Mehmet ALTAN
Affligem Kasabası’na doğru yol alıyoruz. Kürt televizyonlarının büyük bir bölümü Belçika’daki bu kasabada.
Ben de Med Nüçe Televizyonu’nda, Erdal Er’in ‘Editör’ programına katılacağım.
Arabayı, aynı babası gibi ömrü emekli oluncaya kadar madenlerde geçen İbo kullanıyor, kesik kesik laflıyoruz.
Kasabanın girişine koca bir ‘arpa imbiği’ kondurmuşlar, çünkü Affligem aynı zamanda Belçika’nın çok eskilerden gelen bir bira markası.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Program sonrası, televizyonların üst düzey yöneticisi Ferda Çetin, Erdal Er, programı için her hafta sonu Londra’dan buraya gelen Koray Düzgören, hep birlikte yemeğe gidiyoruz. İbo da bizimle birlikte.
Hafta sonu afilli bir kasaba restoranında yemek yemek bile Belçika toplumunun yaşam kalitesinin hangi düzeylere geldiğini lafa gerek bırakmadan anlatıveriyor.
Affligen üzerinden Kürt Sorunu’nu irdeleyerek geceyi kapatıyoruz.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ertesi gün, ortam değişiyor ama konumuz hep aynı.
Öğleden sonra, Türkiye’nin yakıp yıktığı yaşamların sarsıcı hikâyelerine tanıklık ediyorum. Hikâyeler sarsıcı ve siz de dinlerken sarsılıyorsunuz.
Akşamüstü KCK Yürütme Konseyi üyesi ve eski Kongra Gel Başkanı Zübeyir Aydar ile randevum var.
Sürgündeki ilk Kürt parlamentosunun görkemli binasının yolunu tutuyoruz.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Burası birkaç katlı tarihi bir bina. Tavşan kanı çaylar ile hoş beş ediyoruz.
Bulunduğumuz odadaki televizyonlardan Türkiye haberlerine gözümüz kayınca, ekonomi ve doların durumu da sohbetin parçası haline geliyor.
Kürt Sorunu ise Zübeyir Aydar ile baş başa yiyeceğimiz yemeğin konusu olacak. Remzi Kartal Brüksel dışında olmasa, o da bizimle birlikte olacaktı.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Gastronomi ve başarı çıtası yüksek olduğu hemen anlaşılan, bizim coğrafyadan bir insanımızın işlettiği bir lokantayı mekan tutuyoruz.
Ulus-devletin aşılması, sol düşüncenin Leninist varyantının gerilerde kalması, başlangıç konularımızı oluşturuyor.
Zübeyir Aydar nitelikli bir 21’inci yüzyıl analizi yapıyor.
‘İktidar’ ve ‘yönetim’ ayrımı dikkatimi çekiyor.
Yönetimin toplumsal organizma için şart olduğunu ama ‘iktidar’ kavramının toplumsal ve bireysel sakatlanmalara yol açtığını anlatarak yeni, farklı bir açılım yapıyor.
PKK sürecinin sosyolojik etkilerini ise kadın hareketi ve feodalizm üzerinden konuşuyoruz.
Aydar, uzun uzun içinde yer aldığı hareketin kadını nasıl bilinçli bir şekilde özgürleştirdiğini anlatıyor. Hareketin kadına bakışındaki farklılığı nasıl örgütlenmeye taşındığının örneklerini veriyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Çözüm süreci ve günlük gelişmeler ise dört saate yakın süren yemeğin ana menüsü oluyor.
Demokrasi olmadan kalıcı bir çözüm olamayacağını defalarca ve altını sıkı sıkıya çize çize tekrarlıyor.
Bir yandan çözüm sürecini gözü gibi sakınmak, öte yandan AKP’nin antidemokratik, faşizan icraatına da sonuna kadar karşı çıkmak.
Bu, Selahattin Demirtaş’ın da çizgisi.
KCK Yürütme Konseyi üyesi Aydar’ın vurgularının neden yekpare bir şekilde kamuoyuna yansıyamadığı, bu görüşlerin nerelerde nasıl nispi kırılmalara uğradığı da benim sorularımı oluşturuyor.
Aydar, AKP iktidarı ile kendileri arasındaki en belirgin anlaşmanın ‘ateşkes’ konusu olduğunu söylüyor.
On dört yıl önce kendi parti programına yazdığı demokratikleşme adımlarını hala atmayan AKP’ye fazla güvenmenin çok riskli olacağı inancının yaygınlığını bir kez daha görüyorum.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Zübeyir Aydar, silahlara veda ederek demokratik siyaset istediklerini, tüm özenlerinin siyasetin önünü açmak olduğunu da vurguluyor.
Ama çözüm olmadan silahların bırakılamayacağını da tekrarlıyor.
Nevruz ve sonrasında, olası gelişmelerin de bu çerçevede kalacağını söylüyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Seçim konusunu ve HDP’nin seçimlere parti olarak katılmasını da konuşuyoruz.
Defalarca seçim barajının indirilmesini talep ettiklerini ama AKP iktidarının buna sağır kaldığını anlatıyor.
Seçim barajını aşamazlarsa da büyük sorun yaratılmaması gerektiğini söylüyor ama “örneğin Şırnak’taki dört milletvekilliğini baraj yüzünden AKP’nin almasının nasıl toplumsal bir etki yaratacağını öngörmenin de zor olduğunu” hatırlatıyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Geçen hafta da Diyarbakır’daydım ve şöyle yazıyordum:
“‘Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı’ diye sorulur, eğer mesele ‘çözüm süreci’ ise galiba çok gezen daha çok biliyor.
Şu sıralarda Diyarbakır’ı gidip görmekte, oradaki insanları dinlemekte büyük yarar var.
Hem Ankara’da söylenmeyen birçok gerçeği öğreniyor, hem de samimi olmayanın kalıcı da olamayacağını bir kez daha görüyorsunuz.”
Galiba bu tespit Brüksel için de geçerli.
.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025