Mehmet Ocaktan
Şehir Üniversitesi’ne el konulmasının ardından, yıllarca bilim ve sanata emek vermiş, üniversite öğrencilerine burslarla destek olmuş Bilim Sanat Vakfı’na el konulması, AK Parti iktidarının talihsiz bir uygulaması olarak tarihe geçmiş bulunuyor. Maalesef bizim iktidarımız döneminde 28 Şubat’ı hatırlatan bir manzara ile karşı karşıyayız. O günlerde üniformalı toplum mühendislerine karşı adeta haykıran yazılar yazmış, yasaklara karşı özgürlükleri savunmuştuk. Bugün AK Parti’yi yönetenler de aynı özgürlük şarkısını söylemişlerdi. Ama nereden bilebilirdik ki gün gelecek geçmişte yasaklara karşı direnenler, iktidar olduklarında canımızı yakan benzer kararların altına imza atacaklar...
Ama oldu işte, yıllarca “şanlı tarih” masalları anlattık, “vakıf medeniyeti” söylemleriyle yeri göğü inlettik ve sonunda her vesileyle övündüğümüz Osmanlı’nın, kılına bile dokunmadığı vakıflara dokunmak bize nasip oldu!..
Epey bir süredir yargıda işlerin hukukun üstünlüğünü dikkate alan bir hassasiyette gitmediğini, ifade özgürlüğü konusunda derin sorunlar yaşandığını, akademik özgürlüklerin kan kaybettiğini biliyoruz. Hatta sivil toplum örgütlerinin giderek devletin bir kenar süsü haline dönüştürüldüğünü de görüyoruz.
Ama öyle anlaşılıyor ki devlet aygıtı, bütün sivil alanları tek elde toplayan yeni bir evreye geçmiş bulunuyor. Bilim Sanat Vakfı’na el konulmasından sonra, bütün sivil toplum kuruluşları, sivil vakıflar devletleştirilirse artık şaşırmamak gerekiyor.
Eğer bir toplumda devlete kutsallık ve dokunulmazlık zırhı giydirilmeye başlanmışsa, bütün kültürel ve sivil faaliyetleri kontrol altına almak için devletin toplum mühendisliği yapması da caiz demektir. Bütün bunları gerçekleştirmek için gerekçe üretmeye müsait en güçlü argüman da hiç kuşkusuz devletin bekasıdır.
Devlet gerekli gördüğü her durumda kırmızı çizgiyi çekebilir, halkın düşüncelerini belirleyip yönlendirebilir ve ‘devletin bekası’ için tehlike arzettiği gerekçesiyle farklı düşünen, resmi söylemle çelişen sivil vakıfları, dernekleri devletleştirebilir. Tıpkı Bilim Sanat Vakfı örneğinde olduğu gibi...
Oysa modern demokratik sistemlerde devlet ve toplum iki ayrı varlıktır. Sivil faaliyetler devlet eliyle yapılacak işler değildir, devlet sadece toplumda geçerli olan kültürel değerlere tabi olur ve sivil alanın korunmasını sağlar. Hiçbir şekilde toplum mühendisliği yapma ve sivil kültürel faaliyetleri kontrol etme yetkisine sahip değildir. Çünkü sadece otoriter devlet yapıları, toplum mühendisliği yapma iddiasında bulunabilirler.
Bilim Sanat Vakfı’na el konulmasıyla birlikte artık bundan sonra farklı düşünen, bilim, sanat ve kültürel alanda faaliyette bulunmalarının doğal bir sonucu olarak iktidarla el ele yürümeyi tercih etmeyen sivil vakıflara, derneklere el konulmasının önü sonuna dek açılmış bulunuyor. Bu demektir ki, iktidar bundan böyle çalışmalarından memnun olmadığı, eleştirel düşüncenin odağı olarak gördüğü bütün sivil kuruluşları denetleyip gerekirse onlara faaliyet takvimi dikte edebilecektir. Muhtemelen, hizaya getiremediği kuruluşlara da ibreti alem için el koyarak devletin ‘mutlak’ gücünü gösterecektir.
Ancak daha da dramatik olanı, iktidarın bu icraatıyla gelecek iktidarlar için de kötü bir gelenek oluşturmuş olmasıdır. Yani bundan böyle iktidarlar rahatlıkla vakıflara el koyabilirler.
Bütün bunlar olup biterken esas talihsizlik, geçmişte kendilerine yapılan hukuksuzluklar konusunda seslerini yükselten ENSAR, Birlik Vakfı ve İlim Yayma gibi sivil kuruluşlarının sessizliğe gömülmüş olmalarıdır. Anlaşılan başkalarına yapılan hukuksuzluklar onları pek ilgilendirmiyor. Bu arada ÖNDER, Mazlumder, İHH, Özgürder, Yedi Hilal, İlke ve Akabe gibi sivil toplum kuruluşlarının hakkaniyetli tavırlarının takdire şayan olduğunun altını çizmek gerekiyor. Unutmayalım, bugün hukuksuzluklar karşısında susanlar, yarın kendileri aynı hukuksuzluğa maruz kaldıklarında etraflarında kimseyi bulamayacaklardır...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025