Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu..
14.08.2025
218

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu: Barışın ve Demokratik Toplumun İnşasında Tarihsel Sorumluluk...

Türkiye halkları, tarihsel bir dönemeçten geçiyor. Yüzyılların inkâr, imha ve ayrımcılık politikaları; halkların özgürlük, eşitlik ve kardeşlik mücadelesi karşısında iflas etmiştir. Bu noktada TBMM çatısı altında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, yalnızca teknik bir girişim değil, halkların geleceğini belirleyecek ahlâkî-politik bir sınavdır.

Bu komisyon, yaraları onarmak, hakikati ortaya çıkarmak ve onurlu barışı kalıcı kılmak için değil; halkların kendi iradesiyle yeni bir demokratik yaşamı kurmak için var olmalıdır. Çünkü biliyoruz ki Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü olmadan Türkiye’nin demokrasiye ulaşması imkânsızdır.

Barış: Halkların Kazanılmış Hakkı

Barış, egemenlerin lütfu değil; halkların bedellerle kazandığı, dişiyle tırnağıyla inşa ettiği bir haktır. Bizim için barış, yalnızca silahların susması değil; halkların kendi kimliği, dili, kültürü ve inancıyla özgürce yaşamasıdır.

Demokratik toplum ise sermaye ve devlet vesayetinin zincirlerinin kırıldığı, halkların kendi öz yönetimini kurduğu, eşitlik ve özgürlüğün kurumsallaştığı bir yaşam biçimidir. Komisyonun asıl görevi, bu hakikati esas alarak halkların ortak özgürlük sözleşmesini inşa etmektir.

Kürt Sorununun Demokratik ve Onurlu Çözümü

Kürt halkı yüzyıldır süren inkâr ve asimilasyona karşı direniyor. Bu direniş, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin en dinamik gücüdür. Sorunun çözümü, göstermelik reformlarla değil; köklü demokratik dönüşümle mümkündür:

1. Anayasal eşit yurttaşlık ve tüm halkların kimlik haklarının tanınması,

2. Ana dilde eğitim ve kamusal kullanım hakkı,

3. Yerel özyönetim ve demokratik özerklik,

4. Siyasi yasakların kaldırılması,

5. Hakikat ve adalet komisyonlarıyla geçmişle yüzleşme.

Bu adımlar atılmadan ne barış kalıcı olur ne de demokrasi kökleşir.

Sürecin Ahlâkî-Politik Çizgisi

Barış süreci, masa başı teknik bir müzakere değil, halkların vicdanında karşılık bulan ahlâkî-politik bir mücadeledir. Bu nedenle:

Şeffaflık: Süreç halktan gizlenmemeli, açık yürütülmelidir.

Toplumsal katılım: Kadınlar, gençler, emekçiler, inanç toplulukları ve tüm halk kesimleri sürece dahil edilmelidir.

Ahlâkî duruş: İktidar hesapları değil, halkların ortak çıkarı esas alınmalıdır.

Hakikat ve adalet: Geçmişte yaşanan acılar inkâr edilmeden, mağdurların onuru iade edilmelidir.

Bu çizgi, komisyonun devletin değil, halkın temsil organı olmasını sağlar.

Tarihsel Fırsat: Halkların Geleceğini Kurmak

Bugün önümüzde duran seçenek nettir:
Ya halkların özgür geleceğine açılan kapı ardına kadar açılacak ya da karanlık politikalar yeniden devreye girerek fırsat heba edilecektir.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, eğer halkların iradesine sadık kalırsa, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm bölgenin geleceğinde özgürlük ve kardeşlik bayrağını dalgalandıracaktır.

Barış, halkların boynundaki zinciri kırmaktır. Demokratik toplum, halkların kendi iktidarını kurmasıdır. Bugün bu hedefe yürümek, sadece bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluktur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar