Mehmet BARANSU
Bir önceki yazımda Taksim Gezi Parkı’yla ilgili kısa bir yazı yazmış ve “Türkiye bir haftadır Taksim Gezi Parkı’nda yitirdiği aklını arıyor” demiştim. Üzülerek söylemeliyim ki kaybettiğimiz aklımızı henüz bulamadık. Hükümetin ve eylemcilerin kullandığı dile bakacak olursak, kısa zamanda da bulacak gibi görünmüyoruz.
Her iki taraf da geri adım atmamak için direniyor. Sokak Başbakanı, Başbakan sokağı anlamıyor. Anlamak istemiyor. Çözüm de işte bu noktada kördüğüm bir hâl alıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AK Parti’li yetkililer sokakta büyüyen öfkeyi anlayamıyorlar. 1990 doğumlu gençlerin taleplerini, beklentilerini, yaşantılarını, dünya görüşlerini analiz edemiyorlar. Tek yaptıkları, olayların ardında “gizli bir el” bulma telaşı. 2007’de kendilerine psikolojik harp yapan bir ismin “Faiz Lobisi” çıkışını kurtarıcı formül olarak buldular. Ancak bu da olayların dinmesine yetmedi. Beşir Atalay’ın söylemiyle “elimizde listeler var” açıklamasına rağmen, bu kişilerin kim olduğu bir türlü kamuoyuyla paylaşılamadı. Bu gidişle de paylaşılamayacak gibi görünüyor. Söylemle, halen kendi kontrollerinde olan medya ve iş dünyasını tehditle, olaylara son verileceği düşünülüyor.
Başbakan ve AK Partililerin kullandığı bu dile baktıkça, kabaran öfkeyi bundan sonra da anlayamayacakları endişem her geçen gün büyüyor.
İddia edildiği gibi olayların arkasında gerçekten gizli bir el varsa, bu elin yapmak istediği oyunun neden boşa çıkarılmadığını doğrusu anlayamıyorum. Oyunu boşa çıkaracak aklın olmaması da Başbakan’ın çevresini kimlerin kuşattığının bir başka göstergesi. Yapılacak şey aslında çok basit; “Dik dur eğilme, bu millet seninle” sloganına esir olmadan, Topçu Kışlası yapımından vazgeçildiğinin, hata yapıldığının açıklanması. Taksim Platformu ve göstericilerle Dolmabahçe’de görüşülüp, ardından Türkiye’ye bunun deklare edilmesi.
Yapılacak bu açıklamaya rağmen, eylemcilerin bundan sonra Gezi Parkı’yla ilgili yapacakları eylem ve aşırılıklar, kamuoyundan destek görmeyip, tepki çekecektir. Eylemler de böylece boşa çıkacaktır. Doğrusunu isterseniz başka da çıkış yolu görünmüyor gibi.
Topçu Kışlası’ndan vazgeçilmesi, Başbakan Erdoğan’ın dik duruşuna da herhangi bir zarar getirmez. Erdoğan’ın bir şeyler ispat etmesine gerek yok. 2002’den itibaren kazanılan her seçim, muhalefetin acziyeti, bir grup eylemcinin başlattığı ve muhalefet partilerinin yedek oyuncu bile olamayacaklarının ortaya çıkması, Erdoğan’ın halk nezdindeki yerine, dik duruşa herhangi bir zarar getirmeyecektir. Türkiye’nin kazandığı bu noktada Erdoğan da kazanacaktır.
Aslında Başbakan Erdoğan ve AK Parti’yi eleştirecek çok nokta var. Son iki yıldır yazdığım yazılarda da kendilerini sık sık uyardım. Yenilen kul hakları, hukuksuz işlemler, gece yarısı çıkarılan yasalar ve daha niceleri. MİT üzerinden bana yaptıkları operasyona ise hiç girmiyorum. Bugün ateşi söndürme vakti. Ateş söndüğünde eleştirilerime devam edeceğim. Ancak şunu söyleyeyim. Başbakan ve yakınları, suçlu aramak yerine yandaki haberime iyi bakmalılar. İçlerindeki 28 Şubat ruhunu, yaptıkları hukuksuzlukları göreceklerdir. Bu haber Taksim’i anlamalarına, şapkayı önlerine koyup, özeleştiri yapmalarına da yardımcı olabilir. Ümitsiz olsam da.
Yalanlamayı bırakın sorulara cevap verin
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Yemen’e gönderilen silahlarla ilgili bir açıklama yaptı. Hatırlarsanız önceki gün bisküvi adı altında Yemen’e gönderilen kolilerde 2 bin 500 üzerinde silah çıktığını yazmış ve kolilerin aranmama emrinin Genel Müdür Yardımcısı’nın yazdığı bir yazıya dayandığını söylemiştim.
Bakanlık yaptığı açıklamayla, müfettiş raporlarına dayandırdığım haberimi “iftira niteliği taşıyan bir değerlendirme” olarak nitelendirmiş. Kolilere zarar verilmeden tesbit yapın yazısının rutin bir yazı olduğunu, eşyanın muayene edilmemesi anlamı taşımadığını belirtmiş. Eşyanın da arandığını söylemişler.
Bakanlık yetkililerine kısaca şunu söyleyeyim. Müfettiş raporunuz bu açıklamalarınızın tamamını yalanlıyor. Sizlere birkaç sorum olacak. Madem kolileri aradınız, incelediniz, silahları nasıl bulamadınız? Koliler X-ray cihazına niçin sokulmadı? Gümrükte kameralarınız neden çalışmıyordu? Ve en önemlisi gümrük çalışanları ifadelerinde bir iki koliye baktık, çünkü Genel Müdür Yardımcısı’nın emri vardı savunmasını neden yaptılar? Müfettişler bu savunma ve ihmallere rağmen niçin bir tek gümrük yetkilisini suçlu bulmadı ve hepsini akladı? Sizin bakmadığınız kolilerdeki silahları, Yemen gümrüğü bir dakikada X-ray cihazında nasıl buldu?
Gümrükler Genel Müdür Yardımcınızın ihmalini korumadan, bu zor sorularıma cevap verirseniz sevinirim. “Kastı aşan, iftira niteliği taşıyan” kelimelere başvurmadan.
http://www.taraf.com.tr/mehmet-baransu/makale-ak-parti-de-oyunu-bozacak-akil-yok.htm
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015