Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Enternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı...
12.11.2025
573

"Demokratik Toplum, Sosyalizmi Başarıya Götürür"

İnsanlık, tarihsel bir dönemeçtedir.
Kapitalist modernitenin krizleri derinleşmekte, savaşlar, yoksulluk, otoriter rejimler ve ekolojik yıkım insanlığın geleceğini tehdit etmektedir.
Ortadoğu bu küresel krizin merkezinde yer almakta; kimlik, inanç ve özgürlük mücadeleleri bölgesel dönüşümün dinamiklerini belirlemektedir.

Bu koşullarda barış, artık sadece bir siyasal seçenek değil, insanlığın varlık koşuludur.
Kalıcı bir barış, halkların özgür iradesinin tanınması ve demokratik toplumun inşasıyla mümkündür.
Silahların susması, ancak halkların özgürce konuşabildiği, eşit biçimde temsil edildiği bir demokratik düzenle kalıcılık kazanır.

Demokratik Toplum ve Güncel Barış Süreci

Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar, güvenlikçi devlet politikalarının iflasını göstermektedir.
Kürt sorunu başta olmak üzere, tüm toplumsal sorunların çözümü demokratik yöntemlerle mümkündür.
Halkların eşitlik, kimlik ve özgürlük talepleri bastırılarak değil; diyalog, müzakere ve demokratik çözüm anlayışıyla karşılanmalıdır.

Bugün yürütülmesi gereken barış süreci, yalnızca bir siyasal müzakere değil; toplumun yeniden kuruluş sürecidir.
Bu sürecin merkezinde yer alacak olan demokratik toplum fikri, halkların eşit temsiliyeti, yerel meclislerin güçlenmesi, kadınların ve gençlerin öncü rolüyle şekillenmelidir.
Bu yapı, demokratik sosyalizmin başarıya ulaşmasının da tarihsel zeminini oluşturur.

Ortadoğu Gerçeğinde Demokratik Çözüm

Ortadoğu halkları, yüzyıllardır ulus-devlet modelinin yarattığı parçalanmışlık, savaş ve baskı döngüsünde yaşamaktadır.
Bu model, kimlikleri bastırmış, inançları ötekileştirmiş, kaynakları savaş ekonomisine dönüştürmüştür.

Bugün bu çember kırılmaktadır.
Demokratik ulus ve demokratik toplum paradigması, bölgenin yeni siyasal bilincini temsil etmektedir.
Rojava deneyimi, halkların kendi öz gücüyle barışı ve özgürlüğü inşa edebileceğini kanıtlamıştır.
Kadınların öncülüğünde şekillenen bu toplumsal dönüşüm, demokratik özyönetim modelinin yaşam bulmuş hâlidir.

Bu perspektif, yalnızca Kürt halkının değil, tüm Ortadoğu halklarının demokratikleşme umududur.
Demokratik toplum fikri, sınırların ötesinde halkların ortak barış projesi olarak anlam kazanmaktadır.

Önderlik ve Siyasi Tutsakların Özgürlüğü; Barışın Eşiği

Gerçek bir barışın yolu, önderliğin ve tüm siyasi tutsakların özgürlüğünden geçmektedir.
Bir halkın önderliği esaret altındaysa, orada özgürlükten ve demokratik çözümden söz edilemez.
Önderliğin özgürlüğü, halkın iradesinin tanınması ve demokratik çözümün başlangıcıdır.

Siyasi tutsakların serbest bırakılması, toplumun vicdanını ve barış iradesini güçlendirecektir.
Kalıcı barış, devletin tek yanlı dayatmasıyla değil, halkların özgür iradesi ve diyalog zemininde mümkündür.
Bu nedenle demokratik müzakere ve özgür siyaset alanı, barış sürecinin temel halkası olmalıdır.

Kadınların, Gençlerin ve Ezilenlerin Özgürlük Mücadelesi

Kadınlar, gençler, inanç toplulukları ve emekçiler, demokratik toplumun temel dinamikleridir.
Kadınların özgürlük mücadelesi, sadece toplumsal eşitlik değil, barışın ve adaletin de güvencesidir.
Kadın özgürlüğü olmadan, ne gerçek barış ne de demokratik toplum mümkündür.

Gençlik, yaratıcı enerjisiyle demokratik yaşamın taşıyıcısıdır.
Bugünün gençliği, savaş, milliyetçilik ve cinsiyetçiliğe karşı özgür yaşamı savunmakta; demokratik sosyalizmin yeni dilini kurmaktadır.

Ezilen halklar, Aleviler, Êzidîler, Araplar, Süryaniler ve diğer inanç toplulukları, demokratik toplumun çoğulcu ruhunu temsil eder.
Bu çoğul yapının teminatı, halkların eşit temsili ve özgür iradesidir.

Enternasyonalizm; Halkların Birleşik Kurtuluş Ufku

Ortadoğu’daki özgürlük mücadelesi, yerel bir direniş olmanın ötesinde, insanlığın evrensel kurtuluş çağrısıdır.
Filistin’den Kürdistan’a, Latin Amerika’dan Afrika’ya kadar halkların özgürlük mücadeleleri, ortak bir hattın parçalarıdır.

Enternasyonalizm, dayanışmanın ötesinde halkların ortak kurtuluş bilincidir.
Bu bilinç, sınırların ötesinde kardeşliği, dayanışmayı ve özgürlüğü esas alır.
Demokratik toplum modeli, bu enternasyonal ruhun yerel temsili ve evrensel ifadesidir.

Gerçek barış, halkların birbirinden öğrenmesi, birlikte üretmesi ve ortak mücadelede birleşmesiyle mümkündür.
Bu da demokratik toplum sosyalizminin evrenselleşmesidir.

Barış ve Demokratik Toplumun İnşası

İnsanlık, bir yol ayrımında duruyor:
Ya savaşın, milliyetçiliğin ve otoriterliğin karanlığı sürecek;
ya da halkların kardeşliği, kadınların özgürlüğü, gençliğin yaratıcılığı ve demokratik toplumun barışçıl geleceği kurulacaktır.

Kalıcı barış, demokratik toplumun örgütlü iradesiyle mümkündür.
Önderliğin ve siyasi tutsakların özgürlüğü, bu sürecin stratejik eşiğidir.
Kadınların öncülüğü, gençliğin enerjisi, halkların enternasyonal dayanışması; demokratik sosyalizmin başarıya ulaşmasının temel güvencesidir.

Bugünkü süreç, sadece siyasal bir müzakere değil, insanlığın yeniden doğuş sürecidir.
Bu doğuş, demokratik toplumun inşasıyla, halkların eşitliği ve özgürlüğüne dayalı yeni bir yaşamla gerçekleşecektir.

Ve bu çağrı, bütün halklaradır:
Barış için, özgürlük için, demokratik toplum için —
Kadınların, gençlerin, ezilenlerin ve inançların birleşik iradesiyle
Demokratik toplum sosyalizmi mutlaka başarıya ulaşacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar