Mehmet Ocaktan
ABD Başkanı Donald Trump’ın hiçbir kural ve adap tanımayan cahilane konuşmalarına bütün dünya ile birlikte artık biz de alıştık sayılır. Barış Pınarı Harekatı’nın başladığı ilk günden bu yana öylesine şeyler söyledi ki bazen başımız döndü, bazen de midemiz bulandı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gönderdiği skandal mektup, bütün dünyayı utandıran kara bir leke olarak geçti tarihe.
Neyse ki Ankara’da yapılan görüşmeler sonunda ateşkes sağlandı ve hepimiz derin bir nefes aldık. Ancak Trump hiç durmuyor ki... Bu kez de Ankara’da varılan anlaşma sonrasında Türkiye’nin Suriye’de Kürt grupların kontrolü altındaki bölgelere yönelik operasyonunu ‘okul bahçesinde kavga eden iki çocuğa’ benzetti ve “Ben biraz kavga etmeleri gerekiyor dedim. Okul bahçesindeki iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vereceksiniz, sonra da ayıracaksınız. Birkaç gün kavga ettiler ve oldukça şiddetliydi” diyerek yeni bir patavatsızlık örneği sergilemiş oldu.
Evet Trump’ın sözlerinin bir endazesi yok, muhtemelen bundan sonra da benzer çılgınlıkları izlemeye devam edeceğiz. Tamam adam patavatsızlıkta sınır tanımıyor ve kibirli bir eda ile Ortadoğu halklarıyla dalgasını geçiyor. Zaten bunlar hep kavga ederler, ben de gelir ayırırım...
Açıkçası onur kırıcı bir durumla karşı karşıyayız. Acaba diyorum, Ortadoğu coğrafyasının insanları olarak bu yaşananlardan ders çıkarıp kendimizi esaslı bir iç muhasebeye tabi tutabilir miyiz?
Sahi bu coğrafyanın insanları neden birbirleriyle kavga ederler?
Kolay yolu tercih edip, “Emperyalist güçler gelip yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızı sömürüyorlar ve bize nefes aldırmıyorlar” diyerek kendimizi rahatlatabiliriz. Evet bir sömürü çarkının olduğu muhakkak, iyi güzel de bizim perişan halimizi nasıl izah edeceğiz? Allah Amerika’daki, Avrupa’daki insanlara olduğu gibi hiçbir ayrım yapmadan bu coğrafyada yaşayan insanlara da akıl, zeka ve irade bahşetmiş.
Eğer biz kendimizi bir takım ideolojik ahmaklıklara teslim edip bilim, teknoloji üretememişsek, adam gibi bir hukuk sistemi inşa edememişsek, insanlarımıza fikirlerini özgürce ifade edebilme imkanını bile sağlayamamışsak ve liyakatsizliklerle malul durumdaysak Allah bize ne yapsın ki...
Tek tek bütün İslam ülkelerine bakalım, hemen hepsinde bilim, teknoloji ve tefekkür üretmek değil, hamasetle vatan-millet duygularını kabartıp mehter eşliğinde hayali kahramanlıklar üretmek makbul durumdadır.
Eğer rasyonel akılla hareket edip yaşadığımız tecrübelerden ders çıkarmayı başaramazsak, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da perişan halimize mazeretler üretmeye devam ederiz. Bu çerçevede son günlerde yaşadıklarımız adeta bir laboratuvar örneği oluşturmaktadır. Mesela bunca diplomatik imkan ve yakın geçmişte yaşadığımız Kuzey Irak tecrübesine rağmen Suriye bağlamında aynı şeyleri tekrar yaşıyor olmak gerçekten anlaşılması güç bir durum. Suriye politikasındaki temel yanlışlarımız bir tarafa, eğer IŞİD’le mücadelenin başladığı günlerde Suriye’deki Kürt unsurlarla ortak politikalar üretebilseydik, eminim şu anda Trump’ın saçma sapan kaprisleriyle uğraşmak durumunda kalmayacaktık. En önemlisi de, bu ülkedeki Kürtlerin hamisi biz olacaktık.
Kuzey Irak’taki Kürt oluşumunun ilk yıllarını hatırlayalım, askerden siyasi aktörlere kadar hemen herkes sadece “kırmızı çizgi” ezberini tekrar etmekle meşguldü. Peki sonuç ne oldu? Kürtler kendilerine bölgesel bir devlet kurdular ve bizimle de gayet iyi geçiniyorlar. Arada sırada eski ezberlerimizle “yiyecek ekmeğe muhtaç” olacaklarını hatırlatıyoruz ama, ciddi bir sorun yaşamadan yan yana geçinip gidiyoruz. Ayrıca Kürtlerin Irak ve Suriye’de otonom yapılar kurması dünyanın sonu demek değildir.
Eninde sonunda Suriye’deki hikayenin sonu da benzer şekilde bitecektir. Zira orda bir Kürt varlığı var ve gerçek olan budur. Türkiye için önemli olan, bu bölgelerdeki terör unsurlarına karşı güvenliğini garanti altına almaktır. Bunun en doğru yolu da, bu meseleleri legal bir muhatapla konuşabilmektir. Maalesef şu andaki temel problem bu muhatabın olmamasıdır. Unutmayalım, komşularımızla geliştireceğimiz ticari ilişkiler, aynı zamanda teröre karşı da güçlü bir kalkandır.
Maalesef hikaye iyi bitmedi, artık bundan sonra Suriye’deki muhatabımız diktatör Esad olacak gibi gözüküyor. Yani başladığımız noktaya geri döndük. Doğrusu Baas rejiminin geçmişte terör konusunda Türkiye’nin başına nasıl dertler açtığını hatırladıkça geldiğimiz noktanın ne kadar dramatik bir durum arzettiğini görmek insana acı veriyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025