlaması karşısında; AK Parti dershaneleri kapatıyorum diyerek cemaate savaş açtı. 17-25 Aralık yargı polis darbesiyle deşifre oldu. Bu süreç 15 Temmuz darbesine kadar devam etti. AK Parti hükümeti darbeye gerçekten hazırlıklıymış, gerçi herkes darbenin olacağını 3-4 ay önceden kestirebiliyordu. Hatta Ekrem Dumanlı Erdoğan için; ‘Ya gidecek, ya da gitmek zorunda kalacak başka çaresi yok’ diye açıkca darbeye çağrı yapıyordu. Kılıçdaroğlu ise; ‘Yurtdışına kaçacak, biz onu getirip yargılayacağız’, Demirtaş; ‘Asmayacağız, yargılayacağız’, Akşener ise; ’15 Temmuz’da neler olacak neler, ben başbakan olacağım’ diyorlardı. Fetö’nün kasetlerini meclis kürsüsünden okuyan, gösteren siyasiler Fetö’nün meclisteki sözcüleri oldular.
İZLERİ TAKİP EDERSEN BULURSUN
Taşlanacak kadın alana getiriliyor. Herkes eline taşları alıp atmaya hazırlanırken, içlerinden bilge bir kişi durun diyor; ‘İlk taşı hiç günahı olmayan bir kişi atsın’ deyince herkesin elleri havada kalıyor. O hesap 1970’lerden bu yana devlet içine sızdırılan bu yapıyla benim ilişkim hiç olmadı diyen varsa beri gelsin. Yalnız katı laikçiler bunlara ‘Şeriatçı’ diye karşı çıkıyorlardı. Hatta bunların önemli bir kısmı ‘Fetö’ olduktan sonra eski sertliklerini devam ettirmediler. Çünkü AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı o kadar ileri boyutta ki; düşmanımın düşmanı dostumdur mantığını hakim kıldılar. Onun için Fetö olayı sıradan bir cemaat, bir tarikat olayı değildir, devletin içindeki cuntacı askerler deşifre olduğu için dünya konjöktürüyle ilgili yıllarca ön hazırlığı yapılan ‘İslami’ bir yapı onun yerine ikame edilmiştir, mesele bu kadar basittir. Kimse ABD’ye karşı çıkamadığı için bu yapı korunmuş, kollanmış. Böylesi bir yapıyı katı laikçi geçinen bir siyasetin tasfiye etmesini beklemek ham hayaldır. İşte Erdoğan’ın gücü buradan geliyor. Beni yıkmak isteyenler dinsizler diyemedikleri için bunlar hırsız argümanını dillendirdiler. Bu da başta ana muhalefetin işine geldi, fakat burada tekrar etmek istemiyorum.17-25 Aralık’tan sonra FETÖ olayının arkasında kimler varsa, darbenin siyasi ayağını orada arasınlar. Çünkü Zaman gazetesine, Samanyolu TV’ye dayanışma için kapılarında yatanların, operasyonlarda FETÖ’den yana destek olanların ayak izlerine bakın, sizi FETÖ’nün siyasi ayağına götürecektir, hiç merak etmeyin. Erdoğan’ı darbenin siyasi ayağı diyenler önce kendi ayak izlerine baksınlar, hiç de yabancı ayak izlerine benzemediğini göreceklerdir.
NORMALLEŞMEMİZ ŞART
S-400, Doğu Akdeniz doğal gazı, Irak, Suriye, F-35 uçak meselesi, AB’nin Kıbrıs’la ilgili yaptırım kararlarıyla Türkiye kuşatılmak isteniyor. Ayrıca ekonomik yaptırımlar da sırasını bekliyor. Böyle bir ortamdan çıkışı AK Parti’den tek başına beklemek haksızlıktır. Bunlar çözülmesi gereken sorunlarımızdır. O nedenle içerde konsolide olmadan dışarıda güçlü olamayız. Aslında 15 Temmuz bizim için önemli bir tarihti; lakin her şey bitmiş sayılmaz. Sevindirici haber meclisteki 4 partinin Doğu Akdeniz konusunda ortak deklereye imza atmalarıydı. Umarım diğer ulusal konularda da bu birliktelik devam eder.
NE YENİ PARTİ Mİ?
İstanbul seçimlerinden sonra Erdoğan karşıtları bayağı hareketlendi. Tam sırası şimdi gibisinden her gün demeç üzerine demeç vermeye, yeni kurulacak parti hakkında kamuoyunun dikkatini çekecek haberler ve yazılar yazılmaya başlanmasını hiç hayra alamet bulmuyorum. Amaçları ne, proğramları ne, ülkenin temel sorunları hakkında projeleri ne kimse bilmiyor ve kimse de sormuyor. Muhalefet partileri pür telaş içinde hah şimdi Erdoğan’ı devirebiliriz havasındalar. Durun beyler; Fetö Erdoğan’a düşman, Neocon’lar Erdoğan’a düşman, Kandil düşman, Siyonist İsrail düşman, AB’nin derin devletleri düşman, darbeci Sisi düşman, milyonları katleden Esed düşman, içerde Erdoğan’ı düşman görenlerle, dışarıda düşman görenlerin ortaklığı millete, memlekete hayırlı olsun. Ne diyor büyük şair; ‘Onlar sana düşman bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki onların evidir, onlar vatana düşman.’ Kalın Sağlıcakla.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2020
29.01.2020
22.01.2020
14.01.2020
13.11.2019
21.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
8.08.2019