Mehmet Ali ALÇINKAYA
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü, yüzeysel tartışmalarla geçiştirilemeyecek, günübirlik politik manevralara terk edilemeyecek kadar derin, tarihsel ve hayati bir meseledir. Bu iki alan, yalnızca birer siyasal konu değil; Türkiye’nin geleceğini, toplumsal barışını, ekonomik gelişimini ve bölgesel rolünü doğrudan şekillendiren stratejik birer demokratikleşme eşiğidir. Dolayısıyla bu sürece dahil olan tüm aktörlerden, öncelikle de siyasal iktidardan yüksek düzeyde bir ciddiyet, kararlılık ve samimiyet beklemek kaçınılmazdır.
Bu bağlamda, özellikle AKP iktidarı başta olmak üzere tüm siyasal çevreleri ve toplumun her kesimini ciddiyete davet etmek bugün ertelenemez bir sorumluluktur. Çünkü bu sorun, artık “mevcut olanı idare etmek” ya da günü kurtarmak için kullanılan geçici çözümlerle ilerletilemez. Eğer gerçekten çözümler geliştirmek, kalıcı bir demokratik düzen inşa etmek ve halklar arasında onurlu bir barış tesis etmek isteniyorsa, ciddi ve kararlı yaklaşımdan başka hiçbir yol yoktur. Seçim takvimlerine sıkıştırılmış vaatler, taktiksel hesaplar veya günübirlik politik çıkarlar bu ağır yükü taşıyamaz.
Bu noktada yapılması gereken yalnızca çözüm önerileri geliştirmek değil, aynı zamanda ciddiyetsiz yaklaşımların teşhir edilmesidir. Sorunun varlığını inkâr eden, toplumsal talepleri kriminalize eden, barışı ve demokratikleşmeyi yalnızca pazarlık unsuru haline getiren politikalar; halkın iradesini hiçe sayan, güveni zedeleyen ve çözümsüzlüğü derinleştiren bir işlev görmektedir. Bu nedenle, çözüm arayışının gerçekliği ve samimiyeti ancak bu tür yaklaşımların açıkça eleştirilmesi ve toplumsal bilinç tarafından reddedilmesiyle mümkün olabilir.
Ciddiyetin gerektirdiği yol haritası açıktır: Eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasal düzen, yerel demokrasiyi güçlendiren idari reformlar, dil ve kimlik haklarını güvence altına alan yasal düzenlemeler, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü garanti eden demokratik standartlar… Bunlar yalnızca teknik düzenlemeler değil; toplumsal barışın ve ortak yaşamın temeli olacak köklü adımlardır.
Türkiye, bugün tarihi bir kavşakta durmaktadır. Ya eski alışkanlıkların gölgesinde günü idare etmeye devam ederek bu ağır sorunları gelecek kuşaklara devredecek ya da cesur ve samimi bir demokratikleşme programıyla barışın kapısını aralayacaktır. Bu nedenle çağrı nettir: Başta iktidar olmak üzere tüm siyasal partiler, toplumsal hareketler ve her bir yurttaş, bu tarihsel sorumluluğun gerektirdiği ciddiyet ile hareket etmek zorundadır.
Ciddiyet, artık yalnızca bir tercih değil; Türkiye’nin özgür, eşit ve barışçıl yarını için tek çıkış yoludur.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.09.2025
22.09.2025
17.09.2025
14.09.2025
10.09.2025
7.09.2025
3.09.2025
31.08.2025
27.08.2025
24.08.2025