Mehmet BARANSU

Sözde zaferlerin son mağlupları
22.09.2014
1965

Son günlerde birileri “Yeni Türkiye” dedikçe, “yeni Türkiye’nin” kodları her geçen gün kendini biraz daha hissettirdikçe aklıma hep Apocalypto filmindeki o meşhur sözler geliyor.

 

İnsan dedi ki; “Daha iyi görmek isterdim.

 

Akbaba şöyle karşılık verdi; “Benim gözümle gücümü alacaksın.

 

Ve yine insan dedi ki; “Çok güçlü olmak isterdim.

 

Jaguar cevap verdi; “Benim gücümü alacaksın.

 

Sonra insan yine dedi ki; “Yeryüzünün sırlarını bilmek isterdim.

 

Yılan cevap verdi; “Ben sana göstereceğim.

 

Sonunda insan tüm hayvanlardan kazanacağı tüm yetenekleri alınca gitti.

 

Baykuş bütün hayvanlara dedi ki; “Artık insan çok şey biliyor ve çok şey yapabilir.

 

Geyik dedi ki; “İnsan tüm istediklerine kavuştu. Artık kaderi son bulacak.

 

Yine Baykuş dedi ki; “Hayır, o insanda bir delik gördüm. Asla doyuramayacağı açlık kadar derin bir delik. Onu hüzünlendiren ve daha fazlasını istemesine neden olan şey bu. Durmadan almayı sürdürecek ve ta ki dünya şöyle diyene kadar; ‘Daha fazla veremeyeceğim. Verecek bir şeyim kalmadı...’

 

Yeni Türkiye denen ve son yıllarda yaşadığımız İslamcı muhafazakâr kesimin yaşadığı tam da buydu aslında. Hayvanların sahip olduğu tüm yeteneklere kavuşmuş, doyumsuz kara delik, insan olma vasıflarını yitirmelerine neden olmuştu.

 

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu, bu kesimin boğazına kadar kirliliğe bulaştığını aslında bu karadeliğin bir sonucunu göstermişti bizlere.

 

Elindekiyle yetinmeyen, hep daha fazlasını isteyen bir güç. 

 

Gücün belki de sonucu...

 

Demokrasi ve hukukun askıya alınması..

 

Kulluğun, kul olmanın anlamını yitirmesi...

 

Değişim geçirmesi...

 

Evrimleşmesi...

 

Dönüşmesi...

 

Beden de yeniden şekillenip...

 

Kula, güce kulluk göstermesi...

 

Paraya ve dünyaya tapınma hâlleri...

 

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama...

 

Ve sonunda...

 

Sıfırlanan insanlık...

 

Eğer âdemoğlunun iki vadi malı olsa, yine de üçüncü birisinin olmasını da arzular. Âdemoğlunun karnını ancak toprak doyurur” gerçekliğinin bir kez daha zuhur etmesi.

 

Tarih Pirus zaferleriyle doludur.

 

Özellikle siyasi tarihimizde yüzlerce örnekle karşılaşmak mümkün.

 

Pirus Zaferi, tarihe yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılmak üzere geçmişti. Darbe tarihimiz, cuntacıların yaptıkları ve bugün geldiğimiz nokta yenilmeye mahkûm olduklarını gösterdi bizlere.

 

Tarih şimdi de “Yeni Türkiye” adı altında hukuksuzca yapılan bir Pirus Savaşı’yla karşı karşıya. 

 

Eski yöntemlerle, “eski Türkiye’nin” yeni diye pazarlanmaya çalışıldığı bir anlayış. 

 

Elinde güç bulunduran birileri, hiç hesap vermeyecek gibi icraatlara imza atıyorlar. 

 

Hesap vermemek için demokrasi ve hukuku askıya alma adına bir dizi icraata imza atıyor.

 

Anayasa’yı, hukuku, mahkeme kararlarını hiçe sayan bir anlayış...

 

Tıpkı eski Türkiye’de yaşandığı gibi. 

 

Ve bu savaşı da kazandıklarını düşünüyorlar.

 

Bilmedikleri gerçek ise içlerinde bulunan o “karadelik”.

 

Yenilmeye mahkûm olanların hikâyesi tüm kütüphanelerin raflarında. Tarih sayfalarında. 

 

Bugün bu savaş içinde yer alanların hikâyesini de hep beraber okuyacağız.

 

Okumakla kalmayıp, hesap verdiklerine de şahit olacağız. 

 

Türkiye o gün “yeni” kavramını hak ederek yoluna devam edecek. 

 

Sözde zaferlerin son mağlupları...

 

Sanırım onları tarihin yazacağı cümleler de bu olacak.

 

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar