Mehmet Ali ALÇINKAYA
Umut hakkı, insanlığın en temel değerlerinden biridir. Yalnızca mahpusların değil, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten bütün halkların ortak simgesidir. Umut, bireyin yaşam iradesini, toplumun direnişini ve geleceğe olan inancını ayakta tutar. Umudun yok edildiği yerde adalet, barış ve demokrasi filizlenemez.
Bugün umut hakkının en somut ve yakıcı ifadesi, Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasıdır. Bu talep, yalnızca bireysel özgürlüklerle sınırlı değildir; halkların barış, eşitlik ve özgürlük içinde yaşayabileceği demokratik bir geleceğin de anahtarıdır.
Öcalan’ın Özgürlüğü: Barışın ve Çözümün Anahtarı
Abdullah Öcalan, 25 yılı aşkın süredir ağır tecrit koşullarında tutulmaktadır. Bu yalnızca bir insanın özgürlüğünün gasp edilmesi değil; aynı zamanda Kürt sorununun demokratik çözümünün, Türkiye’nin demokratikleşmesinin ve Ortadoğu’da halkların kardeşçe bir arada yaşamasının önüne konmuş bir engeldir.
Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, Kürt halkı için özgürlüğün, Türkiye halkları için barışın, tüm bölge için demokratik çözümün kapısını aralayacaktır. Onun özgürlüğü, yalnızca mahpusların değil; tüm halkların umut hakkının hayata geçirilmesi demektir.
Siyasi Tutsakların Özgürlüğü: Toplumun Vicdanı
Binlerce siyasi tutsak, düşünceleri ve kimlikleri nedeniyle zindanlarda tutulmaktadır. Onların özgürlükten mahrum bırakılması, yalnızca bireylere değil; tüm topluma yönelmiş bir adaletsizliktir.
Siyasi tutsakların serbest bırakılması, toplumsal barışın güçlenmesi, demokrasinin kökleşmesi ve vicdanın onarılması için tarihsel bir zorunluluktur. Her siyasi tutsak, özgürlüğe kavuştuğunda toplum daha güçlü, umut daha diri olacaktır.
Toplumsal Muhalefete Çağrı
Demokratik kitle örgütleri, işçiler, kadınlar, gençler, ekolojistler, sosyalistler, devrimciler! Umut hakkı mücadelesi sizin mücadelenizin de özüdür. Öcalan’a özgürlük, siyasi tutsaklara özgürlük talebi, barış ve demokrasinin ön koşuludur.
Bugün farklılıklarımızı değil, ortak taleplerimizi büyütmenin günüdür. Umut hakkını savunmak için bir araya gelmeli, sokaklarda, meydanlarda, kampanyalarda sesimizi çoğaltmalı, mücadeleyi ortaklaştırmalıyız.
Devlete ve İktidara Çağrı
İktidara ve devlet güçlerine sesleniyoruz: Tecrit, özgürlükleri gasp etmek ve umut hakkını yok etmek, toplumsal barışı asla tesis edemez. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasını geciktiren her gün, toplumsal sorunları derinleştirmekte, halkların geleceğini ipotek altına almaktadır.
Adalet, barış ve demokrasi için atılması gereken en acil adım şudur: Tecridi kaldırın, Öcalan’ı özgürleştirin, siyasi tutsakları serbest bırakın! Bu adım atılmadan, gerçek bir çözüm, kalıcı bir barış ve demokratik bir gelecek mümkün değildir.
Eylem Zamanı
Bugün sözün ötesine geçme, eylemin zamanı gelmiştir. Umut hakkını savunmak; barış, adalet ve özgürlük mücadelesini yükseltmek demektir. Umut hakkı için birleşelim, meydanları dolduralım, kampanyaları çoğaltalım, mücadeleyi büyütelim.
Çünkü umudu yok sayan sistemlere karşı en güçlü yanıt, kolektif direniş ve eylemdir.
Umut hakkı, evrensel ve vazgeçilmez bir haktır.
Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması, bu hakkın fiilen hayata geçirilmesidir.
Bugün umut hakkını savunmak, yarının özgür, demokratik ve eşitlikçi toplumunu inşa etmektir.
Umut hakkı için birleşelim!
Öcalan’a özgürlük, siyasi tutsaklara özgürlük!
Barışa, demokrasiye ve özgürlüğe şimdi!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.12.2025
24.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
8.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
30.11.2025