Mehmet Ocaktan
Bir Müslümanın, Kur’an’ın ve Hz. Peygamberin evrensel mesajlarının rehberliğinde yaşadığımız dünyayı anlaması, yorumlaması ve yaşanabilir bir dünyanın oluşması için kendince bir katkıda bulunma çabasından daha saygın bir davranış olamaz. Zira bu aynı zamanda insanın bizatihi kendi varoluşunu zihinsel düzlemde kavrama ameliyesinin bir cüzüdür.
Zaten esas olan da, aklımızın sınırları dahilinde bu dünyadaki yerimizin ve varlığımızın hikmetini düşünmektir. İnsanoğlunun yüzyıllar içinde oluşturduğu tecrübeler göstermiştir ki, varlığımızı bu kainatın bir sayfası olarak okumakla ancak hikmete ulaşmamız mümkün olabilir. Çünkü biz istesek de istemesek de varlığımızın hikmeti, bu kainatın anlamında gizlidir.
Daha somut olarak ifade etmek gerekirse dünyanın ve insanlığın geçirdiği değişimleri, tecrübeleri akılla ve hikmetle kavramak ama bunu yaparken de önce İslam’ı doğru anlamak ve her çağın diline doğru tercüme etmek gerekiyor.
Aslında bugün yaşadığımız sorunlara çözüm üretebilmek için klasik kültürümüzden intikal eden İslam anlayışını yeniden gözden geçirme zarureti bulunmaktadır. Mesela Asr-ı Saadet dönemi her Müslüman için güzel bir özlemdir. Ancak saadet asrını Müslümanların kıyamete kadar aynı şekil ve kalıplar içinde yaşaması gerektiği gibi değerlendirirsek doğru sonuçlara ulaşmamız mümkün olmayabilir. Çünkü biz farklı zamanlarda, farklı kültürlerde yaşıyoruz ve bugün o dönemin coğrafi, kültürel ve de sosyolojik şartları içinde değiliz. Zaten tarihsel süreç içinde İslam’ın farklı yorumları, farklı uygulamaları hep var olagelmiştir. Elbette Allah’a iman, ahirete iman ve peygamberlere iman gibi temel akidelerde bir değişim söz konusu değildir.
Şunu biliyoruz ki yüzyıllar içinde toplumların günlük yaşayış kuralları, insanlar arasındaki ilişkiler, sosyal yapı ve kamu hayatına ilişkin kurallar sayısız kere değişti ve değişmeye de devam ediyor. Ama vahyin özü değişmedi, dolayısıyla bugün Müslümanlara düşen, Asr-ı Saadet kalıplarına aynen dönmek değil, evrensel mesajı akılla ve hikmetle değerlendirerek yaşadığımız çağa taşımaktır. Zamanı tersine çeviremeyeceğimize göre, modern zamanların şartları içinden İslam’ı okuyarak güncelleştirip hayatımıza nakşetmektir.
Maalesef günümüz İslam dünyasında ve özellikle de Türkiye’de İslam bağlamında Müslümanların sorunlarını konuşmak, tartışmak pek mümkün değil. Herkesin kafasında şekillenen görsel bir dindarlık algısı var ve dolayısıyla şekilleri zorlayan, sorgulayan yaklaşımlar hem tehlikeli hem de fitne olarak değerlendiriliyor.
Dini şekillere hapseden dindar kesimlerin İslam anlayışı yobaz olduğu kadar, tehlikeli de... Ne yazık ki bu kesimlere İslam’ın temel esaslarını oluşturan hak-hukuk, adalet ilkesini ve birey özgürlüğünü anlatmak mümkün değil.
Kimse ‘resmi dini söylem’in oluşturduğu geleneksel İslam konforunun bozulmasını istemiyor. Mesela sakal, sarık, cübbe, misvak gibi ritüelleri neredeyse dinin esası gibi algılayan günümüz Müslümanları, İslam’ın esası olan hukukun üstünlüğü ve kişi haklarının teminat altına alınması konusunda ne yazık ki aynı hassasiyeti göstermiyorlar.
Düşünün ki “İslam ülkelerinde hukuk yok, adalet yok, özgürlük yok, demokrasi yok, koyu bir istibdat hakim” benzeri bir ifade kullandığınızda, anında itirazlar başlıyor. Ve hemen savunmacı bir refleksle “Müslüman ülkeleri bırak, Batı’nın Müslümanlara yaptığı zulümleri anlat, ne var Müslümanların halinde?” benzeri yaklaşımlarla İslam toplumlarını aklama yarışına girilir.
Elbette Batı’yı aklamak ve onların günahlarını örtmek gibi bir niyet içinde olamayız. Ama unutmamalıyız ki, Batı’nın hatalarını konuşmak İslam dünyasındaki adaletsizlikleri ve zulümleri ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. İslam’ın çağlarüstü mesajını önemseyen her dindar, önce kendi evinin içini temizlemek, siyasal ve toplumsal alandaki bütün kirliliklere karşı tavır almak zorundadır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025