Mehmet Ali ALÇINKAYA
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu: Barışın ve Demokratik Toplumun İnşasında Tarihsel Sorumluluk...
Türkiye halkları, tarihsel bir dönemeçten geçiyor. Yüzyılların inkâr, imha ve ayrımcılık politikaları; halkların özgürlük, eşitlik ve kardeşlik mücadelesi karşısında iflas etmiştir. Bu noktada TBMM çatısı altında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, yalnızca teknik bir girişim değil, halkların geleceğini belirleyecek ahlâkî-politik bir sınavdır.
Bu komisyon, yaraları onarmak, hakikati ortaya çıkarmak ve onurlu barışı kalıcı kılmak için değil; halkların kendi iradesiyle yeni bir demokratik yaşamı kurmak için var olmalıdır. Çünkü biliyoruz ki Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü olmadan Türkiye’nin demokrasiye ulaşması imkânsızdır.
Barış: Halkların Kazanılmış Hakkı
Barış, egemenlerin lütfu değil; halkların bedellerle kazandığı, dişiyle tırnağıyla inşa ettiği bir haktır. Bizim için barış, yalnızca silahların susması değil; halkların kendi kimliği, dili, kültürü ve inancıyla özgürce yaşamasıdır.
Demokratik toplum ise sermaye ve devlet vesayetinin zincirlerinin kırıldığı, halkların kendi öz yönetimini kurduğu, eşitlik ve özgürlüğün kurumsallaştığı bir yaşam biçimidir. Komisyonun asıl görevi, bu hakikati esas alarak halkların ortak özgürlük sözleşmesini inşa etmektir.
Kürt Sorununun Demokratik ve Onurlu Çözümü
Kürt halkı yüzyıldır süren inkâr ve asimilasyona karşı direniyor. Bu direniş, Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin en dinamik gücüdür. Sorunun çözümü, göstermelik reformlarla değil; köklü demokratik dönüşümle mümkündür:
1. Anayasal eşit yurttaşlık ve tüm halkların kimlik haklarının tanınması,
2. Ana dilde eğitim ve kamusal kullanım hakkı,
3. Yerel özyönetim ve demokratik özerklik,
4. Siyasi yasakların kaldırılması,
5. Hakikat ve adalet komisyonlarıyla geçmişle yüzleşme.
Bu adımlar atılmadan ne barış kalıcı olur ne de demokrasi kökleşir.
Sürecin Ahlâkî-Politik Çizgisi
Barış süreci, masa başı teknik bir müzakere değil, halkların vicdanında karşılık bulan ahlâkî-politik bir mücadeledir. Bu nedenle:
Şeffaflık: Süreç halktan gizlenmemeli, açık yürütülmelidir.
Toplumsal katılım: Kadınlar, gençler, emekçiler, inanç toplulukları ve tüm halk kesimleri sürece dahil edilmelidir.
Ahlâkî duruş: İktidar hesapları değil, halkların ortak çıkarı esas alınmalıdır.
Hakikat ve adalet: Geçmişte yaşanan acılar inkâr edilmeden, mağdurların onuru iade edilmelidir.
Bu çizgi, komisyonun devletin değil, halkın temsil organı olmasını sağlar.
Tarihsel Fırsat: Halkların Geleceğini Kurmak
Bugün önümüzde duran seçenek nettir:
Ya halkların özgür geleceğine açılan kapı ardına kadar açılacak ya da karanlık politikalar yeniden devreye girerek fırsat heba edilecektir.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, eğer halkların iradesine sadık kalırsa, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm bölgenin geleceğinde özgürlük ve kardeşlik bayrağını dalgalandıracaktır.
Barış, halkların boynundaki zinciri kırmaktır. Demokratik toplum, halkların kendi iktidarını kurmasıdır. Bugün bu hedefe yürümek, sadece bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluktur.
Yazarlar
-
Murat SevinçParantezler… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDevlet, itibarının zedelenmesi karşısında sessiz kalırsa… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİndirimli TC vatandaşlığı… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAdalet ile Ahlâk Arasındaki Kopmaz Bağ 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYükselen milliyetçilik neye benziyor? 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKomisyonun zor tercihi ve yargının yolsuzluk çıkmazı 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Rojava Hep Gündem… 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERBedeli ücretliye ödetmek 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMHP’nin devrimci etkisi 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNNiyet Hayır, Akıbet Hayır 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAMilli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu.. 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti bu transferlerle güçlenir mi? 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN24’üncü yıl - Farklar 14.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
25.07.2025
21.07.2025
15.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
30.06.2025